If we do nothing translate Turkish
343 parallel translation
If we do nothing, it won't be long before you die out.
Eğer hiçbir şey yapmazsak ölmeniz çok uzun sürmez.
If we do nothing, we stand a better chance of getting away.
Hiçbir şey yapmazsak kurtulma şansımız daha büyük olur.
The sanctuary law... If we do nothing, you'll be a widower.
Sığınma hakkı uygulanmazsa, yarın dul kalacaksın.
If we do nothing but sit around and talk about it... then we deserve whatever we get!
Eğer sadece oturup konuşursak o zaman her şeyi hak ederiz!
How can we live if we do nothing?
Bir şeyler yapmazsak, nasıl hayatta kalabiliriz?
But if we do nothing and rumours spread there will be a general uproar.
Ama hiçbir şey yapmazsak ve söylentiler yayılırsa halk galeyana gelir. Böyle bir şey istemeyiz.
30 to 35 if we go, or 100 if we do nothing!
Gidersek 30-35, bir şey yapmazsak 100.
If we do nothing....
Eğer bir şey yapmazsak...
If we do nothing, we implicity agree with the speech.
Karşılık vermezsek, konuşmayı kabullenmiş gibi oluruz.
If we do nothing else this week, we must conceive at least one terrorist act that will show all the world that the United States, the great Satan, is but a paper tiger - a weak nation,
Bu hafta en azından bir tane terörist eylem yapmalıyız ki tüm dünya Birleşik Devletlerin, yani büyük şeytanın, bir kağıttan kaplan olduğunu, halkının zayıflığını ve yıkıma elverişliliğini görsün.
But at least we know that if we do nothing, they will probably grow up just as they did before.
En azından, hiç bir şey yapmasak da muhtemelen büyüyeceklerini biliyoruz. Tıpkı daha önce yaptıkları gibi.
There ain't nothing we can do if he's gone.
Adam gittiyse yapacak bir şey yok.
- If you're trying to hoodwink us, we are certain to find it out sooner ar later, I and if such is the case, there is nothing left for us to do but mourn for you.
- Eğer bizi oyuna getirmeye... çalışıyorsanız elbet er ya da geç öğreniriz... ve eğer böyleyse... bize sizin için yasınızı tutmaktan başka bir şey kalmayacak.
If you have an evening with nothing to do, you know where we live.
Eğer akşamları yapacak bir şeyin olmazsa nerede yaşadığımızı biliyorsun.
If she's determined to make a fool of herself, there's nothing we can do about it.
Kendini aptal yerine koymak istiyorsa yapabileceğimiz bir şey yok.
If you don't go out there, and tell them that we don't know nothing about this, and get them out of this place, I'm gonna do it myself.
Oraya gidip bu konuda bir şey bilmediğimizi söyleyip onları buradan yollamazsan bunu ben kendim yaparım.
As I did the flowers, I chatted on to Maurice just as if we had nothing better to do.
Çiçekleri yaptırırken bile yapacak başka şey yokmuş gibi Maurice hakkında konuştum.
If they wanna cut our throats... there's nothing we can do about it.
Bizi boğazlamak isterlerse yapabileceğimiz hiç bir şey yok.
I think I got all the venom out. Taken orally, it can't hurt you, Mr Eckland, but if she were bitten and its entered her bloodstream, there's nothing we can do. I'm afraid she's bought it.
Ağız yoluyla alındığında size bir zararı dokunmaz Bay Eckland ama ısırık yoluyla damarlarına girmişse, kızı kurtarmanın yolu yoktur.
Well, naturally, we're all glad that she's going to be all right, so if there's nothing more we can do for her,
Doğal olarak hepimiz onun iyileşeceğine sevindik yani yapabileceğimiz başka bir şey yoksa laboratuvara gitmeyi öneririm.
If you do as we say, you've nothing to fear.
Söylediğimizi yaparsanız korkacak bir şeyiniz kalmaz.
Well, we're very civic-minded and all that, but it is getting late and if there's nothing else we can do here...
Bakın, hepimiz iyi yurttaşlarız, ama vakit geç oldu burada yapabileceğimiz başka bir şey yoksa...
But what will we do with him if he's got nothing else?
İyi ama adamın hiçbir şeyi yok ne yapacağız?
If there's anything I could do to help, I would, and I will, but we can expect nothing from the Companion.
Yardım etmek için yapabileceğim herhangi bir şey olsaydı, yapardım fakat Arkadaş'tan hiçbir şey bekleyemeyiz.
If we stand by and do nothing, we're just giving them an invitation to come down and slaughter us.
Hiçbir şey yapmazsak boğazlanmaya davetiye çıkartırız.
Sir, if we destroy the centre of communication that controls the girls, the girls can do nothing.
Efendim, kızları kontrol eden iletişim merkezini yok edersek kızlar bir şey yapamazlar.
Even if we had said that his being Jewish should have nothing to do with the trial, we knew perfectly well that it would be a major issue.
