In secret translate Turkish
5,276 parallel translation
I saw the photos, you took them in secret.
Gizlice çektiği fotoğrafları sürekli gösterirdi.
We live in secret, Anakin.
Büyük bir sırla yaşıyoruz, Anakin.
You dare enter Naples unannounced and meet with my wife in secret?
Napoli'ye habersizce giriş yapıp karımla gizlice görüşmeye cüret edebiliyorsun demek.
You're in secret contact with the Head Maid? Yes.
- Baş hizmetçiyle gizli aracı sen misin?
We once went fishing in secret.
Bir keresinde gizlice balığa gitmiştik.
In secret, maybe?
Gizlice, belki?
So we had to conduct our investigation in secret.
Bu yüzden soruşturmamızı gizli yürütmek zorundaydık.
Interpol figures show the vors have billions in secret funds.
Interpol rakamları, Vor'ların gizli fonlarda milyarları olduğunu gösteriyor.
Hunted by the authorities, we work in secret.
Yetkililer tarafından arandığımız için, gizli bir şekilde çalışıyoruz.
Like a dog, in the mud, in the rain with his great secret.
Dışarıda bir yerlerde bir it gibi büyük sırrıyla, çamurun ve yağmurun altında saklanıyor.
It had to be utterly secret, so unless you were in on it, you wouldn't even know it was here.
Tamamen gizli olmak zorundaydı. Burada olmasaydınız var olduğunu bilmeyecektiniz.
Audrey found record of a secret marriage between Ralph Pryde and Violet Archer three months before she died in childbirth.
Audrey, Ralph Pryde ve Violet Archer arasında doğumda ölmeden 3 ay önce yapılan gizli bir evlilik anlaşmasının kayıtlarını buldu.
Risk exposing a secret that I let you in on... something I'm doing to protect my son.
Sana verdiğim sırrın açığa çıkma riski var ve bunu oğlumu korumak için yapıyorum.
If someone finds something Secret documents about, or corporate strategic documents or Enron-mails, and she wants to bring to light, mechanisms are set in motion, to suppress this knowledge,
Örneğin biri, bir şirket veya sirket stratejisi konusunda gizli bir belgeye, örneğin Enron şirketinin maillerine ulaşır ve bunları açığa çıkarmak isterse, derhal çarklar dönmeye başlar ve gizliliğin korunmasına çalışılır.
The cards were in Madison's name, paid off every month through her own secret bank account.
Kartlar Madison'un adına ve her ay kendisine ait gizli hesaptan ödemesi yapılıyormuş.
You know what? I'm gonna let you in on a little secret about your very big brother.
Sana ağabeyinle ilgili ufak bir sırrı söyleyeceğim.
I'm gonna let you in on a little secret about your very big brother- - He's an animal.
Sana ağabeyinle ilgili ufak bir sırrı söyleyeceğim. Tam bir hayvan.
That Sherif is keeping a secret and not planning to tell anyone.
Şerif'in sakladığı ve kimseye söylemeyi düşünmediği bir sırrı var.
My father just died, and I found out that he was keeping a secret apartment in midtown.
Babam yeni öldü ve şehir merkezinde gizlice tuttuğu bir dairesi olduğunu öğrendim.
Calling. Head of Secret Squad.
Gizli Birlik'in lideri gelsin.
Head of Secret Squad is here.
Gizli Birlik'in lideri geldi!
The Secret Squad needs no help.
Gizli Birlik'in yardıma ihtiyacı yoktur.
If you interfere with the Secret Squad, I'll level Fort Luna.
Gizli Birlik'in işine burnunu sokarsan, Ay Hisarı'nı yerle bir ederim.
He's gone to Rome to have you legitimized, and if he succeeds, you will be next in line for the throne of France. Which was meant to be a secret until he got back. Now the whole throne room knows, and they're just waiting for me to make a mistake.
Roma'ya seni meşrulaştırmak için gitti yapabilirse sıradaki kral sensin dönene kadar gizli kalması gereken bişeydi şuan taht odasındaki herkes biliyor ve hata yapmamı bekliyorlar..
You're gonna spend the rest of your days, such as they are, in a secret lab about a half a mile under the ground, like a big old government guinea pig.
Günlerinin geri kalanını, olduğu gibi yerin yarım mil altında gizli bir laboratuvarda büyük yaşlı bir devlet kobayı gibi geçireceksin.
Aren't you supposed to be in your secret lair?
Senin de gizli sığınağında olman gerekmiyor mu?
I have a secret I think you might be interested in.
Sanırım senin ilgini çekebilecek bir sırrım var.
Let me let you in on a little secret. Guys, we don't do well with subtle clues. Ok?
Erkekler olarak tatlı ipuçlarında iyi değilizdir, tamam mı?
