English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My fiance

My fiance translate Turkish

1,332 parallel translation
My fiance.
Benim nişanlıma.Onunyüzünde
Is there something with my fiance?
Neden? Nişanlıma bir şey mi oldu?
Do you know my fiance Will Gallagher?
Nişanlım, Will Gallagher'ı tanıyor musunuz?
Well, why don't ya help me find my fiance?
Nişanlımı bulmama niye yardım edeceksin?
Well they have my fiance
- Nişanlımı kaçırdılar.
My fiance's waiting, I'm really late.
Gitmem lazım. Arkadaşımla randevum var. Zaten yeterince geç kaldım.
By the Way, this is Rohit, my fiance.
Bu arada bu Rohit, nişanlım.
And then I woke up and found my fiance married to another man.
Kendime geldiğimde nişanlımı başka bir adamla evlenmiş olarak buldum.
My fiance was always going on long weekends with his "tennis partner."
Nişanlım "tenis partneri" ile hafta sonları uzun tatillere çıkardı.
Thanks. I'm Karen, and this is my fiance, Bill.
Teşekkürler.Ben Karen, bu da nişanlım, Bill.
Stop harassing my fiance.
Nişanlımı rahatsız etmeyi bırakın.
She was my fiance Simon!
O benim nişanlımdı Simon!
And I don't think my fiance needs to know that.
Ve ben nişanlı sanmıyorum olmadığını bilmesi gerekmektedir.
I don't want to have to convince my fiance that she should be with me.
Nişanlımı benimle olmaya ikna etmek... zorunda kalmak istemiyorum.
That's OK. I lost my fiance.
Önemli değil. Ben nişanlımı kaybettim.
she was my fiance Simon!
O benim nişanlımdı Simon!
Except in my case, it was between my fiance and my best friend.
Ama benim durumumda, nişanlım ve en iyi arkadaşım arasındaydı.
She was the one who was responsible for my meeting my fiance.
Nişanlımla tanışmamı o sağladı.
Underwear bins? My fiancé has informed me... that he bought a pair of dirty women's underwear... out of one of your bins... and I wanted to hear your thoughts on this.
Nişanlım, sepetlerin birinden kirli iç çamaşırı aldığını söylüyor ve bu konudaki fikrinizi merak ettim.
I got a visit from my lunatic ex-fiancé.
Manyak eski sevgili bana uğradı.
- My fiancé!
- Nişanlım!
He's not my fiancé!
O nişanlım değil.
- please release my uh, fiance?
- Hayır.
Christine, my fiance'.
- Christine, arkadaşım.
It wanted to give this to my fiance'.
- Sadece bunu nişanlıma vermek istiyordum.
Henia's fiancé... and yes... Frederick's future victim. I got it instantly and felt my sympathy for him grow.
Henia'nın nişanlısı... ve evet, Frederick'in gelecekteki kurbanı bunu anladım ama içimde, ona karşı bir sempati doğmaya başladı..
This is my fiancé, Mr. Winter.
- Nişanlım Bay Winter. - Bay Winter.
I lost my fiancé last year.
Geçen yıl nişanlımı kaybettim.
One thing about my fiancé.
Nişanlım hakkında bir şey söyleyeceğim.
I know you're all upset, and I myself would much rather be sitting at the bedside of my one-eyed ex-fiancé than killing time here in this overcrowded and increasingly ripe-smelling basement.
Tamam, hepinizin altüst olduğunu biliyorum, ve ayrıca ben de burada bu aşırı kalabalık ve ter kokusuyla dolan bodrumda zaman öldürmektense, tek gözlü eski nişanlımın başucunda oturmayı tercih ederim.
My fiancé.
Nişanlım.
Oh, my fiancé's on his way.
- Nişanlım yolda.
Anyway, it's my fiancé who's really running the thing.
Aslında bütün işi nişanlım yürütüyor.
Diana, I'd like to introduce you to my fiancé.
Diana, seni nişanlımla tanıştırayım.
Diana, I'd like to introduce you to my fiancé.
Diana, seni nişanlımla tanıştırmak istiyorum.
And my fiancé.
Ve nişanlım.
My fiancé dumped me.
Hiçbir zaman. Nişanlım beni terk etti.
My fiancé dumped me.
Nişanlım beni terk etti.
- My fiancé, Tracy, would kill me.
- Nişanlım Tracy, beni öldürür.
This is my fiancé, Tracy.
Bu nişanlım, Tracy.
I'm gonna go see my fiancé.
Nişanlımı görmeye gidiyorum.
OK, Dad, that's my fiancé. I have never seen people celebrate such mediocrity. Why?
İnsanların aleladeliği sizler gibi kutladığını hiç görmemiştim.
I want to go out with my fiancé.
Ben nişanlımla çıkmak istiyorum.
This is my fiancé.
Bu, nişanlım.
My fiancé was also there.
Nişanlım da oradaydı.
Before dying, my brother Gunther saw your fiancé carve those three letters on a tree.
Ölmeden önce kardeşim Gunther nişanlınızın bir ağaca o üç harfi kazıdığını görmüş.
My fiancé's a gay man.
Nişanlım eşcinsel.
But actually, I just left my fiancé who I am supposed to marry in one week and who I love very, very much but who is a jealous psychopath who thinks that every guy wants to sleep with me
Ama bugün nişanlımı terk ettim. Bir hafta sonra evlenecektik. Ama kendisi kıskanç bir psikopat.
My Mitka was her fiance before he was taken into the army.
Benim Mitka'm orduya alınmadan önce onun nişanlısıydı.
If you're implying that I stole my friend's fiancé, then I assure you're wrong.
Arkadaşımın nişanlısını çaldığımı ima ediyorsanız, emin olun yanılıyorsunuz.
My fiancé is richer than you are.
Nişanlım senden daha zengin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]