Yahudi olmasının davayla hiçbir ilgisi olmadığını söylemiş olsaydık bile bunun çok önemli bir mesele olacağını adımız gibi biliyorduk.
There's nothing we can do for the woman even if we get there in time.
Zamanında varsak bile, kadın için yapabileceğimiz bir şey yok.
Saint Paul tells us that we may have all wisdom and knowledge but if we do not have love, we are nothing.
Aziz Pavlus, ne kadar bilgili ve akıllı olursak olalım içimizde sevgi yoksa bir hiç olduğumuzu söyler.
If there's nothing to do, why do we come?
Yapacak iş yoksa, neden geliyoruz?
If that's the best the resistance can do, we got nothing to worry about.
Direnişçilerin elinden ancak bu kadarı geliyorsa, endişelenmemize gerek yok.
If we lived on a planet where nothing ever changed there wouldn't be much to do.
Değişimlerin olmadığı bir gezegende olsaydık yapabileceğimiz birşey olmazdı.
But if you want to, there's nothing we can do, That's up to you,
Abartılı vaatlerde bulunma hatasına düşme.
Even if an American general and his staff make their headquarters here... and I do blow them up, we have gained nothing.
Bir Amerikalı general ve maiyeti burada karargah ta kursa ve ben onları uçursam, birşey kazanmayız.
And if they have happened, then there's nothing we can do to change them
Ve bu gerçekleşecekse, o zaman bunu değiştirmek için yapacak hiçbir şeyimiz yoktur
But if you want to, there's nothing we can do.
Söylemek isterseniz, yapabileceğim bir şey yok.
I don't have to point out to you that... if we can prove it had nothing to do with Israel, we could be averting one mother of a major flare-up.
Bunu açıklamak zorunda değilim... Eğer, İsrail'le alakası olmadığını kanıtlayabilirsek, ateşi söndürmüş oluruz.
I think that with.... If we just learn to trust each other, there's nothing we can't do.
Düşünüyorum da....... eğer birbirimize güvenirsek, yapamayacağımız bir şey yok.
Now, if what we see them do in the adventure films is correct, you shoukd suffer nothing worse than a swollen ankle and a slight headache.
Serüven filmlerinde gördüğümüz şeyler doğru ise şişmiş ayak bileği ya da hafif baş ağrısından kötü bir şeyin olmamalı.
Of course, I suppose that we've both got our work to do... so if there's nothing else right now...
Ama elbette ikimizinde yapacak işleri vardır... eğer konuşacak başka bir şey yoksa...
Miss Hathaway, if the immediate family isn't concerned enough... to file a missing persons report, then there's nothing we can do.
Eğer ailesi kayıp bildirimi yapmayacaksa bizim yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
So. We may find nothing in this one. But if we do... try to think of the bodies as cordwood.
Bu kilisede bir şey bulamayabiliriz, ama bulursak... o cesetleri kereste gibi düşünün.
If you do as I say nothing will happen to you. We're friends...
Dediklerimi yaparsan, sana hiçbir şey olmayacak.
Good. Because if we do this we do it all the way, a hundred percent, nothing half-assed.
Çünkü eğer bunu yapacaksak bunu % 100 doğru yollardan yapacağız.
If you do nothing about her presence here, we will.
Kadın konusunda bir şeyler yapmazsanız biz yaparız.
If we're having an earthquake, I suppose there's nothing to do but endure it.
Eğer depremle yaşıyorsak, buna katlanmaktan başka şansımız yok sanırım.
But if he's unconscious, there's nothing we can do about it.
Ama şuursuz ise, yapabileceğimiz bir şey yok demektir.
The committee has ruled that if you wish to proceed, there is nothing we can do to stop you.
Komitemizin kararında göre eğer devam etmek isterseniz, Sizi durduracak bir engel göremiyoruz.
If I've done anything to make you think that what we have between us is nothing new for me is just some routine then I do apologize.
Eğer davranışlarımda, ikimiz arasında yeni hiç bir şey yokmuş, bir alışkanlıkmış izlenimini veren bir şey yaptıysam affet beni.
If the Russians are gonna launch and we sit here and do nothing, who's gonna stop'em?
Eğer Ruslar ateşleyecekse, ve biz oturup, bekleyeceksek,... onları kim durduracak?
We'd do nothing at all with our lives. Would you have finished your book if you were fucking every five minutes?
Her beş dakikada bir sevişseydiniz kitabını bitirebilir miydin?
if we don't 129
if we don't do something 25
if we don't do this 26
if we get caught 42
if we 74
if we hurry 53
if we can 50
if we die 31
if we did 47
if we work together 41
if we don't do something 25
if we don't do this 26
if we get caught 42
if we 74
if we hurry 53
if we can 50
if we die 31
if we did 47
if we work together 41
if we fail 39
if we lose 33
if we're being honest 21
if we were 21
if we win 64
if we wait 32
if we can't 22
if we do 72
if we stay here 41
if we go back 18
if we lose 33
if we're being honest 21
if we were 21
if we win 64
if we wait 32
if we can't 22
if we do 72
if we stay here 41
if we go back 18