English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / His dog

His dog translate Turkish

1,981 parallel translation
So he, um, he packs his SUV, he brings things for work, like, work stuff and then he brings books and he brings his dog, a golden retriever, and he starts driving up to the mountains.
İşle ilgili eşyalarını filan. Kitaplarını da yerleştirmiş. Golden retriever köpeğini de almış.
So, he calls his dog over, his dog leaks his hand, he feels better, he feels comfort and he falls back to sleep.
Köpeğine seslenmiş. Köpeği gelip elini yalamış. Kendini daha rahat, daha iyi hissetmiş.
He starts screaming, he looks up, his dog, the golden retriever, is empaled by the chandelier, hanging from above.
Çığlık atmaya başlamış. Kafasını kaldırmış bakmış köpeği Golden retriever yukarıda sallanıyor. İçi çıkmış şekilde avizeden sarkıyor.
His dog Baxter ate the lower half of my hamstring.
Köpeği Baxter, diz arkası kirişlerimin alt yarısını yemişti.
We will all be his dog if we allow this evolution to continue.
Ama bu dönüşümün devam etmesine izin vermeyeceğiz!
We will all be his dog.
O bir yalancı. Kahretsin!
So this dog, out of nowhere, just lifts its hind legs up and puts them in the harness there and just takes a shit while he's running on his front paws.
Bu köpek birdenbire arka bacaklarını kaldırdı koşumların üzerine koydu ön ayaklarıyla koşarken oracıkta kakasını yaptı.
Well, it's his dog.
- Onun köpeği.
He can't cure his dog.
O köpeği bile tedavi edemez.
No, no, no, I want you to start doing preliminary sketches of Brutus and his dog, Balzaak
Hayır hayır, senden Brutus ve köpeği Balzaak'ın ilk çizimlerine başlamanı istiyorum.
No. A man I just met walking his dog.
Hayır, köpeğini gezdirirken tanıştığım bir adamdan.
Or at least his dog did.
En azından köpeği.
Tell him his dog is thirsty.
Ona köpeğinin susadığını söyle.
Heep here says that you've got his dog. Well, I don't know about that.
Heep köpeğinin sizde olduğunu söylüyor.
There was a guy who saw you while feeding his dog.
Köpeğini beslerken seni gören bir adam var.
That's what his dog eats.
Onun köpeği de öyle.
Not only him, his dog is rich too?
Yani sadece Sahir değil, aynı zamanda köpeği de zengin öyle mi?
Why didn't I become his dog?
Neden onun köpeği ben olmadım ki?
He's just trying to find out what happened to his dog.
Sadece köpeğine ne olmuş öğrenmek istiyor.
He had his dog with him.
Yanında köpeği vardı.
CLAIMED IT WAS AN ACCIDENT, BUT HE FILED A COMPLAINT THE PREVIOUS MONTH THAT THE NEIGHBOR KILLED HIS DOG.
Kaza olduğunu söylese de bir ay önce komşusunun, köpeğini öldürdüğünü iddia etmiş.
You'd think a ghost ate his dog or something.
Sanki hayalet köpeğini yedi ya da onun gibi bir şey.
And Scooby's not just his dog.
Ve Scooby, Shaggy'nin köpeğinden fazlası.
In the middle of two mountain tops, he starts yelling for his dog.
İki dağın dorukları arasındayken, köpeği için bağırmaya başlamış.
His dog's broken leg, the bruises on his back...
Köpeğinin bacağını kırdılar, Jordi'nin bacağını zedelediler...
Walking his dog.
Köpeğini gezdirdiğini.
He has lost his dog.
Köpeğini kaybetmiş.
- They took his dog.
- Onun köpeğini aldılar.
But it's not so bad, because I've seen him with his dog, and he loves, he loves that animal, so, you know, it's not so bad.
Ama o kadar da kötü değil, çünkü onu köpeğiyle gördüm ve o... O hayvanları seviyor biliyorsun. O kadar da kötü değil.
The dog comes over, he leaks his hand, he feels better, falls back asleep.
Köpeği gelmiş, elini yalamış. Kendini daha iyi hissetmiş ve tekrar uyumuş.
- His granddad's dog died
- Onun büyükbabasının köpeği...
Your father's mad at me'cause I can't take care of his fucking dog.
Lanet itine bakamıyorum diye baban bana parlıyor.
Looking for a dog bite his name.
Bir köpeği arıyorum. Muşka!
It had Robin, marooned on an island with guns and a dog and- - and a house in the trees and all sorts devices for his comfort.
Robin silahlarla, bir köpekle ve... bir ağaç evle ve rahatını sağlayacak her türlü aletle bir adada mahsur kalmış.
And his teeth are still sharp. The panicked bite of a dying dog.
Ölen bir köpeğin son çırpınışları.
- We just killed his dog.
- Adamın köpeğini öldürdük.
If I clean up his crap, he's my dog.
Eğer pisliğini ben temizliyorsam, benim köpeğimdir.
A sled dog has to get along with his teammates.
Gördünüz mü? Yeni lider köpeğimiz.
What on earth do you suppose induced that old sea dog Archibald Fritton to hide his treasure here?
Hangi salak Archibald Fritton'ın hazinesini burda sakladığını düşündü ki?
Or shall I think about how that glorified dog's body, Clive Ambrose, can't keep his affairs in order?
Yoksa kendini bir halt sanan Clive Ambrose'nın bana emir yağdırmasını mı düşüneyim.
Don't forget, Uncle every dog has his day.
Unutma amca, her köpeğin bir günü vardır.
Control the dog or the next one has his name on it.
Köpeğine sahip olmazsan sonraki onu girecek!
Would you look at his beautiful dog?
Şu güzelim köpeğe bakar mısın?
Hi. My son has been acting like a dog with his favorite bone, hiding you away.
Oğlum kemik bulmuş köpekler gibi, seni benden saklıyordu.
His Downward Dog, it's just- - it's just legendary.
Onun "aşağı bakan köpek duruşu"... Dillere destandır.
The dog marks his territory all over the living room.
Köpek oturma odasında hâkimiyet bölgesini işaretlemiş.
You probably killed his dog or shot his mom.
Görevim yerine getirdiğim için bana teşekkür etti.
Mr. Churchill has his black dog and I... and I have my red mist.
Bay Churchill'in bunalımı vardı, benim de öfkem var.
And our little dog walked right up, hiked his leg and peed all over Christopher's new tennis shoes.
Ve küçük köpeğimiz onun yanına gitti. Bacağını kaldırdı ve onun spor ayakkabılarının üstüne işedi.
Said the blind man to his deaf dog.
- Kör adam, sağır köpeğine öyle söylüyor.
and dog will have his day.
Kedi miyavlar, köpek avını bulur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]