English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Maybe i don't

Maybe i don't translate Turkish

6,456 parallel translation
I don't know, maybe... in the kitchen, let's see.
Bilmiyorum, belki de mutfaktadır, bir bakalım.
Maybe it's in the water, I don't know, but great place though.
Ama çok iyi bir yer. - Bu kadar motor ne iş?
Maybe I don't have to fry Goblin now.
Belki de Cin'i şimdi kızartmama gerek yok.
I think maybe anyone over the age of, maybe, I don't know, 35 might have a problem.
Belki o yaşta belki de değil bilmiyorum belki de 35, ama bu bir sorun olmalı.
I don't know, maybe we should use a cervical cap or something.
Bilemiyorum, belki de servikal başlık kullanmaya başlamamız lazım.
I thought that, since I'm leaving, maybe it would be fun if you wanted to, I don't know, go to the party.
I, o ı'm ayrıldığından beri, belki düşündüm. - Eğer istiyorsa eğlenceli olurdu, I partiye gitmek, bilmiyorum.
Maybe a cover, I don't know.
Belki kapak için, bilemiyorum.
Like, I don't know maybe another hour or something.
Belki bir saat kadar falan.
Because I know you don't want to get married, but you know, I do think it's important to make some sort of commitment to each other and I think buying a place, maybe Kensington, maybe Prospect Heights.
Evlenmek istemediğini biliyorum ama aramızda bir bağ olması da önemli ve bir ev almak, belki Kensington'da, olmadı Prospect Heights'ta.
But maybe if I don't have any sex...
- Ama belki hiç seks yapmazsam...
S-so maybe I don't want to tell you.
Belki sana anlatmak istemiyorum.
Maybe I don't like the way things are.
İşlerin yürüyüş şekli belki hoşuma gitmiyordur.
Don't you maybe, uh, want somewhere that has, I don't know, a ceiling?
Çatısı olan bir yer istemez misin?
I don't know, do you, maybe we...
belki biz...
I don't know, maybe if my daughter had married and I'd had some grandchildren, that might have slowed things down a little here and there.
Bilmiyorum da kızım evlenseydi birkaç torunum olsaydı işler zaman zaman yavaşlayabilirdi.
Maybe i don't!
Belki istemiyorum!
Maybe I don't want his name on my store.
Belki ismini dükkânımda istemiyorum.
So, I mean, I don't know. Maybe I'm wrong.
Bilmiyorum belki yanılıyorumdur.
Do you maybe wanna, like... I don't know, take your top off?
Acaba üstünü çıkarmak ister misin?
Maybe you've been to a million castles, I don't know.
Belki milyon tane kaleye gitmişsindir, bilmiyorum.
Maybe I don't want him around here.
Belki görüşmek istemiyorumdur.
And so I think what agencies will try and do is they'll... they'll want to step right up to the line, and maybe get a little bit of chalk on their toes, but don't step over it.
Ve böylece ne ajansları düşünüyorum denemek ve yapacak onlar olacak bir... Onlar adım isteyeceksiniz Sağ çizgiye kadar, ve belki bir nebze olsun kendi parmakları üzerinde tebeşir, ama üzerinde adım yok.
Maybe she just... trying to get away from it all. I don't know.
Belki de bütün bunlardan uzaklaşmak istemiştir.
- I don't know, Bruce, maybe a month!
- Bilmiyorum Bruce, belki de 1 ay!
Maybe I don't know what racist is.
Belki de ırkçı ne demek bilmiyorum.
Maybe down the road, I don't know.
Belki de bu yola girdik. Bilmiyorum.
I'm just telling you that we don't really know what this town is about yet and that maybe we should be extra careful'cause we also don't know who our real friends are yet, okay?
Bu kasabayı henüz tam olarak bilmiyoruz. O yüzden ekstra dikkatli olmalıyız. Çünkü henüz kimin gerçekten arkadaşımız olduğunu da bilmiyoruz, tamam mı?
I'm thinking about maybe... givin'her some money... and sending'her on her way. Unless she tells me everything, and I don't think she's telling me everything.
Düşünüyorum da bana bir şey anlatmadığı sürece ki anlatacağını sanmıyorum ona biraz para verelim ve başının çaresine baksın.
I don't know, maybe four, five, six, yes.
4, 5, 6, belki de, evet.
Jesus, I don't know, maybe...
Tanrım bilemiyorum, belki...
Or, I don't know, maybe that's just an excuse.
Bilmem, belki bu da bir mazeret.
Maybe I don't want to be fake married, okay? What?
Belki de seninle yalandan evli olmak istemiyorum, tamam mı?
They were walking up ahead, more than they needed to perhaps, or... maybe I just let them, I don't know.
Önümde yürüyorlardı. Gerekenden daha uzakta. Belki de ben onlara izin vermişimdir, bilemiyorum.
But sometimes you might wanna... I don't know, avert your eyes, or... maybe even wipe video'cause of something you've seen, erase it?
Ama bazen, bilemiyorum görmezden gelmek istiyorsundur.
Maybe, I don't know.
Bilmiyorum.
Like, maybe, I don't know, uh, the exact same thing from the other side of the tree.
Şey gibi... Belki... Bilemiyorum...
Maybe I don't want to be a singer.
Belki şarkıcı olmak istemiyorum.
Maybe I don't want your life.
Belki senin hayatını istemiyorum.
Maybe I don't really know that much about you, either.
Belki de ben de seni o kadar iyi tanımıyorumdur.
Yeah, or, just thinking out loud here, Dom, you could take the Volvo over, I don't know, what, 50 maybe?
Sadece sesli düşünüyorum Dom, Volvo'yu 50'ye falan üstüne alır mıydın?
Maybe all the filth and nastiness just came pouring out of him at once and he slit his own fucking throat, I don't know.
Belki de tüm bu pislik ve iğrençlik ondan bir defada boşaldı... ve o lanet boğazını kesti, bilmiyorum.
Maybe that means that we should... take a good look at our relationships and, I don't know... re-evaluate.
Belki bu ilişkilerimizi iyice düşünüp onları yeniden gözden geçirmemiz için bir işarettir.
Well, maybe I don't want to.
- Belki de anlamak istemiyorumdur!
Maybe, I don't know.
Belki de, bilmiyorum.
Maybe I don't say that enough.
Belki de bunu yeterince söylemiyorum.
I don't know, maybe.
Bilmem, biraz bekliyoruz.
I don't know, maybe they changed their minds?
Bilmem, belki de fikirlerini değiştirmiştirler?
Well, maybe I don't fucking care.
- Evet teşekkürler amca. - Adam iyi bir isim mi?
But, maybe they don't do it in Sweden but I don't...
yani, belki isveç te yapmıyorlardır.yani bilmiyorum...
You look exactly the same. I don't even know how you do that. Oh my god, maybe I'm just naturally bored.
tamamen aynı gözüküyorsun bunu nasıl yaptığını anlamadım aman tanrım belki doğuştan baygınımdır
Because what I've learnt, and maybe she taught me, is that you don't put yourself into what you write.
Çünkü öğrendiklerime göre ya da onun bana öğrettiklerine göre, yazdıklarının içine kendini katmazsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]