English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lend a hand

Lend a hand translate Turkish

496 parallel translation
Lend a hand forward, Andy.
Yardım et, Andy.
Lend a hand here, Olley!
Bir el atsana Olley!
One of you lend a hand here.
Biriniz buraya el atsın.
If you guys would want a hand to work for nothing, just for his keep, I'd come and lend a hand.
Bakın boğaz tokluğuna bir yardımcı isterseniz o zaman bende gelir çalışırım. Pek öyle sakat sayılmam.
Stop your lies and lend a hand.
- Yalanlarını bırak da yardım et.
Now, if this was the States every kid in the village would lend a hand to get him.
Eğer Amerika'da olsaydı köydeki her çocuk onu yakalamak için uğraşırdı.
However, you listen to everybody else, you help them and lend a hand to soothe them.
Başkalarına yardım etmek ve onları teselli etmek için hep onları dinledin.
Lend a hand, men.
Sereni bağlayın beyler.
- Here, lend a hand here, Bleeker. - All right, sir.
- Buraya gel, bana yardım et, Bleeker.
- I'll lend a hand, if I may? - Thank you, that's very kind of you.
- Müsadeniz olursa, yardım etmek isterim.
- Phile, drink up and lend a hand.
- Phile, gazozunu iç de bana yardım et.
Couldn't you lend a hand?
Biraz kıpırdayabilirdiniz, değil mi? - Bunu bir çocuk bile yapabilir.
Had four sons, each one of them skinnier than the other. Always coming over to lend a hand.
Tam dört tane çocukları vardı ve hergün biri gelip benden birşey isterdi.
Lend a hand.
Yardım edin.
All right, lads. Come on, lend a hand.
Beyler, yardım edin.
Come on! Lend a hand, boys!
El atın çocuklar, hadi!
Lend a hand!
Yardım edin!
Why shouldn't I lend a hand.
Durun yardım edeyim. Bu işin içinden tek başınıza çıkamazsınız.
Brown, lend a hand.
Brown, bana yardım et.
Sir... next time let me lend a hand.
Efendim gelecek sefer ben de bir el atayım.
Why don't you lend a hand at Karaolos?
Neden Caraolos'ta bize yardımcı olmuyorsunuz?
Lend a hand, Andy.
Yardım et, Andy.
COME ALONG, YOUNG WOMAN, LEND A HAND.
- Harika olur. - Tepsiyi getireyim.
Doc, lend a hand.
Yardım edin doktor.
I'll even lend a hand if things get rough.
Sıkışırsanız size yardım bile ederim.
Lend a hand, Norman.
Yardım et, Norman.
Birkett, Norton, lend a hand.
Birkett, Norton, el atın.
I just wanted to lend a hand.
Bir el atıvereyim demiştim.
I'm sorry I can't lend a hand at the moment.
Şu anda yardım edemediğim için beni affedin.
But nonetheless, if you don't want to be nice, you could at least lend a hand.
Yine de bana iyi davranmasan bile hiç olmazsa biraz yardım et.
Well, come along. Lend a hand.
Haydi bakalım, bir el ver.
Come on, fellas, lend a hand.
Gelin millet, yardım edin.
I'll lend a helping hand if you'll provide money.
Para verirsen, ona borç verip yardımcı olabilirim.
I can get out of here, if you'll lend me a hand.
Buradan seni çıkabilirim, bana yardım edersen.
Lend me a hand.
Bana yardım edin.
I'm sorry because a fellow would like to rally round, lend a helping hand. - Nobody can help me.
Üzgünüm, çünkü rüzgâr nereye götürürse götürsün, hep destek olmak yardım elimi uzatmak isterim.
Ridiculous, I know, but I hoped the unexpected might lend fate a hand if you were all there together
Aptalca olduğunu biliyorum ama siz hep beraberken gelecek beklenmedik bir mektubun kadere bir el atabileceğini düşünmüştüm.
I'm trying to lend you a hand!
Elimi vermeyi deniyorum sana, haydi.
Come along and lend me a hand, dear.
Gel bana yardım et hayatım.
You stay and lend him a hand, Jim.
Sen de kalıp ona yardım et, Jim.
We're glad you're both here to lend him a hand.
Ona yardım etmek için burada olmanıza seviniyorum.
Lend me a hand with that carpet.
Şu halıyı kaldırmama yardım et.
LEND HIM A HAND. GET HIM.
- Ona yardım edip alın şu papağanı.
The shadows of the past surge forward to lend a doomful atmosphere to the matter in hand.
Geçmişin gölgeleri ileri fışkırarak mevcut soruna korkunç bir hava verir.
Lend me a hand.
Elini ver.
I do it because it's fun, I lend my aunts a hand, as I'm staying with them.
Bana iyi geliyor. Teyzeme yardım etmek zorundayım, onunla oturuyorum.
There's only one man left in the world who can lend a helping hand to my son, and that's the president.
Oğluma yardım elini uzatabilecek, dünyada tek bir insan kaldı o da başkan.
Lend me a hand, boy.
Yardım et bana evlat.
Mine, could you lend him a hand?
Mine, Bir el uzatırmısın?
Hey, buddy, lend me a hand with those cans.
Hey ahbap. Şu tenekelere bir el ver.
Charlotte, she's only trying to lend a helping hand.
Charlotte, o da bir el vermek istedi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]