English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Making friends

Making friends translate Turkish

747 parallel translation
Some people travel through life making friends where ever they go, while others - Just travel through life.
Bazı insanlar nereye giderlerse gitsinler yeni arkadaşlar edinirler, bazıları ise sadece seyahat ederler.
We are making friends.
Dostlar kazanıyoruz.
You lived a normal, inconspicuous life for years - making friends, earning a living - just waiting until you got a call for the one particular job... and they saved you for a big one.
Yïllarca normal, gösterişsiz bir hayat yaşadïnïz... ... dost edindiniz, çalïştïnïz... ... ve özel bir görev için beklediniz.
well, she's good at making friends with gentlemen... and we want somebody inside his house in his confidence.
Eh, baylarla arkadaş olmakta oldukça başarılı ve biz de onun evinde güvendiği bir adam istiyoruz
Running a house, making friends, filling the day.
Bir evi idare eder, dostlar edinir, günümü doldururum.
Watching other people making friends... everywhere, as a dog makes friends.
Köpekler gibi her yerde dost edinen sizleri görmekten.
A man who rode with Confederate guerrillas might have trouble making friends here.
Konfedere gerillalarıyla savaşmış bir adam burada arkadaş bulmakta zorlanabilir.
I just like to know who's making friends with my friends.
Ben sadece dostlarımın kimlerle dostluk ettiğini bilmek istiyorum.
You shouldn't have any trouble making friends.
Arkadaş bulmada sorun yaşamıyorsun.
Your knowledge of the area, making friends in that village.
Bölge hakkındaki malumatın, köyde edindiğin dostların.
But to say the least, Mr. Hong is noble and arrogant when making friends with others
Ama şunu söyleyebilirim, Bay Hong asil ve kibirli. Özellikle başka arkadaşlarıyla birlikte!
It's a good place for making friends.
Arkadaş edinmek için, güzel bir yer.
You have a real talent for making friends. ( chuckles )
Yeni arkadaşlar edinme konusunda çok yeteneklisin.
He likes making friends
Altın göz olarak bilinir çok da arkadaş canlısıdır
Plain looks never stopped anyone from being... intelligent or witty or - or making friends.
Gösterişsiz olmak, zeki ya da espritüel olmaya ya da arkadaş edinmeye engel değil.
By making friends with us?
- nasıl? bizimle arkadaşlık etmek?
You're making friends fast around here, John.
Çabuk arkadaş ediniyorsun burada, John.
I'm glad to see you're making friends.
Arkadaş edindiğini gördüğüme sevindim.
A terrible change came over my stepfather, instead of making friends and exchanging visits with our neighbors, who at first were overjoyed to see a Roylott back in the family seat, he shut himself up in the house and indulged in ferocious quarrels.
Üvey babamda korkunç bir değişim meydana geldi, aralarında tekrar bir Roylott görmekten ziyadesiyle memnun olan komşuların ziyaretlerine mukabelede bulunmak ve ahbaplık yapmak yerine, kendini eve kapattı ve kendini son derece kaba münakaşalara hasretti.
Might just be your way of making friends.
Evet, bu da arkadaş edinmenin bir yolu.
Mrs Boynton... you have tried to prevent your son and daughter from making friends with me.
Bayan Boynton, oğlunuz ve kızınızın benimle arkadaşlık kurmalarını engellediniz.
Then we decided to chuck the idea because I'd have trouble making friends, blah, blah, blah.
Sonra bu fikri unutmaya karar verdik çünkü arkadaş edinme sorunu gibi saçma sapan sorunlar yaşayacaktım.
- How about making friends?
- Dost olmaya ne dersiniz?
What's wrong with making friends?
Dost olmanın nesi yanlış?
I am making it my business to make friends with the sons of Ragnar.
- Ama korkarım biz... - Evet. Korkmanız gerek zaten.
He's a regular Yankee now, and he was making a brag... that his Carpetbagger friends run the taxes way up sky-high on Tara.
Artık Yanki olmuş. Fırsatçı dostlarının, Tara'nın vergilerini çok artırdığından övünçle bahsediyordu.
We are making a New World Order and there is a great place in it for our friends and brothers, the Norwegians.
