I asked for it translate Turkish
873 parallel translation
I asked for it, didn't I?
Ben istemedim mi?
I asked for it to be sent registered airmail.
Uçak postasıyla göndermelerini istemiştim.
I asked for it, and I'll get over it.
Benim yüzümden oldu, unuturum bunu.
Well, I asked for it.
Buraya gelmeyi ben istedim.
- It isn't? I asked for it and I was told it's gone to Nürnberg.
İstetmiştim, bana dosyanın Nürnberg'e gittiği söylendi.
I asked for it, I deserved what I got.
Bunun için sordum, sahip olduğum şeyi hak ettim.
I asked for it.
Ben istedim.
I asked Secretary Kim for a favor and he said you would have it, and he told me to come talk to you about it.
Sekreter Kim'den bir şey rica ettim. Sende olduğunu ve gelip seninle konuşmamı söyledi.
I asked Henriette Dauvergne for it.
Henriette Dauvergne'den istedim.
You asked for my opinion, and I gave it.
Bana fikrimi sordunuz, ben de söyledim.
She'd asked for the truth, so I let her have it.
Benden gerçeği istemişti, ben de verdim.
I asked for you and Washington okayed it.
Seni istedim ve Washington onayladï.
All right, then, I take it that's settled, and I get what I asked for.
Pekala, anlaştık
It is not for nothing that I asked you to begin your story from when you arrived in Reims.
Reims'a varışından itibaren hikayene başlamanı istemem haybeden değildi.
Believe it or not, I asked one of my many friends for a job once - executive of a big company - 2,500 employees.
Buna ister inanın, ister inanmayın ama bir keresinde, 2,500 çalışanlı büyük bir şirketin yöneticisi olan arkadaşlarımdan birinden bir iş istedim.
I asked him for the money, and he gave it to me.
- Olamaz! Para istedim.
Well he just asked me if I'd take it to Driercliff for a half a pound and I wouldn't have done it for a penny less.
Bu notu sana verdiğinde ne dedi? Yarım sterline onu Driercliff'e götürmemi istedi. Bu işi bir peni eksiğine yapmazdım.
When you asked me for a divorce, I still didn't think you could make a go of it alone.
Boşanmak istediğini söylediğinde de öyle düşünüyordum.
Nick, I've brought you stuff before and you never asked for any name on it.
Bak Nick, sana daha önce o kadar şey getirdim ama bu zamana kadar hiç isim sormadın.
But I want to asked you anyway because it's usually Terry they usually go for.
Sana yine de sormak istedim çünkü sonuçta peşinden koşulan hep Terry olurdu.
I counted on you halving it so I asked for double.
Bunun için sana güvenip iki tane istedim.
She just asked that you skip the whole thing for the party, not bring it up. And I said...
Sadece parti için bunu boş vermeni, bu konuyu hiç açmamanı istedi.
You asked for my opinion, and I've given it.
Fakat fikrimi sordunuz. Ben de size söyledim.
If I asked for something, you gave it to me right away.
Senden bir şey istesem hemen verirdin.
I don't know how many times I'd asked her to marry me... but there on the subway platform, for the first time, she brought it up.
Ona kaç kere evlenme teklif ettiğimi bilmiyorum ama orada, metro istasyonunda ilk defa bu konuyu açmıştı.
It was busy for so long, and I asked you to get it and you did.
Uzun süredir meşguldü ve sizden rica ettim, siz de aradınız.
It's possible they'll be willing to buy the jewels back, no questions asked for as high as 25 percent of what they're worth.
Mücevherleri, soru sormaksızın geri almak istemeleri kuvvetle muhtemel... Çünkü değerlerinin en fazla % 25'i kadar ediyor olacaklar.
Well, if I did, he asked for it.
Öldürdüysem bile o kaşındı.
I wrote in and asked for it.
Bunu çalmalarını ben istedim.
If only he'd given me the money when I asked him for it.
Keşke istediğim zaman parayı verseydi.
Say, I'm sure glad it wasn't me they asked up to that house for dinner.
Yemeğe çağırılan ben olmadığım için memnunum.
The reason I asked you to wait, Stepp... was because I thought it might be... well, a little less uncomfortable for you with the other employees gone.
Beklemeni istememin sebebi Stepp diğerlerinin gitmesini beklemek... ve onların seni rahatsız ettiğini düşünmem.
And by the time that he asked me to marry him, I'd lied to myself inside for so long that I believed it was me he cared for and not the money.
Ve bana evlenme teklif edene kadar, onun beni önemsediğini paramı önemsemediğini inanıyor diye uzun süredir kendime yalan söylüyordum.
I'm sorry to have disturbed you, ma'am, but she asked me to have it ready for school.
Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm, madam, fakat onu okul için hazırlamamı istemişti.
Once she asked me for help, and I could not deliver it.
İyi tanıyorum. Zavallı yaratık benden yardım istedi.
And it's the first I've ever asked for.
Bu da benim ilk ricam.
I asked for the job because I was afraid if I waited, someone else might get it.
Önceden geldim. Beklersem, başka biri alır diye korktum.
I never asked you for it.
Hiçbir zaman istememiştim.
That I had asked for it.
Onlardan bunu talep ettiğimi.
Once he asked me for a drink of water and I handed it to him through the ventilator.
Küçük pencereden uzattım.
Okamura, I'm saying this just to make sure, I'm helping you because you asked for it.
Okamura, bunu emin olman için söylüyorum sana yardım etmemi istediğin için sana yardım ediyorum.
But when I asked you for one, you gave me it without slightest sign of reluctance.
Ama ben bir tane istediğimde, en ufak isteksizlik belirtisi olmadan verdiniz.
It's the first time I've asked anyone for that.
Daha önce kimseden böyle bir şey istemedim.
Now, I asked Torusumi 26 and he settles for 22 because he knows he can get rid of it for 35.
Ben de Torusumi'ye 2600 ve 2200'e anlaştık çünkü 3500'e elinden çıkarabileceğini biliyor.
If I asked him to let you stay on the ranch he would have thought I do it only for my self-interest.
Şayet ondan çiftlikte kalmanı isteseydim bencilce sadece kendimi düşündüğüm kanısına kapılacaktı.
It was hard for me to believe too, so I asked her the other day.
Benim için de buna inanmak çok zordu, o yüzden geçen gün ona ne olduğunu sordum.
We were both suffering from it, even before he asked for me, and I went to see him.
Beni çağırttığında ve onu görmeye gitmemden önce bile ikimiz de bundan muzdariptik.
Actually, she asked me to keep this for her, and I wanted to return it.
Aslında, kendisi için bunu saklamamı istedi ve bunu iade etmek istedim.
Believe it or not, I asked one of my many friends for a job once- - executive of a big company- - 2,500 employees.
Neden çalışmıyorsunuz? Buna ister inanın, ister inanmayın ama bir keresinde, 2,500 çalışanlı büyük bir şirketin yöneticisi olan arkadaşlarımdan birinden bir iş istedim.
I've asked for information in the towns and farmsteads of this zone but no one knows anything about it.
Bu bölgedeki kasaba ve çiftliklerden malumat istedim ancak kimsenin bir bildiği yok.
No speculation, no information, nothing. I've asked three times for information and you've been unable to supply it.
O şey hakkında senden üç kez bilgi istedim.
i asked you first 53
i asked 191
i asked first 21
i asked you 78
i asked myself 26
i asked them 16
i asked you a question 258
i asked you something 17
i asked him 111
i asked her 65
i asked 191
i asked first 21
i asked you 78
i asked myself 26
i asked them 16
i asked you a question 258
i asked you something 17
i asked him 111
i asked her 65