Mr barrow translate Turkish
214 parallel translation
May I remind you, Mr Barrow, that in this house Mr Bates is a wronged man seeking justice.
Sana şunu hatırlatayım ki, Bay Barrow bu evde Bay Bates mağdur edilmiş ve hakkını arayan bir adamdır.
I'm not often as one with Mr Barrow, but no.
Bay Barrow'la sık sık aynı fikirde olmam ama hayır.
Mr Barrow mentioned it, but I think it was an honest mistake.
Bay Barrow bahsetmişti ama bence bilmeden bir hata yaptı.
And when you see Mr Barrow, you can tell him I may make some honest mistakes myself.
Bay Barrow'u gördüğünde ona ileride benim de istemeden bazı hatalar yapabileceğimi söyle.
I'm Mr Barrow, His Lordship's valet.
Ben Bay Barrow, Lord Hazretlerinin lord uşağıyım.
I'm on my way, Mr Barrow.
- Şimdi gideceğim, Bay Barrow.
Please tell Mr Barrow him to keep his distance.
Bay Barrow çok samimi. Biraz mesafe koymasını söyler misiniz? Ne demek istiyorsunuz?
I try to be, Mr Barrow.
- Öyle olmaya çalışıyorum Bay Barrow.
You'd better ask Mr Barrow.
Bay Barrow'a sorabilirsin.
Mr Barrow won't mind?
- Bay Barrow ilgilenir mi?
No, but Mr Barrow's so familiar all the time, isn't he?
Yok ancak Bay Barrow her zaman çok yakın, değil mi?
Cheer up, Mr Barrow.
Neşelenin biraz Bay Barrow.
Mr Barrow, now, Mr Bates.
Artık Bay Barrow diyeceksiniz.
I expect you'll be looking for something to do, Mr Barrow. Now that Mr Bates is back.
Bay Bates döndüğüne göre siz yapacak bir şey ararsınız demiştim Bay Barrow.
Mr Barrow.
- Bay Barrow.
Ask Mr Barrow.
- Bay Barrow'a sorun.
Mr Barrow looks very grim faced.
Bay Barrow'un yüzü epey asılmış.
Mr Carson, is it true Mr Barrow's leaving?
Bay Carson, Bay Barrow'un ayrıldığı doğru mu?
Mr Barrow will go, and when he does I would like him to go quietly, for the sake of the house, the family, and, for that matter, you.
Bay Barrow gidecek, giderken de evin, ailenin ve bu durumda senin için sessizce gitmesini istiyorum.
Mr Barrow?
Bay Barrow?
What about you, Mr Barrow?
Peki ya siz Bay Barrow?
When's Mr Barrow leaving?
Bay Barrow ne zaman gidiyor?
He was sticking up for Mr Barrow.
Bay Barrow'a arka çıkıyordu.
I'm not easy about this business with Mr Barrow.
Bay Barrow meselesi canımı sıkıyor.
Is Mr Carson really not giving Mr Barrow a reference?
Bay Carson gerçekten Bay Barrow'a referans vermeyecek mi?
He might do well in America, Mr Barrow.
Bay Barrow Amerika'da daha iyi yaşayabilir.
You've known about Mr Barrow all along, so what's changed now?
Bay Barrow'u uzun zamandır tanıyorsunuz, şimdi ne değişti?
I want you to persuade Jimmy to let Mr Barrow have a reference so when he leaves here he can start again.
Jimmy'yi, Barrow'un referans alabilmesi için ikna etmeni istiyorum. Böylece buradan ayrıldığında tekrar başlayabilir.
Couldn't Mr Barrow just stay till after the match and then go?
Bay Barrow maça kadar kalıp sonra gitse nasıl olur?
Is it true you've given in and let Mr Barrow get away with it?
Pes ettiğin ve Bay Barrow'un paçasını kurtarmasına izin verdiğin doğru mu?
And if Mr Barrow is to stay on, what would he be?
Bay Barrow kalırsa ne olacak? Benim uşağım mı?
Well... It's his lordship who wants Mr Barrow to stay on, so I think his lordship can bring it about.
Bay Barrow'un kalmasını isteyen Lord Hazretleri,... konuyu da kendisi açabilir.
Mr Barrow's staying on?
- Bay Barrow kalıyor mu?
All right, Mr Barrow.
Pekâlâ, Bay Barrow.
Mr Barrow's going in to Thirsk.
Bay Barrow Thirsk'e gidiyormuş.
Mr Barrow and the boys have asked to go to the same fair, and he was trying to find a way to say no.
Bay Barrow ve çocuklar da aynı panayıra gitmek istediler. O da hayır demenin bir yolunu arıyordu.
Thank you, Mr Barrow, but I can buy my own pop.
Teşekkürler Bay Barrow ama kendi gazozumu kendim alırım.
You take it easy with Mr Barrow today.
Bugün Bay Barrow'a biraz iyi davran.
Funny thing with Mr Barrow is, he won't hear a bad word about you.
Bay Barrow tuhaftır ki, sana hiç laf ettirmiyor.
Isn't it a bit rough for Mr Barrow?
Bay Barrow için fazla sert değil mi?
You needn't bother. Thank you, Mr. Barrow.
Zahmet etmeyin Bay Barrow.
You see, I hardly knew Mr. Barrow.
Bay Barrow'u tanımazdım bile.
Mr. Barrow came along, and he took me to my seat.
Bay Barrow geldi ve beni koltuğuma götürdü.
I have police permission to look over Mr. Barrow's apartment.
Bay Barrow'un dairesini incelemeye geldim, polisten iznim var.
Now, you were saying that Mr. Barrow was...
Diyordun ki, Bay Barrow...
Mr. Stephens, was it your idea that Barrow and Miss Porter were merely casual acquaintances?
Bay Stephens, Barrow ile Bayan Porter'in tanışıyor olmaları sizin fikriniz miydi?
Well, I'm Miss Bonnie Parker and this here is Mr. Clyde Barrow.
Ben Bayan Bonnie Parker, bu da Bay Clyde Barrow.
Mr. Barrow's looking out for your interests.
Bay Barrow senin iyiliğini düşünüyor.
I'm Mr. Barrow.
Ben Bay Barrow.
Corporal Barrow now, Mr Crawley.
- Artık onbaşı Barrow, Bay Crawley.
He's made a complaint concerning a Mr Thomas Barrow, making an assault of a... criminal nature on another of your employees.
Bay Thomas Barrow ile ilgili bir şikâyette bulundu. Başka bir çalışanınıza suç teşkil eden bir davranışta bulunmuş.