English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Here's your money

Here's your money translate Turkish

319 parallel translation
Here's your money, Gypo.
Paran da burada, Gypo.
Here's your money.
İşte paran.
Look, here's your money.
Bak, paran burada.
Here's your money.
Buyurun paranız.
LOOK, HERE'S YOUR MONEY.
Bak, işte paran.
- Here's your money.
- Al paranı. - Teşekkürler.
You're gonna get my money from your brother who's in there getting some of that stuff they shoot out here?
Paramı kardeşinden alacaksın, ama kardeşin içeride ve iğne yaptırıyor, öyle mi?
- Here's your money.
- İşte paranız.
- Here's your money.
- İşte paran.
Here's your map, Kraut money, Swiss Francs.
Alman parası, İsviçre Frankı.
Here's your whiskey, where's your money?
paranız nerede?
Here's your money.
İşte paranız.
Lucky for you, you didn't get here in time to lose your money.
Şanslısın, iyi ki zamanında gelmedin, paranı kaybederdin.
When she's here, you'll be happy to give us all the money we want so that we don't hurt your little treasure.
Buraya gelince, küçük mücevherine dokunmayalım diye istediğimiz paranın hepsini vereceksin.
So here's your money.
İşte paranız.
Your Money Man's here.
Parayı getiren adam burada.
FOR 30 CENTS EARTH MONEY, HUH? YOU BET YOUR LIFE, BUT YOUR MONEY'S NO GOOD HERE.
Haklısınız ama sizin paranız burada geçmez.
Here's where you bring your money.
Bal gibi! Verdiğiniz paraya değer.
Here. Here's your money.
Al bakalım, paran burada.
Here, there's your money back.
- İşte paranız.
From the bosses Here's your blood money. My blood.
Kanlı paranı al.
In Tokyo you use your head to make money... but it's not worth a damn here!
Tokyo'da para kazanmak için saksıyı iyi çalışıyordun ama burada pek bir halta yaramıyor galiba.
Take out seven hundred thousand for your lawyer's fee, your parcels and your money orders, but the rest is still here.
700,000 kadarı avukatının masraflarına ödemelere falan gitti ama gerisi duruyor.
Here's your front money.
İşte ön ödemen.
Here's your money, Don Miguel.
İşte paran burada, Don MigueI.
From the moment your money's on deposit here... you can sleep without any worries.
Paranızı buraya yatırdığınız andan itibaren... rahatça uyuyabilirsiniz.
- Here's your money.
Alın ama, alın.
Here's what's left of your expense money.
İşte harcırahınızdan geriye kalanlar.
Here's your money.
İşte paran, Walker.
Here's your money.
Paranı getirdim Loco.
- That you're wasting your money, that it's your money you're burning, and it's your hands that get caned when you come in here.
- Paranızı boşa harcadığınız, yaktığınız şeyin paranız olduğu, ve buraya geldiğinizde yanacak şeyin elleriniz olduğu.
Here, pick up your money and keep it!
Toplama sırası sizde. Bu paraları toplayın ve saklayın!
- Here's your money.
- Al işte paran.
Here's your money.
- İşte paran.
I know this place is a mess, but if you don't mind staying here, I don't want your money.
Burada bir karışıklık olduğunu biliyorum burada kalmaya aldırmazsan, senden para istemiyorum.
Boss here's your money.
Patron paran burada.
Here's your money.
Paran burada.
Here's your money.
Paranız.
Here's your money..
Paranız burada..
Here's your passport and your money.
İşte pasaportun... paran.
Your money's no good here.
Senin paran burada geçmez.
Your money's no good here.
Burada sizin paranız geçmez.
Your money's no good here.
Sizin paranız burada geçmez.
Here's an extra pound - against your pocket money!
Cep harçlığına karşılık sana fazladan bir pound veriyorum!
And you've been using the money to finance your so-called guerrilla operation up here... secondhand junk you call weapons... makin'believe you're Che Guevara, runnin'around in the bushes... trying to learn how to do column manoeuvres without running over your hat.
Ve sen de parayı sözde gerilla operasyonun için harcıyorsun. Silah dediğin hurdalar ile kendini Che Guevara sanıyorsun. Çalılıklarda dolaşıp şapkanı çiğnemeden kaç manevra yapacağını öğrenmeye çalışıyorsun.
If I get your son's name here, I want lots of money.
Oğlunun adını buraya yazdırırsam çok para isterim.
Let me get something straight here, you're going to will all of your money to the stableman's daughter, and he's against it?
Şunu bir düzleştirelim, Sen bütün paranı seyisin kızına bırakıyorsun, ve o buna karşı, öyle mi?
Here's your money, sir.
İşte paranız, Efendim!
Here's your money.
Paranızı buyurun.
I know all of you work very hard during the day... and I'm sure that you could think... of some more exciting ways to spend your evenings... but remember that the degree that you earn in here... can spell more money for you out there.
Biliyorum bütün gün çok fazla çalışıyorsunuz ve eminim akşamlarınızı daha eğlenceli şeyler yaparak geçirmek istersiniz ama unutmayın burada kazandığınız dereceler dışarıda size daha fazla para kazandırabilir.
Didn't you ever think that a thief could break in here get tired ransacking the apartment, lie down to take a nap bam, your money's gone.
Hiç düşünemiyor musun eve giren hırsız dairenen altını üstüne getirdikten sonra dinlenmek için uzanabilir ve bam, paran uçtu gitti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]