Jos translate Turkish
83 parallel translation
Jos � near the fountain.
José çeşmenin yanında.
You take the road to San José and you go straight until the 7km mark.
San Jos? © yoluna çık işarete kadar 7km doğru git.
Hey, Jos, it's the boss!
Hey, Jos, patron geldi!
Hey, Jos!
Hey, Jos!
Mrs. Jos Poulin?
Bayan Jos Poulin mi?
ai cele mai drãgute dansatoare s-ar fi lãsat jos si s-ar fi zgâltâit de câteva ori.
Ve en güzel dansçının da birkaç kez eğilip gerçekten sallaması gerekirdi.
Harry, I expected to see you at the station. In Jos.
Jos'a, istasyona gelmeni beklerdim Harry.
Jos? of Arimat? I was going the crucified?
- Josef, Avare ve Matae...
Arist? Polus mentioned a Church founded by Jos? of Arimat?
- Aristopulas, bir kiliseden bahsediyor...
Jos?
Jos?
We have carry the wreck here to let Jos have a look
Jos'un bakması için enkazı buraya getirdik.
Jos, what do you think?
Jos, ne düşünüyorsun?
Jos has not called me.
Jos şimdi beni aradı.
That's Jos's judgement
Bu Jos'un kararı.
Where is Jos's handphone?
Jos'un cep telefonu nerde?
Jos!
Jos!
I'm sorry about Tom, Jos.
Tom için çok üzüldüm Jos.
I gotta agree with the cute cop here, Jos.
Bu yakışıklı polise katılıyorum Jos.
- Hi, Audrey, it's Melanie. - Hi, Jos, it's Breena.
- Audrey, ben Melanie.
- Jos?
- Jos mı?
I wish Jos wasn't taking her to this silly Vauxhall picnic.
Keşke Jos, onu o saçma Wauxhall pikniğine götürmese.
Let Jos marry whom he likes.
Bırak, Jos dilediğiyle evlensin.
I hope Jos isn't getting in too deep.
Umarım Jos fazla derine inmez.
- Jos. Jos.
- Jos.
Seriously, Jos, if I'm to marry your sister...
Cidden Jos, eğer kız kardeşinle evlenirsem...
"Dearest Becky, a letter from Jos arrived from India this morning... filled with regrets about a certain person."
"Sevgili Becky, bu sabah Jos'un Hindistan'dan bir mektubu geldi. Biri hakkında pişmanlıkla dolu."
You must see Jos when you get there.
Oraya varınca Jos'u görmelisiniz.
He probably wasn't with Rita when he lost that.
Eminim Jos bunu kaybettiğinde Rita ile birlikte değildi.
Call Jos?
Jose'yi çağır.
Go get Jos?
Jose'yi ara.
Day number two of his stay, Greco left his room at 9 : 44 a. M... went straight to Cup-A Jo's for a cup of coffee... which is where he ran into you.
Kalışının ikinci günü, Greco sabah 9 : 44'te odasından ayrılıyor... direkt olarak bir fincan kahve için Cup-A Jos'a gidiyor ki orada da sana rastlıyor.
When I left their village, Muntenii de Jos. Where I was born. I saw I had a flat tire on the rear left.
Doğduğum köy olan Munteni de Jos'tan tam çıkacaktım ki baktım arka lastik neredeyse dümdüz ama yedi kilometre dayanır diye düşündüm.
Jos can do this, Mom.
Bunu José yapabilir anne.
Do you remember them colouring-in books when you were little, Jos?
Küçükken ki boyama kitaplarını hatırlıyor musun, Jos?
Ding Dongs and Twinkies and Jos.
Ding Dongs, Twinkies ve Jos.
Manhattan bar, ask for Jos?
Manhattan bar, José'yi sor.
I'm looking for Jos?
José'yi arıyorum.
Everyone's named Jos?
Herkesin ismi José.
- Jos, I can explain everything.
- Jos, ben her şeyi açıklayabilirim.
It will take you over the jos plateaus to the northern region, where I will have a jeep, a driver, and some bonbons waiting for you.
Seni kuzey bölgesine, Jos platosuna götürecek, orada bir cip, bir şoför ve birkaç bonbon seni bekliyor olacak.
If we don't get the dope, Jos-Louis will kill us for sure.
Bir yolunu bulamazsak, Jos-Louis bizi kesin öldürür.
Jos-Louis.
Jos-Louis.
What about you, Jos-Louis?
Ya sen Jos-Louis?
Hey, Jos-Louis, we found them!
Hey, Jos-Louis, bulduk!
Jos-Louis?
Jos-Louis
- It's Jos-Louis'bar.
- Jos-Louis'in barı.
Jos!
Yere yatın!
Yep, they wouldn't give you anything off on the $ 1200 model, so I said, " No way, Jos \
Tanrım!
Almost there. That's it.
Još jednom!
Chino! Jos?
Chino!
Jos and Rita.
Jos ve Rita yazıyor.