I met a guy translate Turkish
515 parallel translation
"I met a guy," I told him.
"Bir adamla tanıştım" dedim.
Yeah, I met a guy named LeGrand.
- Eskidendi. - LeGrand diye bir adamla tanıştım.
I met a guy in here who told me something...
Burda bir herifle tanıştım bana birşeyler anlattı...
I met a guy with a diamond stick pin and a waxed moustache and even he waited until the second date.
Elmas broşlu ve kaytan bıyıklı bir adamla karşılaşmıştım o bile ikinci buluşmayı beklemişti.
I met a guy in prison who Takeshita once arrested.
Cezaevinde bir keresinde Takeshita'nın yakaladığı bir adamla tanıştım.
When I told my wife that I met a guy who made commercials, you know what she did?
Reklam yapımcısı biriyle tanıştığımı karıma söylediğimde, karımın ne yaptığını biliyor musunuz?
I met a guy, old-timer, out there. Carries a broom.
Dışarıda elinde süpürgesi olan bir adam gördüm.
I met a guy. - Really?
- Bir çocukla tanıştım.
Last Thursday, at a reception at Delgado's, I met a guy I liked.
Geçen perşembe, Delgado'da hoşlandığım bir erkekle tanıştım.
I met a guy called Red.
Red adında birine rastladım.
- I met a guy after you left.
- Sizden sonra bir adamla tanıştım.
Another time, I met a guy - he was in the pictures.
Yine bir gün, bir adamla tanıştım. Filmlerde oynuyordu.
- I was downtown with Champ and I met a guy who recognized him.
- Champ'le şehre inmiştim ve onu tanıyan biriyle tanıştım.
I met a guy on the train, and I got off with him in Vienna.
Trende bir çocukla tanıştım, ve Viyana'da onunla beraber indim.
Today in Sis's shop... I met a guy from Ah Wei's old gang.
Bu gün ablamın dükkanında Ah Wei'nin eski çetesinden bir adamla karşılaştım.
I've been in this business a long time. I've never met a performer who in the long run wouldn't rather be a great guy than a great actor.
Uzun vadede harika bir aktör olmaktan ziyade harika bir insan olmayı tercih edene rastlamadım.
A guy I met, when you was away.
Sen uzaktayken tanıştığım biri.
I never met a guy who went to four colleges before.
Dört üniversite bitirmiş birini ilk kez görüyorum.
I met a wonderful guy.
Harika biriyle tanıştım.
Oh. Just a guy I met in a bar.
Barda rastladığım bir adam sadece.
See, I met this guy backstage one night with a ruffled shirt on.
Bir gece kuliste fırfırlı gömlekli bir adamla tanıştım.
We had hardly met and yet you let me drive I could've been a bad guy, you know I knew you were not
Tanışmamız çok tuhaftı ama sen bana hemen güvendin İyi biri olmayabilirdim değil mi?
A guy I met is introducing me to the head of a ready-to-wear store who might be able to give me work.
Bir tanıdığım, beni bir hazır giyim mağazasının sahibiyle tanıştıracak. Yeni işyerim orası olabilir.
A guy I met at the restaurant.
Restoranda tanıştığım biri.
He's a moron! I met a funny guy in New York!
New York'ta komik bir adamla tanışmıştım.
I met a incredible guy!
Bu arada süper biriyle tanıştım.
I've met a guy...
-... bir adamla tanıştım.
I met a nice guy.
Hoş biri.
A guy I've met in a bar.
Barda tanıştığım biri.
I used to be a fun guy before I met...
Önceleri eğlenceli biriydim, şeyle tanışmadan önce...
When I met her she loved a strange guy, worse than Henri.
Onunla tanıştığım zaman, Henri'den de beter tuhaf bir adama aşıktı.
I met a rich guy.
Zengin bir çocukla tanıştım.
No offense, but if I met every guy she's dated, I'd be a busy man.
Alınma ama, onun çıktığı herkesle tanışmaya zamanım yetmezdi.
I'm not the first guy who fell in love with a girl he met in a restaurant, who turned out to be the daughter of a kidnapped scientist, to lose her to her childhood lover she'd last seen on a deserted island
- Ben bir lokantada tanıştığı, sonradan kacırılmıs bir bilimadamının kızı cıkan ve en son ıssız bir adada gördüğü,
Four weeks ago I met a cute, available old-fashioned guy who liked horse riding.
Dört hafta önce şirin, bekâr eski moda ata binmeyi seven bir adamla karşılaştım.
A guy I never met before just tried to give me a home perm in the bathroom.
Daha önce hiç görmediğim bir adam tuvalette bana perma yapmaya çalıştı.
I think he's a sweet guy, the few times that I've met him.
Sadece birkaç kez karşılaşmış olsak da iyi biri olduğunu düşünüyorum.
No. A guy I met by accident.
Hayır, kazayla tanıştığım biri.
I haven't met a guy in a long time.
Uzun zamandır bir erkekle olmadım.
After all, I was a guy before I met you.
Seninle tanışmadan önce, ben de bir erkektim.
- I'm at a motel with a guy I met.
- Tanıştığım bir adamla moteldeyim.
Oh, it's a guy I met at school.
- Okulda tanıştığım bir çocuk.
I've Met A Guy Who Is Nice, Not Married, Gay, Or Trying To Find Himself, And He's Trying Very Hard To Get Himself Killed.
Sonunda ; hoş, bekâr, eşcinsel olmayan ve kendisiyle barışık bir adamla tanıştım, ama kendini öldürtmek için çok uğraşıyor.
Because Mom and Dad are going out tonight, she thinks I should sneak out on this blind date with her and a guy she just met.
Çünkü annem ve babam bu gece dışarı çıkıyorlar, ve o da tanımadığı biriyle buluşmasına gizlice onunla gitmemi istiyor, beni de biriyle tanıştıracak.
She got strep throat, and a week later, she met a guy in the ninth grade, and I never talked to her again.
Boğaz enfeksiyonu kapmış, ve bir hafta sonra, dokuzuncu sınıflardan bir çucukla tanıştı, Ve onunla bir daha asla konuşmadım.
See, a couple of weeks ago, I met this guy...
İki hafta önce bir adamla tanıştım...
Vegas Vinnie is a story based on a real guy, this doc I met when I first went across 50 years ago.
Vegas Vinnie, bundan 50 yıl önce ilk kez dünya değiştirdiğimde tanıştığım bir doktordan esinlenilmiş bir hikaye.
I remember, I was examining her, and she was telling me... about this great guy that she'd met named Paul who dressed... like a manic-depressive psych professor.
Hatırlıyorum, onu muayene ediyordum, o da bana... Paul adında hoş bir adamla tanıştığını ama giyinme tarzının... manik depresif bir psikolog gibi olduğunu söylüyordu.
I have never met a normal guy named Stuart.
Adı Stuart olan normal biriyle tanışmadım.
that letter you sent my column... that was from a guy with more guts... and more heart... than any of the creeps I've met in this city.
köşeme gönderdiğin mektup... bu şehirde tanıştığım tüm sürüngenlerden... daha cesur... daha yürekli birisinden gelmişti.
It's like I met this guy who's so totally amazing that he makes Elton look like a loser.
O kadar inanılmaz bir çocukla tanıştım ki - Elton yanında sıfır kalır.
i met you 52
i met someone 76
i met a girl 52
i met him 100
i met 16
i met her 50
i met her once 19
i met this guy 18
i met him once 23
i met this girl 24
i met someone 76
i met a girl 52
i met him 100
i met 16
i met her 50
i met her once 19
i met this guy 18
i met him once 23
i met this girl 24