English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ K ] / Killing him

Killing him translate Turkish

1,879 parallel translation
We're killing him. Tucker...
Bekle.
All this stuff about putting poison in the salt cellar and killing him slowly over weeks.
Bütün o tuzluğa zehir koyma ve yavaş yavaş öldürme fikri.
Killing him won't solve anything.
Öldürmek bir seyi çözmez.
It's killing him!
Onu öldürüyor!
I mean, but killing him?
Ama onu öldürmek mi?
They fight and O'Neill ends up killing him.
O'Neill ile kavgaya tutuşurlar ve sonu ölümle biter.
Something worth killing him for.
Hayatına mâl olacak şeyler gibi.
What it should've learned from eating dirt growing up. Once you killed them, it started killing him.
Bağışıklık sistemine toprak yerken öğrenmesi gereken şeyi öğretiyor.
You're killing him?
Onu öldürüyorsun?
I was injured while killing him.
Onunla dövüşürken yararlandım.
A masked suspect, in a black 4-door plows into him, killing him instantly.
4 kapılı siyah bir araçtaki maskeli bir şüpheli, ona doğru sürmüş. O anda ölmüş.
She has a great motive for killing him and everybody will think the FSB were helping her.
Onu öldürmek için önemli bir sebebi var, ve herkes ona FSB'nin yardım ettiğini düşünecek.
I was going to kill myself after killing him.
O pisliği öldürdükten sonra intihar edecektim.
The officer returned fire, killing him.
Memur ateşe karşılık verdi, onu öldürdü.
But instead of killing him then and there, they brought him back so the Rajah could kill him this time.
Ama orada onu öldürmek yerine, onu Rajah kendi öldürsün diye götürmüşler.
So, by killing him?
Onu öldürmek de.
She said it was killing him.
Bunun onu öldürdüğünü söyledi.
- You're killing him!
- Onu öldürüyorsun!
Look, killing him is not going to change anything.
Bak, onu öldürmek hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Killing him is not punishment enough.
Onu öldürmek yeterli bir ceza değil.
Wouldn't killing him hinder the Coronation?
Töreni engellemek için öldürmüş olmasınlar?
Yeah, I'll stop taking pictures when you stop killing him.
Evet, siz onu öldürmeyi bıraktığınızda ben de bırakacağım.
You are killing him. Jim!
Çektiğinde onu öldürmüş olacaksın, Jim.
You're killing him.
Onu öldürüyorsun!
It's killing him.
İçi parçalanıyor.
Killing him would just wake him up.
Onu öldürürsem hemen uyanır.
I thought about killing him.
- cinayeti gördüm..
Even if it means killing him.
Bu onu öldürmen anlamına gelse bile.
No, but it would keep him from killing us.
Ama bizi öldürmesine engel olur.
I'm sorry we couldn't get him for killing your sister.
Üzgünüm kardeşini öldürdüğü için ceza almayacak.
Killing my enemies only makes him stronger.
Düşmanlarımı öldürmek onu güçlendiriyor.
And that i can't see him is better than killing me.
ama onu görememek beni öldürmesinden daha iyi.
But the truth is, if he stops killing, We have no way of tracking him.
Ama işin aslı, eğer öldürmeyi keserse onu bulmamızın bir yolu yok.
One of his farmers accused him of killing his daughter.
Çiftçilerinden biri, onu kızını öldürmekle itham etmiş.
What's that got to do with him killing Connie?
Bunun, onun Connie'yi öldürmesiyle ne alakası var?
So he devises a plan to let nature do the killing for him.
Bu yüzden, öldürme işini doğaya bırakacak bir plan yapar.
Kid goes on a killing spree, and all they're gonna do is Make him talk it out with a bunch of shrinks.
Çocuk katliam yapıyor ama onu sadece birkaç deli doktoruyla konuşturacaklar.
He didn't plan on killing anyone, or he would have brought a weapon with him.
Kimseyi öldürmeyi planlamamıştı, yoksa yanında bir cinayet silahı getirirdi.
It's just killing me to see him like this.
Onu böyle görmek beni öldürüyor.
The memo Special Branch gave your predecessor warning him about terrorism in connection with the first killing
Özel Birimin selefine verdiği ilk cinayetle bağlantılı olarak onu terör konusunda uyaran not.
which makes his compulsion psych 101- - killing his mother over and over again for giving birth to him.
Bu da takıntısının çok basit psikolojisi olduğunu gösterir. Onu doğurduğu için annesini defalarca öldürüyor.
he eventually got to a place where he couldn't escalate his violence against her without killing her, so she made him a deal.
Şiddetini onu öldürmeye kadar ilerletemeyeceğinden bir anlaşma yaptı.
You brother just confessed to killing the man who assaulted him.
Kardeşin az önce, kendisine saldıran adamı öldürdüğünü itiraf etti.
I chase arcane, I try To stop him from killing.
Esrarlı'nın peşinden gidip başkalarını öldürmesini engellemeye çalışıyorum.
Killing her might have been advance payment For breaking him out of custody.
- Onu öldürmek kaçışına yardım etmesinin ödülü olabilir.
I was telling him it is not true about the machines killing us.
Ona diyordum ki, makinelerin bizi öldürdüğü doğru değil :
Why are you killing yourself on someone like him?
Neden öyle biriyle hayatını mahvediyorsun?
Well, the shooter was either waiting for him or he just drove around until he found a nice quiet spot for a killing.
Katil ya onu bekliyordu yada öldürmek için uygun sessiz bir yer bulana kadar arabayla dolaşmıştır.
The year was 1978 when the killing spree of John Wayne Gacy finally came to an end, as Chicago police arrested him and began digging up bodies he had buried under his Summerdale house.
Chicago polisi John Wane Gace'yi yakalayıp, Summerdale'deki evinin altında gömülmüş cesetleri bulunca onun amansız cinayetleri de bir son bulmuş oldu.
The guy feels so bad about killing the duck, he gives him two dollars.
Adam ördeği öldürdüğü için kendini kötü hissediyor ve çocuğa iki dolar veriyor.
I want him to know that he is being punished for killing my father.
Babamı öldürdüğü için cezalandırıldığını bilmesini istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]