English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / His dad

His dad translate Turkish

6,144 parallel translation
You mean, how his dad hit the road the second he found out I was pregnant?
İkinciye hamile olduğumu öğrenince babasının nasıl kaçtığını mı anlatayım yani?
His dad's always worried he's going to fall back into that.
Babası her zaman kumara geri döneceği için endişeliydi.
My friend is really worried about his dad.
Arkadaşımız, babası hakkında gerçekten endişeli.
Doesn't seem that long since I was putting his dad to bed in the same room.
Sanki babasını aynı odada beşiğine yatırdığım günler dün gibi.
Just like little Thomas will be when his dad comes home.
Tıpkı küçük Thomas'ın babası döndüğünde gururlanacağı gibi.
Normally, I would put his dad down.
Normalde babasını yazardım.
Salt Lake City to see his dad.
Babasını görmeye Salt Lake City'ye gidiyormuş.
Went to Salt Lake City to see his dad?
Salt Lake City'ye babasını görmeye mi gitmiş?
I think it came from being an army brat- - his family moved around a ton until his dad got permanently stationed in Hong Kong, when he was 13.
Asker çocuğu olmasından kaynaklandığını... Ailesi, o 13 yaşındayken babası Hong Kong'daki daimi görev yerine atanana dek çok fazla taşınmış.
No, I grabbed the golf clubs just to get Chip in even more trouble with his dad.
Hayır, golf sopalarını aldım. Sırf Chip babasıyla sorun yaşasın diye, hepsi bu.
I said, "No problem," and I brought the boy in and his dad.
Sorun değil dedim ve babasıyla oğlanı getirdim.
If he would have spent as much time in the art, painting and, you know, or an artist, taking after his dad who was in his genes, he might have been a great artist.
Eğer sanata yeterli zaman harcayabilseydi yani resim yapmaya, çok büyük sanatçı olabilirdi. Bu onun genlerinde vardı.
He's also making good on his dad's threat to keep him locked up till next Halloween.
Ayrıca babasının bir dahaki Cadılar Bayramı'na kadar kitleme tehdidini çok iyi canlandırıyor.
Garcia, have you found his dad yet?
Garcia, babasını bulabildin mi?
And he saw his dad lying on the floor.
Ve babasını yerde yatarken gördü.
Oh, so his dad's in jail?
- Yani babası hapiste mi?
I grew up with his dad.
Babasıyla birlikte büyüdük.
To some abandoned office building his dad owned.
Babasının sahip olduğu terkedilmiş bir ofise.
His dad, on the other hand, is a little more type-A.
Babasıysa daha çok A tipi biri.
After seeing Will and his dad tonight, I don't need Santa, or snow machines, or fancy lights, all I need is you, mom.
Will'in bu gece babasıyla görüşmesinden sonra Noel Baba'ya ya da kar makinesine ya da yanar dönerli ışıklara gerek duymuyorum.
You are not Ralph's father, and whether he meets his dad is my decision.
Siz Ralph'ın babası değilsiniz ve babasıyla görüşüp görüşmeyeceğine ben karar veririm.
Well, you're his dad, so find some common ground.
Pekala, sen babasısın ortak bir nokta buluver işte.
! - His dad sees you!
- Babası seni görüyor!
I thought he was living with his dad.
Ben onun babasıyla birlikte yaşayan düşündüm.
I think dad's losing his mind.
Sanırım babam aklını kaybetmiş.
We should get out of here before David decides to give you his overprotective-dad speech.
David sana aşırı korumacı babalara özgü nutuklarından birini çekmeden önce gitsek iyi olur.
Then being around your dad with his billion books sold, and he sucks. I'm good.
Milyarlarca kitabı satılan babanın çevresinde olmak üstelik kötü olan o, iyi olan da ben iken.
So instead of coming to the funeral that I paid for and spent all day organizing, you had Dad's body ground into chum, so you could throw his mushy remains on Derek Jeter?
Tüm gün planlayıp, paralar yağdırdığım cenaze yerine babamın parçalarını Derek Jeter'a atasınız diye doğradınız öyle mi?
so what do you want to play, like, Secretariat's dad or his grandfather, maybe like an elderly witch doctor who puts a curse on him or something?