Yaratmakta olduğumuz Yeni Dünya Düzeni'nde dostlarımız ve kardeşlerimiz Norveçlilere büyük yer vardır.
Sleeping with you and your friends is making me sad.
Seninle ve arkadaşlarınla yatmak beni üzüyor.
I'm flattered, mind you, but don't you think our newspaper friends are making too much of it.
Koltuklarım kabardı, unutma ama gazeteci arkadaşlarımızın bunu abarttığını düşünmüyor musun?
You're making me look like a jerk in front of my friends.
Arkadaşlarımın benimle alay etmesini istemiyorum.
It's mean what the captain's doing to Mr Hawks, making him shoot at his Indian friends.
Yüzbaşı Bay Hawks'a çok zalimce davranıyor, değil mi? Yerli dostlarına ateş etmesini sağlıyor.
Meeting interesting people, making new friends.
İlginç insanlarla tanışmak, yeni arkadaşlar edinmek.
David, aren't you making any friends?
David, hiç arkadaşın var mı?
let's drink to, uh, making new friends.
Yeni arkadaşlıklara içelim.
being beautiful and loveable, making our lover happy and being friends with his friends.
Güzel ve sevilebilir olmak, .. sevdiğimizi mutlu etmek ve dostlarıyla dost olmak.
Some friends of mine heard you are making an inquiry into events that happened a long time ago.
Bazı dostlarım duymuş, çok uzun zaman önce olmuş... şeyleri araştırıyormuşsunuz.
During your absence, he was very rude to me - making excuses for not putting on some play that my friends wanted.
Sen yokken, bana karşı çok kaba davrandı dostlarımın istediği oyunu sahnelememek için bahaneler uydurdu.
Well, While you're making yourself familiar with the dead woman's friends, I shall endeavor to...
- Şey sen ölü kadınların arkadaşlarıyla ilgilenirken ben de adı geçen Robert Lees'in gözüne girmeye çalışayım.
You're too young to know what making a living is, but....... I got my money, I got my apartment, I got my friends, my cat.
Çok küçüksün, hayatını kazanmak ne demek daha bilemezsin. Param var, dairem var, arkadaşlarım ve bir kedim var.
Such work means... the creation of an independent program, the development of brotherhood and unity, the strengthening of self-management relations and making of new friends.
Böylece bağımsız bir program oluşturularak birlik ve kardeşliğin geliştirilmesi karşılıklı ilişkilerin kuvvetlendirilmesi ve yeni arkadaşlar edinilmesi sağlanacak.
Some friends and I are making a movie.
Bazı arkadaşlarla film çevireceğiz.
You don't come into my friend's house with your faggot friends, driving your motorbikes all over his floors, breaking windows, making a mess, stinking up the place.
Benim arkadaşımın evine ibne arkadaşlarınla gelmiyorsun her yere sürüyor camları kırıyor, burayı kokutuyor.
You'll be so popular, making all kinds of new, close friends.
Çok popüler olacaksın. Çok samimi ve yakın arkadaşlıklar kuracaksın.
I have friends that won't mind making easy money.
Kolay para kazanmakta sakınca görmeyen arkadaşlarım var.
Inspector Gregory, my friends at Scotland Yard tell me that you're rapidly making a reputation for yourself in the English detective service.
Komiser Gregory Scotland arazisindeki arkadaşlarım bana sizin İngiliz dedektiflik servisinde oldukça hızlı bir şöhret yaptığınızı söylediler.
- I have friends making inquiries.
- Bu işi araştıran arkadaşlarım var. - Bu iyi.
My friends were always making fun of me
Arkadaşlarım hep dalga geçerdi.
I must be making you look pretty bad in front of your friends.
bu özel bir akşamüstü ve özel bir yemek.
They're friends... and I enjoy... making coffee with this machine. It's one of those things... I lower this, it grinds it, see?
onlar arkadaş... ve bu makine ile kahve yapmayı seviyorum... bak?
I played at making films with my friends.
Arkadaşlarımla film çevirme oyunları oynardık.
I'm glad you're making new friends.
Yeni arkadaşlar edinmene sevindim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]