Can't keep your secret sauce in stock, man.
Gizli sosunu yetiştiremiyorum.
And do you know what the secret ingredient is
Şef Holden'in gizli sosundaki
- in Chef Holden's secret sauce?
- gizli malzeme ne, biliyor musun?
"In the event of my death, I leave the food truck and secret sauce to Reed Bennet to manage as he sees fit."
"Ölümüm halinde, gezici restoran ve gizli sosun yönetimini Reed Bennet'e bırakıyorum."
But the notes, the secret letters that flew back and forth as the time came for her to give birth. The orders to her ladies-in-waiting, the fear the king might find out.
ama gizli mektuplar, mesajlar gelip gitti doğum zamanı yaklaştıkça, emrindeki hizmetçileri kraldan korkusuyla emirler vererek susturdu
I'm gonna let you in on a little secret, Cal.
Sana herkesin bilmediği bir sırrı açıklayım Cal.
See, my brothers and sister and I lived in the attic, locked up by our grandmother... kept hidden away like a dirty little secret by your dazzling hostess, our mother.
Erkek kardeşlerim ve kız kardeşimle tavan arasında, ninemiz bizi hapsetmiş büyüleyici ev sahibeniz annem bizi küçük kirli sırmışçasına saklamış şekilde yaşadık.
Clearly, it's inconceivable that a secret should ever be kept in this place.
Açık bir şekilde, burada bir sır saklamak düşünülemez.
How did you refer to them in your secret research?
Gizli araştırmanda onlara ne isim vermiştin?
So this whole secret, this must have been what Sam stumbled across in his last dig and what got him killed.
Yani tüm bu gizem Sam son kazısında araştırırken bunu buldu ve ölümüne sebep oldu.
When Hoover was in charge of the FBI, he had secret files on politicians, business leaders, political activists...
Hoover FBI'ın başındayken,.. ... politikacılar, iş liderleri ve aktivistlerle ilgili... -... gizli dosyaları vardı.
I was vacuuming the house, and then I put the vacuum back in the cupboard, and I saw that there was this recess and it led to a secret room, and there was this guy in the walls, and he's pale.
Evi süpürüyordum, sonra süpürgeyi dolaba tekrar koydum. Sonra bir girinti olduğunu ve onun da gizli bir odaya açıldığını gördüm. Duvarların içinde de bir adam vardı, beti benzi atmıştı.
Well, I've got a little secret stash out in the back.
Arkada küçük bir zulam var.
I'd been invited to audition For a secret magic society in las vegas,
Las Vegas'taki gizli bir sihirbazlik cemiyetinin seçmelerine davet edilmistim.
For a secret ice cream treat, and that's the way he got four ice creams in one day and didn't get in trouble with my mom, so...
Yani bir günde dört dondurma alıp annemle başını belaya sokmamanın yolunu böyle bulmuş.
- I am going to teach you how to roast the most perfect marshmallow in the world, and the secret is you gotta keep turning it slowly.
- Şimdi size dünyadaki en harika marshmellow nasıl kızartılır, onu öğreteceğim. - Evet. Sırrı bunu yavaşça çevirmekte.
So the one we saw in the video must be a second, secret one.
Videoda gördük ki, ikinci bir telefonu olmalı, gizli bir telefon.
My mom saved you from dying and you stole her secret recipe and opened up a new restaurant in the same market
Annem seni ölümden kurtardı ama sen çorbasının sırrını çalarak aynı pazarda yeni bir lokantada açtın.
I decrypted their spam message, and it seems that Vigilance is only targeting Mr. Wells because his name came up in a secret communique they intercepted from Decima.
Mesajın şifresini kırdım, görünüşe göre Vigilance Bay Wells'i sadece Decima'dan ele geçirdikleri bir bildiride ismi olduğu için hedef almışlar.
They kept her upstairs in a secret room.
Onu gizli bir odada tuttular.
The stauroscope the King had the secret envoys made contains the military map of Qing.
O, gizli haberci ile imparator tarafından tasarlanan Sibjagyeong. Çin`in askeri haritası değil mi?
I'll infiltrate through the iron mill to the secret room in the basement.
Bende yer altındaki gizli odaya gideceğim.
But I will not have some secret service agent pull down my pants in front of people like Langdon and Darius Hayes.
Ama ben Darius ve General gibi insanların önünde bir gizli servis ajanının pantlonumu aşşağı indirmesine izin vermeyeceğim.
secret 238
secrets 112
secretary 332
secretive 39
secretly 79
secret mission 16
secrets and lies 25
secretary of state 33
secret service 148
secretary mccord 22
secrets 112
secretary 332
secretive 39
secretly 79
secret mission 16
secrets and lies 25
secretary of state 33
secret service 148
secretary mccord 22