I learned a lot translate Turkish
440 parallel translation
I learned a lot before education stopped and schools closed down.
Okullar kapanıp da eğitim durdurulmadan evvel birçok şey öğrenmiştim.
Although I never did come across anything exciting I learned a lot about philosophy.
En ufak bir heyecan yaratmamasın rağmen felsefeden çok şeyler öğrendim.
I learned a lot.
Çok şey öğrendim.
I learned a lot about myself.
Hakkımda çok şey öğrendim.
I don't know I found his skeleton by chance... and buried him lt was sort of a master-student relationship I learned a lot from him I have waited eighteen years... for him to take us away from here
bilmiyorum sadece iskeletini buldum ve onu defnettim! Benim ikinci ustam gibi oldu! ondan çok şey öğrendim!
He put me to work in his office. I learned a lot there.
Bürosunda çalıştım, çok şey öğrendim.
I learned a lot of things today, John.
Bugün çok şey öğrendim, John.
I learned a lot about dogs that week.
Bu hafta köpeklerle ilgili çok şey öğrendim.
Oh, I learned a lot from M. Tredwell.
Bay Tredwell'den çok şey öğrendim.
I learned a lot in the last few weeks.
Son birkaç haftada çok şey öğrendim.
I learned a lot that night.
O gece çok sey ögrendim.
I learned a lot about myself. I learned a lot about women.
Kendim hakkinda çok sey ögrendim kadinlar hakkinda çok sey ögrendim.
I learned a lot.
Sizden çok şey öğrendim.
- I learned a lot about myself.
- Kendim hakkında çok şey öğrendim.
So, in this strip, I'm talking all about my problems with women... starting with high school where I learned a lot about women.
Bu hikayede, kadınlarla ilgili çok şey öğrendiğim, liseden başlayan kadınlarla yaşadığım sorunları anlatıyorum.
I stayed there 2 years, learned a lot and... when I left, I had grown up, changed, and was unrecognisable.
Orada 2 sene kalmış, bir çok şey öğrenmiştim ayrıldığımdaysa artık büyümüş, değişmiş ve bambaşka biri olmuştum.
I've been here since yesterday and I've learned quite a lot.
Buraya dün geldim ve bir sürü şey öğrendim.
The last four or five days I've learned a lot.
Bu son dört, beş gün bana çok şey öğretti.
I've learned a lot of things.
Birçok şey öğrendim.
I've learned a lot about people myself lately.
Son zamanlarda insanlarla ilgili çok şey öğrendim.
But I've learned a lot and if you obey me we'll all get dough.
Ama çok şey öğrendim ve eğer sözümü dinlerseniz hepimizin mangırları olacak.
I did a lot of traveling and asked an awful lot of questions before I learned the truth.
Gerçeği öğrenmeden önce, bir dünya yolculuk yaptım, yığınla soru sordum.
What the people from up there talk about, I've learned a lot.
Oradaki insanların konuştuklarından bir çok şey öğrendim.
I learned in Dakar but I've forgot a lot
Dakar'da öğrendim ama çoğunu unuttum.
I think he learned a lot from me.
Benden çok şey öğrenmiş olmalı.
I've learned a lot in the last few hours.
Son birkaç saat içinde çok şey öğrendim.
I've learned a lot of things.
Çok şey öğrendim.
A lot has happened today, but I've learned one thing from listening to you.
Bugün çok şey oldu ama sizi dinledikten sonra bir şey öğrendim.
I heard that after the trial, once she learned you were innocent... She did a lot for you, here and in France
Duydum ki duruşmanın ardından masum olduğunuzu görünce burada ve Fransa'da sizin için yapmadığını bırakmamış.
She spent a lot of days in bed out of sadness after she learned that you broke up. - Have you seen Firat lately? - Yesterday I did.
Kendini öyle hazırlamıştı ki beraberliğinize, dargınlığınızı öğrenince günlerce yatağa düştü.
