Incomparable translate Turkish
157 parallel translation
- To Mata Hari the incomparable.
- Emsalsiz Mata Hari'ye.
Incomparable, beautiful.
- Emsalsiz, güzel
The incomparable Baptiste, my own son, his father's pride, is the sole author of the show we present today :
Emsalsiz, Baptiste, kendi öz oğlum babasının gururu bugün burda sunacağımız gösteriyi bizzat kendisi yazdı :..
Cecily, ever since I first looked upon... your wondrous and incomparable beauty...
Cecily, senin kusursuz ve emsalsiz güzelliğini ilk gördüğümden beri, seni, vahşi bir aşkla sevdim...
Giacomo the incomparable!
Benzersiz Giacomo!
But I assure you, ere another sun has set, the entire court of England will succumb to the charm, wit, and song of the incomparable Giacomo, king of jesters..
Ama sizi temin ederim, başka bir güneş belirmeden önce, İngiltere sarayının tamamı, soytarılar kralı Giacomo'nun cazibesine, şakalarına ve şarkılarına karşı koyamayacaktır.
You're the incomparable Giacomo, king of jesters and jester to the king.
eşsiz Giacomo'sun, soytarıların kralı ve kralın soytarsı.
So as Hawkins becomes the incomparable Giacomo and heads for the castle, while the maid Jean with the infant king still hidden in the wine cask, journeys towards the abbey and safety for the child.
Hawkins, Giacomo'ya dönüşüp kaleye gittiği için, bebek kral bakire Jean tarafından şarap fıçısında saklanmış bir halde, çocuğun güvenliği için manastıra doğru yola çıktılar.
So this is the incomparable Giacomo.
Eşsiz Giacomo bu demek.
Uh, Sire, may I present the incomparable Giacomo.
Majesteleri, eşsiz Giacomo'yu takdim ediyorum.
It is said the incomparable Giacomo has a discerning eye for beauty.
Eşsiz Giacomo'nun güzellik için seçici bir gözü olduğu söyleniyor.
Why do you think they call me incomparable, sire?
Neden bana eşsiz diyorlar sanıyorsunuz, majesteleri?
After all, I'm the incomparable Giacomo, king of jesters and jester of kings.
Sonuçta, ben eşsiz Giacomo'yum, soytarıların kralı, kralların söytarısı.
And what better way to celebrate than with the incomparable Hanka Lewicka?
Bunu, Hanka Lewicka'nın... güzel şarkılarının eşliğinden daha güzel nasıl kutlayabiliriz?
And an incomparable display.
Ve benzersiz bir görüntü.
- With legs incomparable?
- Bacakları eşsiz.
Come to think of it, we never had a girl that high, legs incomparable but we got a gorgeous line of Korean cuties.
Düşününce, hiç o boyda, bacakları eşsiz bir kızımız olmadı. Ama nefis bir grup Kore'li güzelimiz var.
This regime is incomparable to any of its predecessors.
Bu rejim öncekilerle karşılaştırılamaz.
The one, the only, the incomparable Zolita.
Tek, eşsiz, kıyaslanamaz...
He was a statesman of incomparable ability, Your Grace.
Benzersiz yetenekleri olan bir devlet adamıydı Majesteleri.
Oh incomparable Sultan, whose brightness is eclipsing moon and sun and fiery meteors, and all the world's emperors!
Oh eşsiz Sultan, ayın parlaklığını örten.. güneşin ve yanan meteorların ve tüm dünyanın en büyük hükümdarı!
Please give us the benefit of your incomparable powers of deduction.
Lütfen karşılaştırılamaz sonuca varma gücünüzden bizi yararlandırınız.
You'll have an incomparable escort.
Git o zaman. Eşi görülmemiş bir muhafız takımı sana eşlik edecek.
Incomparable hair.
- Kıyaslanamaz saçlar.
Find Duran Duran and use your incomparable talents to preserve the security of the stars and our own mother planet. How do you read me?
Duran Duran'ı bulmak ve yıldızların ve gezegenimizin güvenliğinin sürekliliği için bütün ustalıklarını kullanmak.
However, I hear its art forms are incomparable.
Sanat tarzlarının benzersiz olduğunu duyuyorum.
Gentlemen, one of our planet's most incomparable works of art.
Gezegenlerimizden biri benzersiz bir sanat eseri.
According to them, he was an incomparable comic stuntman.
