Hit the bricks translate Turkish
101 parallel translation
Hit the bricks, pal.
Durma ikile, ahbap.
Hit the bricks, Linus.
Yaylan, Linus.
I hit the bricks at 8 : 00.
Hep sekizde kalkarım.
Hit the bricks, move it.
Dön arkanı git buradan.
All right, Candy, hit the bricks.
- Tamamdır, tatlım, kaybol buradan.
- Right, let's hit the bricks.
- Hadi, yola koyulalım.
Hit the bricks, pal, and beat it,'cause you are going out!
Duvarlara vur dostum ve kır, çünkü dışarı gidiyorsun!
You close or you hit the bricks.
Ya iş bitirirsiniz ya da kafanızı duvara vurursunuz. Karar...
- Well, tin man, suppose you hit the bricks.
- O halde yollara düş. - Hayır.
- Let's hit the bricks.
- Hadi tuğlaları kıralım!
My bum hit the bricks.
Kıçım tuğlalara.
All right, let's hit the bricks, huh?
Gidebilirsiniz.
All right, let's hit the bricks.
Haydi yola koyulalım.
Hit the bricks!
Duvara tosla!
Therefore, wear the skirt or hit the bricks.
Kısacası, ya etek giy ya da işsiz kal.
So hit the bricks, porky.
şimdi topukla bakayım, yağ tulumu.
Hit the bricks, dog!
Defol git ahbap!
What do you say we hit the bricks?
- Haber vermeden basmaya ne dersin?
Yeah, hit the bricks!
Şimdi sıvış!
It's a seller's market. Hit the bricks! Bye-bye!
Piyasa yükseliyor!
I got a waiting list a mile long, so take your hello kitty bag and hit the bricks.
Upuzun bir bekleme listem var. "Hello Kitty" çantanı al ve ikile.
Tell him to hit the bricks.
Ona ikilemesini söyle.
"Hit the bricks"?
İkilemesini mi?
- Hit the bricks, toe-heads.
- Yağla tabanları. Ahmak.
Plus, the minute she falls asleep, I can hit the bricks.
Artı, uykuya daldığı an ben de kirişi kırabilirim.
She hit the bricks running.
Hiç vakit kaybetmeden işe başladı.
I should march up to her and tell her to grab those arrogance-dripping, petulance-oozing, surgically cosmeticized bims she brought along and hit the bricks.
Onun yanına gidip, yanında getirdiği yüzlerinden kibir akan, aksi suratlı, estetik ameliyatlı hatunları alıp gitmesini söylemeliyim.
HIT THE BRICKS!
Defol!
Yeah, hit the bricks, bitch.
Defol git, serseri.
Just tell her to hit the bricks.
Ona sadece tuğlalara vurduğunu söyle.
Seems the owner hit the bricks as soon as she heard a certain someone had re-entered society.
Anlaşılan, birilerinin tekrar ortalıkta gezindiğini öğrenince ev sahibi hanım pılını pırtını toplayıp gitmiş.
Hey, let me go hand in my habit, and we'll hit the bricks.
Kıyafetimi teslim edeyim de sonra yolumuza gideriz.
Let's hit the bricks.
Haydi tabanları yağlayalım.
Anybody wants out, take your cut, hit the bricks.
Ayrılmak isteyen, payını alır ve gider.
You don't sell a car this weekend hit the bricks.Or you can get out now.
Dip balıklarındansanız, bu hafta satış yapamazsınız. Ya da şimdi çeker gidersiniz.
Go on, hit the bricks.
Git hemen. Kaybol.
Hit the bricks!
Silkele şunları.
Hit the bricks!
Silkele şunları!
I was about to hit the bricks, and then she drove in.
Yollara düşmek üzereydim ki, içeriye o girdi.
Next time if I hear or see you touching anybody in this building, you hit the bricks.
Bir daha bu binadan kimseye dokunduğunu görürsem ya da duyarsam, kovulursun.
Yeah, hit the bricks, blondie. - Hey, hey.
Tamam.
So I suggest you take the easy road out and hit the bricks, Dorothy.
Yani kısa yoldan uzamanı tavsiye ederim Dorothy.
Now hit the bricks, Woodpecker.
Şimdi gidip tuğlaları gagala, ağaçkakan.
Let's hit the bricks.
Hadi ikileyelim artık.
Right, let's hit the bricks, mate.
Haydi, dostum, yola koyulalım.
You're crowding us. Hit the bricks.
Kalabalık yapıyorsun.
I been flyin'right lately, because my parole comes up again in November, and I'm gonna hit those bricks before I kick the bucket, you see?
Artık akıllı davranıyorum çünkü şartlı tahliyem kasımda geliyor ve nalları dikmeden önce sokakta yürümek istiyorum, anlıyor musun?
Then it hit me on the way over here, you know, like a ton of bricks.
Üzerime duvar çökmüş gibi hissettim şu anda.
Joe tossed me a blanket and told me to hit the bricks.
Tatlım, Connie'yle yeşil odaya git.
I hit bricks on the track
Pistte bir taşa çarptım.
I think we hit the yellow bricks, find this Joshua cat.
Sanırım sarı patikayı takip etmeli ve Joshua'yı bulmalıyız.