English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My fiancee

My fiancee translate Turkish

1,343 parallel translation
Speaking of love, where is my fiancee, Charlene?
Aşktan bahsetmişken, nişanlım, Charlene nerede?
For example, my fiancee and her family Do you talk with her?
Nişanlım, örneğin ailesi...
You are my fiancee!
Sen benim nişanlımsın!
Jenna, this is Wendy, my fiancee.
Jenna, bu Wendy, nişanlım.
Wait, then you're the one - who's swindling as my fiancee. - Swindling?
Bekle, sen nişanlım diye milleti kandıran kızsın.
Mr. Veer, you're talking about my fiancee to my face.
Bay Veer, benim önümde, benim karım olacak kadın hakkında konuşuyorsunuz.
Oh, I can't, I'm afraid, Holmes. - I'm dining with my fiancee.
Üzgünüm ama gelemem Holmes, nişanlımla yiyeceğim.
And my fiancee...
Nişanlım da...
My fiancée is on her way over here.
- Nişanlım buraya geliyor.
I woke up with a tiki dancer in my bed six days ago... then I found out she was my fiancée's cousin... then I got mugged by her psycho cop ex-boyfriend. That's right--cop.
Yatakta bir dansçıyla uyandım, anladım ki nişanlımın kuzeniymiş eski polis olan, manyak bir eski sevgiliden dayak yedim.
My fiancée!
- Gördün mü?
First I've heard of him, marrying my fiancée.
adını ilk kez nişanlımın düğün davetiyesinde duydum.
My friend and I... - Fiancée. - We just needed to have a private talk.
- sessiz bir yerde konuşmak zorundaydık.
My hysterical ex-fiancée here is just on her way to the airport, so your enjoyment of the rest of the course will be just as it should be!
histeri krizine girmiş olan eski nişanlım havaalanının yolunu tutmak üzereydi. ve sizin golf oyununuzun kalan kısmının olması gerektiği gibi zevkle devam edeceğinden eminim.
Darlene, Bernadette, this is my fiancée, Carol.
Darlene, Bernadette, bu da nişanlım, Carol.
And there's something else. I'd quite like to play a little joke on my fiancée this evening.
Bu akşam nişanlıma küçük bir şaka yapmak istiyorum.
My friends and I, we just drove all the way from Michigan to find my fiancée the wedding dress that she deserves.
Nişanlıma gelinlik almak için arkadaşlarımla Michigan'dan geldik.
To my fiancee
Sözlüme.
Meet my fiancée, Christelle.
Nişanlımla tanıştırayım, Christelle.
Wake up, my boy, your fiancée is waiting.
Julien! Kendine gel, yavrum, nişanlın bekliyor.
That's true. Who is Sarah? My fiancée.
Bir uzlaşmaya vardığını sanıyorum.
Marinez, my fiancée.
Marinez, nişanlım.
My older brother, Luis, manages the cafe with his fiancee, Charlene.
Ağabeyim, Luis ve eşi Charlene bu kaffeyi işletiyorlar.
I would like gold for my fiancée.
Nişanlım için altın istiyorum.
Look, my fiancée just left me on my wedding day because I'm sending her father to jail.
Bak. Nişanlım, babasını hapse gönderdiğim için beni düğün günümüzde terketti.
That's Olivia, my fiancée.
Bu Olivia, nişanlım olduğunu.
Look, they killed my fiancée, they killed my dad, what do you want me to do, just sit back and watch?
Bak, nişanlım, onlar benim babam öldürdü, öldürdü Bana ne istiyorsun, sadece arkanıza yaslanın ve izlemek?
And then I woke up and found my fiancée married to another man.
Kendime geldiğimde... nişanlımı başka bir adamla evlenmiş olarak buldum.
And then I woke up and found my fiancée married to another man.
Kendime geldiğimde nişanlımı başka bir adamla evlenmiş olarak buldum.
And then I woke up and found my fiancée married to another man.
Uyandığımda nişanlımın başka bir adamla evlendiğini öğrendim.
It was on my ball sac. My fiancée hated it.
Hayalarımın üzerindeydi ve nişanlım hiç hoşlanmadı.
- I just got the offer today but I'd make more money than I do now, riding around in an ambulance, and even though I'll be handling breasts all day, my beautiful fiancee, who is very secure with the--will let me- -
Şimdi aldığımdan daha fazla para veriyorlar, ambulansla geziyorsun, ve tüm gün memeleri elleyecek olsam da kendine özgüveni sağlam, benim güzel nişanlım, bana izin...
But I'd make more money than I do now in an ambulance. Even though I'll be handling breasts, my beautiful fiancée would let me ride around in an ambulance.
Şimdi aldığımdan daha fazla para veriyorlar, ambulansla geziyorsun, ve tüm gün memeleri elleyecek olsam da kendine çok güvenen benim güzel nişanlım, bana izin...
Since I got engaged, he's crazier than my fiancée.
Nişanlandığımdan beri, nişanlımdan daha çılgın davranıyor.
Give my regards to your fiancee.
Sevgilerimi ilet nişanlına.
This was my fiancée, Gertrude.
Bu, nişanlım Gertrude'du.
Hi, Isabel. And this is Pam Byrnes, my fiancée.
Bu da Pam Byrnes, nişanlım.
I went to the bathroom to pee, and now I am talking to you, my fiancée, who I've delayed marrying for two years because I didn't want our parents to meet.
Tuvaletteydim. Şu anda ise, ailelerimiz tanışmasın diye iki yıldır oyaladığım nişanlımla konuşuyorum.
- My fiancée - Who's your fiancée?
- Kim len senin nişanlın?
I'll just pack my bags and be on my way to track down Poux Célestin and the Corsican's fiancée.
Hemen valizlerimi toplar ve Korsikalı nisanlı Poux Celestin'in peşine düşerim.
My fiancée spent her time knitting scarves and mittens for me.
Nişanlım bana atkı ve parmaksız eldiven örerek vakit geçiriyordu.
And Delia isn't my fiancée.
Delia da nişanlım değil.
Mumtaz, my fiancée.
Mumtaz, nişanlım.
She's impersonating as my fiancee,
Sana söylüyorum!
My fiancée?
- Nişanlım mı?
- She's my fiancée.
Nişanlım. - İyi günler.
My so-called fiancee asked me, if these were the only shoes I could wear with this leg.
Bana diyor ki sözlüm olacak kız, altına diyo,
Give my regards to your fiancee.
Nişanlına sevgilerimi ilet.
whe i woke up, I found my fiancée married to another man
Uyandığımda, Nişanlım başka bir adamla evlenmişti.
When i woke up, I found my fiancée... married to another man.
Uyandığımda, Nişanlım başka bir adamla evlenmişti.
When i wake up, i found my fiancée married...
Uyandığımda, nişanlımın evlendiğini gördüm...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]