English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I leave you

I leave you translate Turkish

23,769 parallel translation
I will kick the shit out of you and leave you in a ditch.
Yoksa seni öldüresiye döverim.
I'll leave you Al's book.
Sana Al'in kitabını bırakırım.
I'm not gonna take you there anymore if you're sad to leave.
Eğer ayrılınca üzülüyorsan seni bir daha oraya götürmeyeceğim.
So you want me to leave work at peak business hours to go across town to do something I can pretty much do anywhere at anytime?
Deli gibi iş yaptığım işyerimden şehrin diğer ucuna her gün her an yapabileceğim bir şey yapmam için gitmemi mi istiyorsun? Evet haklısın.
I have to ask you to leave.
Bay Rayburn, maalesef gitmenizi rica etmek durumundayım.
That you might leave me if you found out who I truly am.
Gerçek beni tanırsan terk edersin diye.
Now... I'm scared that you might leave me.
Artık beni terk edersin diye korkuyorum.
So if you don't mind, I'd like to leave now with my cash for services rendered and, uh, a generous tip.
Sakıncası yoksa buradan hizmetimin ücreti artı cömert bir bahşişle ayrılmak istiyorum.
If you continue this farce, I'll leave the stand.
Bu saçmalığa devam edeceksen kürsüyü terk ediyorum.
I am warning you, if you do not leave here now,
Seni uyarıyorum.
Okay? I-I could never leave you.
Seni asla bırakamazdım.
I forgot to leave you a note.
Sana not bırakacaktım ama unutmuşum.
You can't leave this room thinking that I did that.
Bunu yaptığımı düşünerek bu odadan çıkamazsın.
You're getting ready to leave me, and I have to tell you it's a big mistake.
Benden ayrılmaya hazırlanıyorsun ama söyleyeyim, bu büyük bir hata.
I mean, you can't leave.
Gidemezsin yani.
I'll leave you to it.
Ben gideyim.
Then I leave the decision to you.
O zaman kararı sana bırakıyorum.
And for now, I'm gonna leave you in the capable hands of our new Chief Innovations Officer, Dr. Alexandra Panttiere.
Şimdilik sizi yeni İnovasyon Kurulu Başkanımız Dr. Alexandra Panttiere'in becerikli ellerine bırakıyorum.
- I'm sorry. You're gonna leave it up to what, cowboy?
Neyin peşindesin kovboy?
I'll have a place for us to stay by the time you're ready to leave here.
Buradan gitmeye hazır olana kadar bize kalacak bir yer bulacağım.
Because I can't get a signal in here and I... I wanna go outside to try to call you, but I don't wanna leave Tom.
Çünkü telefonum burada çekmiyor dışarı çıkıp seni aramayı düşündüm ama Tom'u yalnız bırakamazdım.
And if you leave now, I will turn a blind eye to your daughter.
Eğer şimdi gidersen, görmezlikten geleceğim.
I'll be back in three days, and you'll leave.
Ben üç gün sonra döneceğim, sonra da sen gidersin.
I don't want to leave here and have you not care about me.
Sizi burada bırakıp beni umursamamanınızı istemiyorum.
Well, maybe you and I get in, Norman, and we leave her on the ship.
Belki ikimiz biner anneni bırakırız Norman.
No. I want you to leave and have fun.
Hayır, gidip eğlenmenizi istiyorum.
For years, I have been afraid to tell you about the things I've known because I was afraid you would leave me.
Yıllarca seninle bildiklerim hakkında konuşmaktan korktum çünkü beni terk edersin diye korkuyordum.
I know that you don't want to leave this place, that you feel valued and fulfilled here, and I'm glad about that, because, Art, I want you to be happy.
Buradan gitmek istemediğini biliyorum. Burada kendini değerli ve başarılı hissettiğini de biliyorum ve bundan memnunum çünkü Art, senin mutlu olmanı istiyorum.
I want you to leave it all here.
Hepsini burada bırakmanı istiyorum.
Daddy, I know this has been tough, but you can't leave Mom, as difficult as she's being.
Baba, bunun zor olduğunu biliyorum annemi terk edemezsin. Huysuzluk yapıyor işte.
You won't have Mom, and... if I leave, you'll have no one.
Annem de olmayacak ve eğer ben de gidersem, kimsen kalmayacak.
- When I quit here, after you and I fucked around and then you got weird, so I had to leave.
İstifa ettiğimde, seninle yatıp kalkarken garipleştiğin için buradan ayrılmak zorunda kalmıştım.
I mean, you didn't have to leave, Maggie, you know.
Yani istifa etmene gerek yoktu Maggie.
I'LL LEAVE THE HEROICS TO YOU.
Kahramanlık kısmını sana bırakıyorum.
I'm fine alone ; you didn't have to leave.
Yalnız başıma iyiyim ; senin gelmene gerek yoktu.
Plus, I don't want to leave you.
Ayrıca, seni tek başına bırakamam.
When you leave for Scotland, I will stay behind.
İskoçya için gittiğinde arkanda ben kalacağım.
Well, I'll leave you to it.
Yalnız bırakayım.
I need to leave France, and you need someone at your side you can trust.
Fransa'dan gitmem lazım. Ve senin yanında güvenebileceğin birine ihtiyacın var.
I'll leave you two to your work.
Ben sizi çalışmanız için baş başa bırakayım.
- I'm not gonna leave you, okay?
- Seni bırakmayacağım, tamam mı? - Doktor Yedlin?
You see, I want to leave a legacy.
Anlayacağınız bir miras bırakmak istiyorum.
I don't know what kind of life you can return to, but think what you leave behind if you jump.
Hayatının ne tür bir şeye dönüşeceğini bilmiyorum. Fakat, atlarsan ardında bırakacaklarını bir düşün.
Ma'am I would need you to leave.
Bayan, sizden gitmenizi isteyeceğim.
If I leave, it is going to be your fault, and you will join the great unemployed wasteland that is your generation.
Eğer gidersem bu senin suçun olacak, ve büyük işsizler çoraklığına katılmış olacaksın. Senin jenerasyonun oraya ait.
No.
d I know it ain't right, I gotta leave you alone d d But I can't, whoa no d d But I can't, whoa no d Hayır.
God, that's good news. Okay, well, I'm gonna, I'll leave you to it.
Pekâlâ, ben seni yalnız bırakayım.
I was gonna leave her and her smoldering spawn here, but then I saw her pain speak to you and, well, I'm just a sucker for a reunion.
Onu ve yanan dölünü bırakıp gidecektim sonra acısının seninle konuştuğunu duydum ve ben de yeniden buluşma hayranıyımdır.
I'm really gonna miss you guys when we leave.
Burdan ayrıldığımızda sizi gerçekten özleyeceğim.
I don't wanna leave you guys.
Sizden ayrılmak istemiyorum millet.
- Oh, not yet. I-I called her to try to get an ETA, but it's the kind of day where you leave messages and reach no one, you know?
Varış saatini belirtmesi için aradım ama olur ya hani mesaj atarsın, kimseye ulaşmaz bu da o günlerden, anlıyor musun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]