English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I tell you now

I tell you now translate Turkish

4,988 parallel translation
Well, I tell you now, you've worn our badge,
Şimdi, sizler bizim rozetimizi taktınız.
I'm gonna tell you that right now. I'm the motherfuckin'man in Houston, baby!
Yaz bunu Houston benden sorulur bebek!
Now, what if I were to tell you one teaspoon of Live Alchemy contains more usable protein than a 16-ounce sirloin steak.
Peki, size bir çay kaşığı Live Alchemy'nin 450 gram dana bonfileden daha fazla kullanılır protein içerdiğini söylesem?
You tell me right now why you're all over Cohle, or I'll walk.
Neden Cohle'un peşinde olduğunuzu bana hemen söyleyin yoksa gidiyorum.
Now, if you really want to make the world a better place... I suggest you open your fucking ears, because I'm about to tell it to you.
Şimdi, gerçekten dünyayı daha iyi bir yer yapmak istiyorsanız yolunu söyleyeceğim şimdi, kulağınızı dört açın derim.
Now, I'm going to tell you my whole plan... and then I'm going to come up with some absurd and convoluted way to kill you... and you'll find an equally convoluted way to escape.
Şimdi sana bütün planımı anlatacağım sonra seni öldürmek için saçma ve aşırı karmaşık bir yöntem bulacağım sen de bir o kadar karmaşık bir yöntemle kurtulacaksın.
Now, most lawyers will tell you to plea it out anyway, but I don't plea bargain ever, and that's why they call me the wildman.
Şimdi, çoğu avukat sana uzlaşmaya gitmeni söyler ama ben asla uzlaşmam ve... -... bu yüzden bana "çılgın adam" derler.
Now, am I gonna have to arrest you or are you gonna tell me what I need to know?
Seni tutuklamak zorunda mı kalacağım, yoksa bana...
Now tell me, am I really the sort of enemy you want to make?
Şimdi söyle bana, edinmek isteyeceğin türde bir düşman mıyım?
Oh, I've got it, partner... but here's the thing... if I tell you where it is now what's to stop you... just putting a bullet in me?
Oh, Evet ortak bende... ama asıl mesele şu... eğer ben sana işte durman gereken yer tam burası dediğimde... bana kurşunu sapla gitsin?
All I can do is tell you what I now know.
Sana anlatabileceklerim, tüm bildiklerim bu kadar.
All I can do is tell you what I now know.
Yapabileceğim sadece neler bildiğimi anlatmak olur.
Now you do what I tell you.
Şimdi sana söylediğimi yap.
- Now, tell us the night that you contemplated suicide, did Mr. Chopra... did he call 911?
- Şimdi bize intihar etmeye çalıştığın o geceden bahset Mr. Chopra... 911'i aradı mı?
I'd tell you, Jack... but I don't see how that much matters seeing that we found these in your tent just now.
Söylerdim, Jack... Ama şu an çadırında bunları bulduktan sonra bunun ne önemi kalır bilmiyorum.
Had I a shrewd quartermaster right now, he would tell me that can't let what you did stand.
Şu an cin gibi bir serdümenim olsaydı bana bu yapılanın tahammülü olamayacağını söylerdi.
Now, did I tell you, Jack, I'm expanding the clientele?
Sana müşteri kitlemizi genişlettiğimizi söylemiş miydim, Jack?
I think if she were here right now she'd tell you that your boys will remember this time for the rest of their lives.
Bence şu anda burada olsaydı sana oğullarının bu anı hayatlarının sonuna kadar hatırlayacaklarını söylerdi.
Well, it's none of my business either, I'll tell you now.
Beni de ilgilendirmiyor. Sana söylüyorum.
Now I'll get Daddy on the phone and he'll tell you what's what.
Yoksa şimdi babanı ararım, o sana ne diyeceğini bilir.
Well, I'm gonna call him right now, and I'm gonna tell him that you said that.
Şimdi onu arayıp, bu söylediğini ileteceğim.
Now, you seem smarter than the rest of them so I'm gonna tell you this once.
Diğerlerinden daha akıllı görünüyorsun o yüzden sana bir kez söyleyeceğim.
But I'll tell you right now, it doesn't really matter, because I'm sure that Dorothy's gonna be fine.
Ama önemli değil çünkü Dorothy'nin iyileşeceğini biliyorum.
I can tell you right now Kevin Carpenter wrote that suicide note.
Sana şu kadarını söyleyebilirim, bu intihar notunu Kevin Carpenter yazdı.
I tell you all the time, if you died right now I'd visit your grave every single day.