While I was waiting for the ambulance, I was checking Jimi's pulse... which I had learned because I had a lot of operations... and his pulse was normal.
Ambulansı beklerken Jimi'nin nabzına baktım. Birçok defa ameliyat oldum, nasıl yapılacağını biliyordum. Nabzı normaldi.
But i've learned a lot for my whole life.
Ama hayatımda öğrenemediğim kadar çok şey öğrendim.
I thought you'd learned a lot for life.
Hayatta yeterince çok şey öğrendiği düşünmüştüm.
I've learned a lot of things.
Pek çok şey öğrendim.
I've learned a lot.
- Çok şey öğrendim.
You've all been a really terrific bunch of CITs, and we've had... All had a terrific summer, except for a few minor incidents that I don't wanna go into right now. But, through it all, we share things, and we become closer, and that even makes it harder to say goodbye, but I hope you've learned a lot of things,
Harika iş yaptınız ve müthiş bir yaz oldu....... şu anda konuşmak istemediğim bir iki ufak tefek şey haricinde ama her şeyin ötesinde bir şeyler paylaşıp yakınlaştık ve bu, veda etmeyi daha da zorlaştırıyor....... ama umarım bir iki şey öğrenmişsinizdir.
I haven't learned that because if I had learned that I'd have learned a lot more as well and what has happened would not have happened.
Öğrenemedim,... çünkü öğrenmiş olsaydım bunun yanında başka şeyler de öğrenmiş olacaktım ve yaşananlar yaşanmamış olacaktı.
I've learned a lot over time.
Zaman içinde epey şey öğrendim.
I've learned a lot since I last saw you.
Son gördüğümden bu yana çok şey öğrendim.
I've learned a lot.
Bunu çok iyi öğrendim.
I think he's learned a lot more than I ever thought possible.
Şimdiye kadar benim mümkün olduğunu düşündüğümden çok daha fazlasını öğrendiğini düşünüyorum.
I have learned a lot.
- Çok şeyler öğrendim.
Mom, I've learned a lot more than they understand.
Anne, onların anladığından çok daha fazlasını öğrendim.
Now, he doesn't spend a lot of money... but he did spend much more for a while a couple of years ago... but then I guess he learned to stick to $ 10 bets.
Şimdi, çok para harcamıyor fakat bir kaç yıl önce, bir süreliğine, çok para harcamış fakat sanırım, sonrasında, 10 Dolarlık iddialarla yetinmiş.
But you really held your ground up there, Dr Fleischman, and, despite everything, I think everyone learned a lot of good stuff.
Ama siz de kendinizi iyi savundunuz Dr. Fleischman, ve herşeye rağmen çok şey öğrendim bu gece.
And I'd say,'Yeah, David, I've learned a lot.
( Ve ben de derdim ki,'Evet, David, çok şey öğrendim.
Yeah, I researched a lot of diamonds and gemstones for this Learned a lot
Elmaslar ve değerli taşları çok araştırdım.
I've learned a lot about life.
Hayat hakkında çok şey öğrendim.
I've learned a lot about myself and about the responsibilities any man has to his fellow men.
Kendim hakkında çok şey öğrendim. Ve insanın diğerlerine karşı bazı sorumlulukları olduğunu.
I've learned a lot about good and evil.
İyi ve kötü hakkında çok şey öğrendim.
- Yeah, I've learned a lot of things you don't see coming in life, Clark.
- Evet, ben hayatta geldiğini görmediğin bir çok şey öğrendim, Clark.
i learned from the best 53
i learned that the hard way 24
i learned it from you 17
i learned my lesson 48
i learned 26
a lot has happened 22
a lot 1589
a lot of people 80
a lot of things 80
a lot of work 19
i learned that the hard way 24
i learned it from you 17
i learned my lesson 48
i learned 26
a lot has happened 22
a lot 1589
a lot of people 80
a lot of things 80
a lot of work 19