English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Len

Len translate Turkish

1,305 parallel translation
What is that, a pumpkin?
Aslan çırak, ne yaptın kafayı len kabak gibi.
Does a man hide anything from his father - in - law?
İnsan kayın pederinden saklar mı len?
The cologne is cool, by the way. It smells good.
Kokusu onbeş metreden adamı sırt üstü devireçek len.
The watermelon season will be over by then.
Len iki aya kadar karpuz mevsimi bitti len.
Don't do that, man.
Atma len.
What is this machine Like?
Nasıl bişeymiş len bu makine?
- What did you break?
- Ne batması len?
Or I'll hand you to the police.
Vallahi polislere veririm len seni.
- What happened, did you see her?
- Ne oldu len, gördün mü? - Gördüm.
What happened to your face?
Yüzünün bu tarafına ne oldu len? Kim dövdü seni?
- She took the letter and put it inside her blouse.
- Len ne diyeçek? Aldı mektubu, koynuna soktu.
- Not Nihal.
- Nihal'i karıştırma len.
- Where to?
- Nereye len?
Why should she do that, man?
Len ne diye versin polislere?
- I swear they did.
- Valla gımıldadı. - Nasıl kımıldadı len?
They're really moving, man!
Vay anasını sattığmın, valla gımıldıyor len!
Who invented this word "movie", ha?
Kim icat etti len bu gımıldak lafını?
He can't. They are the opposite sides of town.
Len sizin ustanın dükkanı nere, bizimkilerin mahallesi nere?
Who is this, you infidel?
Kim bu len, gavır deli? - Nişanlım.
- My fiancée - Who's your fiancée?
- Kim len senin nişanlın?
You're the man, partner.
- Yaşa len ortak. - Bir tanedir bizim ortak ya.
- Len!
- Len.
Oh, and that " s Len.
Oh, bu da Len.
Len!
Len!
L " ve known Len since he come down from Gateshead, I think. One of them sort of estates up north.
Len'i Gateshead'den geldiğinden beri tanıyorum orası sanırım kuzey tarafında malikâne gibi birşeydi.
The only good thing about Len is he " s so mum-and-dad, he makes the mental ones on the street look normal.
Len ile ilgili tek iyi şey o kadar kaçıktır ki, sokaktaki delilerin bile onun yanında normal görünmesini sağlar.
You just give me something adorable, Len.
Bana imrenilecek birşeyler ver Len.
Yeah, well, the President " s a very busy man, Len.
Evet, başkan çok meşgul bir adamdır Len.
Len, what the fuck are you doing?
Len, sen ne halt ediyorsun?
- Okay, Len?
- Tamam mı Len?
I had the "len" right
"ien" kısmını tutturmuşum.
Len is too scared
Len çok ödlektir.
Come on.
Hadi len.
- I told her to stay quiet.
Sesini çıkarma yaptım böyle len.
Fuck you man.
Yürü git len.
Don't be a maniac, man.
Manyaklaşma diyom sana len!
Sorry, Uncle Leonard, but she's playing up.
- Özür dilerim Len Amca. Ayarlıyordum.
Why are you so dreadful to Len?
Len'e niçin bu kadar kötü davranıyorsunuz?
Uncle Len walked in on him and your stepmother and he wasn't painting her.
Len Amca onun ve üvey annenin üstüne gelmiş ve resim de yapılmıyormuş.
Len, what's going on?
Len, neler oluyor?
Len?
Len?
Well, don't worry about the board of directors, Len.
Yönetim kurulunu dert etme, Lane.
Tell me the truth, Len.
Bana gerçeği söyle, Len.
So, Len, tell me about when... Or if...
Len, söylesene sen acaba ya da hiç...
I have someone, Len Heyman.
- Birisi var, Len Heyman.
Len Heyman?
- Len Heyman mı?
- Why?
- Len oğlum, sen işten kaçmadın mı?
What's up with that?
Ni len bu?
Not now.
Len şimdi canlanır mı hiç yahu?
You are my husband, Len.
Ama hayır, sen benim kocamsın, Len.
Yeah, Len.
Evet, Lane?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]