Kimi oynayacaksın? Babasını mı, dedesini mi? Veya belki de onu lanetlemiş yaşlı bir cadı doktoru mu?
Allison's dad woke up to an email this morning from Uber saying she booked a car in his account last night.
Allison'ın babası kendisine Uber'dan bir mail geldiğini söylüyor, dün gece onun hesabından bir araba kiralanmış.
He loved his children, but he was a blessed man to have Belinda's mom and dad take care of the kids when there was such a demand put on him as being a world man.
Çocuklarını severdi ama Belinda'nın, ailesi çocuklara baktığı için şanslıydı. Çünkü o sırada dünyaca tanınan bir insan olarak herkesin aradığı kişiydi.
His mom and dad would come up and cook, and his Aunt Coretta.
Annesi ve babası ve Coretta teyzesi gelip yemek yapardı.
Ali loved it when his mom and dad was there, and his brother.
Ali, ailesi ve kardeşi de orada olduğu için memnundu.
And then he was the one to help him get his license back, and then for him to say the things that he said to him was kinda hard for my dad.
Ve sonra lisansını geri almasına yardımcı oldu. Ama yine de, söyledikleri babama ağır geliyordu. Babam bu tavrı anlayamıyordu.
Dad is practising his speech to the Members of Parliament.
Babam, parlamentoda yapacağı konuşmayı hazırlıyor.
Honey, my dad is just excited that his grandson could have a crush on a girl, and honestly, so am I.
Tatlım, büyükbabası torununun bir kıza vurulmasından dolayı heyecanlı. Açıkçası, ben de öyleyim.
How is this even relevant right now, when dad's in there getting his heart operated on?
Babam kalp ameliyatı geçirirken bu ne alaka şimdi? Kimin umrunda?
Ben's dad bought his mom flowers for no reason at all.
Ben'in babası hiçbir sebep yokken annesine çiçek aldı.
This is just like all the stuff my dad used to have in his basement.
Babamın bodrumundaki eşyalara benziyor.
I... I asked Dad if I could use his credit card.
Şey... babama kredi kartını kullanıp kulanamayacağımı sordum.
My dad was with me when I had my accident, and he lost his visitation rights.
Kaza geçirdiğimde babam yanımdaydı ve ziyaret haklarını kaybetti.
Most importantly, my dad is coming with his new girlfriend, and I need the French press.
En önemlisi, bugün yeni kız arkadaşıyla birlikte babam geliyor ve bana French press gerek.
His borderline personality disorder makes him overvalue certain relationships... thank mom and dad for that... and one glimmer of belief in an authority figure like Whitehall, well...
Borderline kişilik bozukluğu onu bazı ilişkilerde kıymetli yapabiliyor ki bunun için anne ve babasına teşekkür etmeliyiz... Whitehall gibi bir otorite figürünü düşününce de ışık saçıyor tabii. Çok yaşa Hydra.
Uh, Will just got a Christmas card from his dad.
- Will, babasından Noel kartı almış.
Because baby Teddy thinks his mother is nanny Jen and Karen spent last night in a threesome with two guys doing a move on her they like to call eiffel towering!
Çünkü Teddy dadısı Jen'i annesi zannediyor ve Karen geçen geceyi ona yaptıkları şeye Eiffel Kulesi adını koydukları erkeklerle üçlü seks yaparak geçirdi!
Isn't that the old T-shirt cannon that dad modified for Luke to take on his paper route?
Luke gazete dağıtırken kullansın diye babamın modifiye ettiği eski tişört fırlatıcı değil mi?
Uh, I looked at her dad's tox report and there was a substantial amount of alcohol found in his system, but there were other peaks on the GC that were never analyzed.
Babanın toksikoloji raporuna baktım. Alkolün yanında analiz edilmemiş başka bir madde daha vardı.
Drugged the dad to get him out of the way. And took his gun.
Babasını bayılttın ve silahını aldın.
Axl, dad's about to mow the lawn and I can't find his wallet or his keys.
Axl, babam çimleri biçmek üzere ve anahtarı ya da cüzdanı bulamıyorum.
You know, in my day, I'd have made sure that my girlfriend's dad got his turkey before I got mine.
Gençliğimde kız arkadaşımın babası hindi almadan ben almazdım.
My son... Is with his nanny.
Oğlum dadısıyla birlikte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]