Onlara göre eşsiz bir komik dublördü.
Her devotion to larceny versus my... incomparable charm.
Çalma tutkunluğuna karşı benim eşsiz çekiciliğim.
They say that she is... at her incomparable best in The Fool's Revenge.
Soytarının İntikamı oyununda eşsiz derecede iyi olduğunu söylüyorlar.
Incomparable Dulcinea
Emsalsiz Dulcinea
"Incomparable."
"Emsalsiz."
I only wish I could describe it with the incomparable panache the consummate verve, the enthralling cadences, the delicate gestures, the evocative expressions of America's greatest tragic actress,
Aslında bunu şöyle anlatmak isterdim ; eşsiz bir şevk, benzersiz bir coşku, şıklık, ince jestler, nüans sanatı ile tıpkı büyük tiyatro sanatçısı Harriet Belinda gibi ya da Linda Arden.
Incomparable.
Benzersiz.
What incomparable refinement
Ne kadar eşsiz bir incelik.
Ladies and gentlemen, once again... it is my profound pleasure to introduce... the incomparable Ainsley Jarvis!
Bayanlar baylar, bir kez daha... sizlere muhteşem Ainsley Jarvis'i... sunmaktan gurur duyuyorum!
Now, ladies and gentlemen, once again... the incomparable Ainsley Jarvis.
Şimdi bayanlar baylar bir kez daha huzurlarınızda muhteşem Ainsley Jarvis.
"He's incomparable" "He's smart and he's straight"
O eşsiz, akıllı ve dürüst biri.
"Whatever you be, by God you're incomparable"
Her ne isen, Tanrı seni eşsiz yaratmış.
Faraday was continuing to change the world and the way people lived, and then, suddenly, an illness attacked his incomparable mind.
Faraday, dünyayı ve insanların yaşamlarını değiştirmeye devam ediyordu fakat sonra bu emsalsiz deha, ansızın bir hastalığa yakalanır.
You unfold over your sublime surface Your incomparable waves
Eşsiz dalgalarını yüce yüzüne Gönderiyorsun birbiri ardına
Dhritharashtra, he's incomparable!
Dhritharashtra, o, eşsiz biri!
Their palace is incomparable.
Sarayları eşsiz.
Irresistible, incomparable Arjuna!
Karşı konulmaz, eşsiz Arjuna!
The incomparable Hiss and Weekes... 1910.
Eşsiz Hiss ve Weeks, 1910.
If that's the case, his wickedness is incomparable to Piccolo's, what with him having splintered off from Kami.
Eğer durum buysa, onun kötülüğü, Kami'den sıyrılarak ayrılan Piccolo'nun kötülüğü ile karşılaştırılamaz.
Well, you may claim that I have an unfair advantage, but no more so than Nijinsky, whose reputation as the world's most incomparable dancer is untainted by the fact that his feet were abnormal... havin'the bone structure of bird feet.
Bunun haksız bir avantaj olduğumu düşünebilirsin. Ama Nijinsky kadar değil. Dünyanın en büyük dansçısı olma unvanını sahip olduğu anormal ayakları sayesinde aldı.
"And now, ladies and gentlemen, the Stars Desert Inn Hotel, Las Vegas, presents the final performance of the incomparable singing sensation, Miss Deloris Van Cartier."
Bayanlar baylar, Las Vegas Stars Desert oteli gururla sunar... otelimizdeki son gösterisini yapacak olan... şarkılarıyla gönüllerimizi fetheden, Bayan Van Cartier.
Knee high to my mother I heard about his incomparable erudition.
Annemden duydum ki emsalsiz bir bilgisi varmış.
Now take the shape of the incomparable Helen...
Şimdi emsalsiz güzelliğiyle Helen'in suretine gir.
This is the way the author, in his poem to his father Don Rodrigo, recreates with a poetical strength that I would call incomparable, one of the thoughts most beloved by the Classics,
14 00 : 41 : 24 : 11 Bu, yazarın babası Don Rodrigo... 12 00 : 41 : 26 : 08 şiirinde sesleniş şekliydi... 19 00 : 41 : 34 : 09 Karşılaştırılamaz addedeceğim
incoming 480
income 17
incomplete 36
incoming call 55
incompetent 23
incomprehensible 16
income housing 17
income 17
incomplete 36
incoming call 55
incompetent 23
incomprehensible 16
income housing 17