Her zaman söylediğim gibi, eğer şu an ölseydin mezarını her gün ziyaret ederdim.
I can't tell you now Tobbe -
- Şimdi anlatamam Tobbe.
Okay, if you can just tell her I need the car right now, that would be really great.
Arabaya ihtiyacım olduğunu arkadaşına söylersen gerçekten mükemmel olur.
As you can tell by where I am right now, life never got much better.
Şu an ki halimden anlayacağınız gibi, hayat hiç daha iyi olmadı.
Now I will tell you goodbye.
Elveda.
- Then why are you telling me this now? - I'm just trying to tell...
- O zaman niye bu şimdi bana anlatıyorsun?
Shawn, I would get a huge kick out of you using your psychic powers to tell me what I am thinking right now.
Shawn, psişik güçlerini kullanarak şu an ne düşündüğümü söylemenden büyük haz alırım.
- But if you don't think you're ready for a serious girlfriend-boyfriend relationship, tell me now because I do not have any more time to waste on frivolities.
- Ama ciddi bir ilişkiye hazır olduğunu.. .. düşünmüyorsan şimdi söyle.. .. çünkü ciddiyetsizlerle kaybedicek vaktim yok.
Now let me tell you what I think's happened.
Şimdi, ne olduğunu düşünüyorum anlatayım.
You have to think very carefully now about what I'm about to tell you, because if you decide to tell everyone else what I'm about to say, there won't be a phase three, there won't be anything.
Söyleyeceklerim konusunda şimdi dikkatlice düşünmen gerekiyor çünkü söyleyeceklerimi herkese anlatmaya karar verirsen üçüncü aşama olmaz, hiçbir şey olmaz.
I can't tell you how proud I am, that my seed is now growing inside your lovely big womb.
Sana sunduğum tohumun o güzel ve büyük karnında büyüyor olmasından inanılmaz gurur duyuyorum.
Tell me one good reason why I shouldn't call Your father right now and tell him you're here.
Babanı arayıp ona burada olduğunu söylememem için bana iyi bir sebep ver.
I know I've lied to you about almost everything, which is why I want to tell you the truth now.
Sana her şey hakkında yalan söyledim o yüzden artık sana doğru söylemek istiyorum.
But, let me tell you, if you could play guitar, I would jump you right now.
Gitar çalabiliyor olsaydın şu anda üstüne atlardım.
Now, I'll tell you something.
Size bir şey söyleyeyim mi?
But what I would say is that Mr Selfridge has placed a great deal of trust in you, and if you are holding anything back, anything at all, now would be the time to tell me.
Ama söyleyebileceğim... Bay Selfridge sana çok güven duyuyor. Ve eğer söylemediğin herhangi bir şey varsa, ne olursa olsun şimdi söylemenin zamanı.
Exactly what I tell you, now get over there and sound authoritative.
Dediğimi aynen yap, şimdi oraya doğru yürü ve yetklili biri gibi konuş.
We were waiting for the right moment to tell you, which I guess is right now.
Sana söylemek için uygun anı bekliyorduk, o da sanırım şu anda.
I... I mean, I've told you everything now there is to say, and I need you to tell me that my children are all right.
Söylenecek her şeyi söyledim artık.
Okay, now, let's stop pretending, and let's tell the truth, you and I.
Rol yapmayı bırak ve ikimizde buradayken hemen gerçeği anlatmaya başla.
I'll tell you this, no speculation now.
Şunu anlatacağım, kafa yormak yok artık.
I'm too in need of dinner right now to tell you why you shouldn't fear France.
Fransa'dan neden korkmamanız gerektiğini anlatmak için hemen yemek yemem şart.
So, if there's anything you wanna tell me, now would be the time, and I'll protect ya.
Bu yüzden bana bir şey söyleyeceksen, şu anda tam zamanı. Tanrı şahidim olsun ki seni koruyacağım.
Okay, let me guess, now you're gonna tell us how to win the Games?
Şimdi de Games'i nasıl kazanacağımızı söyleyeceksin, değil mi?
I figured she caught whatever you had, but looking at you now, I can tell that you're not sick at all.
Senden bulaştı sanıyordum ama seni görünce hiç de hasta olmadığını söyleyebilirim.
I'll tell you something right now, Maureen Barry.
Sana birşey söyleyeceğim, Maureen Barry.
Listen to me, I've seen you dancing round my backyard with no clothes on since you were this high, and I can tell you right now, these gays have thrown better away.
Beni dinle, Seni arka bahçemde çırılçıplak dans ederken gördüm daha bu kadardın, adım gibi eminim ki, bu geyler o tarafa itilmiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]