Heave translate Turkish
848 parallel translation
Heave ho!
Kaldırın!
He can heave a knife into a mark so big every time.
Her seferinde bıçağını fırlatıp tam hedefinden vurabiliyor.
I'll bet you a buffalo hide he can't heave it into that post back of ya.
Bir bufalo derisine seninle iddiaya girerim ki sırtının üzerinden arkadaki direğe atamaz.
We're goin'again, Davey. Heave-ho.
Gidiyoruz, Davey.
Heave!
Atın!
Heave!
Fırlat!
Why don't he heave to until it clears?
Neden sis dağılana kadar beklemiyoruz.
Heave. Heave.
Kaldır, kaldır.
Heave.
Kaldır.
Now, all together, with a big heave.
Şimdi, hep beraber, tüm gücünüzle.
Heave!
Kaldır!
Heave.
Kaldır!
All of you, heave when I shout.
Hepiniz, ben söylediğimde kaldırın.
Heave ho!
Hay-di!
Heave...
Hay...
Heave that lead, Manuel.
Getir şu iskandili Manuel.
As soon enough hands come aboard, tell them to turn to... -... and heave up that anchor short.
Gemiye yeterince adam çıkınca onlara çapayı biraz çekmelerini... — söyle de dipte sürünsün.
A-heave, a-ho. A-heave, a-ho. A-heave, a-ho.
Hop, hop, hop.
Then when the devil comes to take that fella away, why, you heave your cat at him and say, " devil, follow corpse.
Ondan sonra şeytanlar o adamı almaya geldiği zaman kedini o adamın üzerine fırlatırsın dersin ki : " Şeytan, ölüyü takip et ; kedi, şeytanı takip et ;
Heave ho, here we go.
Önce ayaklarını zincirleyin.
Heave the starboard line!
Sancak halatını at!
Heave a port line!
İskele halatını at!
Heave! Hep!
Kaldır!
Heave!
Çek!
Hep! Heave!
Kaldır!
- Heave ho.
- Hey, hop.
Heave ho.
Hey, hop.
Heave to. Lower the dory.
Biraz uzaklaşalım.
Heave!
Haydi!
Heave ho the forestay sail.
Elini omzuma koy ve sakin ol.
Heave them over.
Kaldır şunu.
- Heave the lead!
- Karaya yönelin!
Heave it is, sir.
Karaya doğru efendim!
I can see a body. Heave ho!
Haydi!
One... two... heave!
Bir... iki... çekin!
You're looking for an excuse to heave me out on my ear.
Şimdi de beni terk etmek için bir neden arıyorsun.
She gave him the heave-ho.
Addie ona yol verdi.
The heave-ho.
Marş marş.
Heave, ho.
Hi, ho.
Yeah, keep it soft, or we'll get the heave-ho.
Evet, yumuşak nefes al. Yoksa kapı dışarı ediliriz.
"Heave up the anchor. We sails on the hour."
Bir saate kadar demir alıyoruz. " demeniz beni hiç şaşırtmaz.
Splendid! - Heave to!
Harika!
Heave!
çekin!
Heave.
çekin.
- Heave.
- çekin.
- Heave!
- çekin!
Heave!
! çekin çekin! çekin!
A-heave, a-ho.
Hop, hop, hop.
Heave ho, me lads, heave ho.
Eğer onun ölmesine izin verirseniz hepinizi vururum, sizin her adamınızı sonuna kadar. Vira beyler vira
Heave ho.
Vira salpa.
Heave!
Telgraf!
heaven 227
heavenly 27
heavens 284
heavens above 20
heaven forbid 39
heavens to betsy 16
heavenly father 64
heavens no 32
heave ho 23
heavenly 27
heavens 284
heavens above 20
heaven forbid 39
heavens to betsy 16
heavenly father 64
heavens no 32
heave ho 23