Indiscrete translate Turkish
15 parallel translation
Now, i want from you, if i'm not being too indiscrete... oh, no.
Sizden istediğim şey şu. - Konuyu çok fazla bölmediysem... - Hayır.
I'm wearing Indiscrete.
Parfüm sıktım.
The French are indiscrete.
Fransız pek düşüncesiz konuştu.
Not as indiscrete as the Roman sun.
Roma güneşi kadar düşüncesiz değilim.
No more fearing indiscrete questions... and trying to conceal one's defeat.
Artık boşboğaz sorulardan korkmak ve... ve başkasının yenilgisi altına saklanmak yok
For a few months, I was going two times a week to Treviso,... where away from the indiscrete glances of Bassano,... in the house of the countess Franca, there developed... my activities as a prostitute.
Çünkü haftanın 2 günü Traviso'ya gidiyordum. Kontes Franka'nın genelevinde çalışıp iyi vakit geçiriyordum.
- Shoot. It's an indiscrete question.
- Biraz uygunsuz bir soru.
Sorry, I'm indiscrete.
- Özür dilerim, saygısızlık ettim.
I don't want to be indiscrete, but where were you?
Yanlış anlamayın ama siz neredeydiniz?
Unless someone's been indiscrete.
Biri tedbirsiz davranmadığı sürece.
Take no offense if my indiscrete zeal your dark secret seeks to reveal.
Yekpare hevesimi mazur görün karanlık sırlarınız açığa çıkmaya çabalıyor.
"Her" who, Countess, if I'm not indiscrete?
Münasebetsizlik etmek istemem ama "O" da kim Kontes?
I heard that Burroughs was indiscrete with a customer, how long before we can remove him?
Duyduğuma göre Burroughs bir müşteriye uygunsuz davranmış. Onu kovmak için daha ne kadar beklemeliyiz?
You were indiscrete and stupid, and you are off my service.
Aptalın tekisin. Servisimden çıkarıldın.
Men who have been indiscrete are vulnerable to blackmail.
Düşüncesiz davranan adamlar şantaja açık olur.