No message translate Turkish
683 parallel translation
- Left no message for anybody.
- Kimseye haber vermediler.
There was no message.
Mesaj falan yoktu.
No, there's no message.
Hayır, bir mesajım yok.
I sent him no message to come tonight.
Ona bu gece gelmesi için bir mesaj mı gönderdin?
Mrs Miles left no message.
Bayan Miles not bırakmadı.
There was no message for me, and I haven't heard from her or seen her since.
Mesaj bırakmamıştı, ve o zamandan beri ondan ne bir haber aldım, ne de onu gördüm.
No, sir. There's no message.
Hayır efendim, mesajınız yok.
And fifty-five yellow roses to my wife, no message.
Karıma da elli beş sarı gül yolla, ama not ekleme.
No, no message.
Hayır mesajı bırakmayacağım.
But if no message... at that time... have been arrested... therefore... Martin false.
Ama o saatte size mesaj gönderemezsem bilin ki tutuklandım ve Martin gerçek değildir.
No, no message.
Hayır, mesajım yok.
No, there's no message.
Hayır. Mesajım yok.
- No. No message, no nothing.
Ne mesaj bıraktı ne de bir şey söyledi.
No message.
Mesaj bırakmadı.
No message from Barbara. Nothing.
Barbara'dan hiçbir mesaj yok.
This base sent no message, Captain.
Kaptan, bu üsten bir mesaj gitmedi.
No message sent from here, no message received by your vessel.
Buradan hiç mesaj gönderilmemiş, ve geminiz de bir mesaj almamış.
Your friend Sheikh Ali Ibrahim... escaped downriver at 10 : 00 this morning... and since then there's been no message.
Şeik Ali İbrahim'in kaçtığı bu sabahtan beri hiç haber yok.
She left no message for me?
Bana mesaj bırakmadı mı?
No, he wouldn't leave any message.
Hayır, hiç mesaj bırakmadı.
No, I didn't get any message from you.
- Yo, senden bir mesaj almadım.
No message?
Yok mu?
No, I received a message to pick the case up and operate at Morsken.
Hayır, vakayı alıp Morsken'de ameliyat etmemi söyleyen bir mesaj aldım.
No, just give Mr. Kittredge a message.
Hayır, Bay Kittredge'e bir mesaj iletin.
No, he was sitting on the couch when he wrote the message but he sealed the envelope here.
Hayır, mesajı yazarken koltukta oturuyordu ama zarfı burada kapattı.
No, I rather think they intended this as a message and they wanted to be sure that I'd be here at the Hotel Metropolitan to receive it.
Hayır, bence amaçları bir mesaj göndermekti. Bu mesajı almak için Otel Metropol'de olacağımdan emin olmak istediler.
No, that's it, our friends have sent my message.
Hayır, işte oldu, dostlarımız mesajımı göndermişler.
No sir, but there's a message for you, sir.
Hayır, efendim, fakat size bir mesaj var, efendim.
There's no doubt in my mind that they'll try to secure our third of the message that's missing.
Onların bizde bulunan parçaları elde etmeğe çalışacaklarından hiç kuşkum yok.
No message.
Mesaj yok.
No one can counterfeit its message.
Kimse bunun içinde mesaj olduğunu anlamaz.
You mean, till after we think he's got a message through. No, sir.
Yani mesajı gönderdiğini düşündüğümüzden sonra da mı?
No, just leave a message at the store when you got another guy for me.
Hayır, yere sereceğim başka birini bulunca, şekerci dükkanına haber bırakın.
A Luffler mattress won't break your back, but it sure ain't no world-shaking message.
Bir Luffler marka yatak, belinizi kırmaz, ama bu hiç de dünyayı sarsacak bir mesaj değil.
With respect, my message is so important, I had no choice.
Konu o kadar önemli ki başka seçeneğim yoktu.
Just as there was no profound reason to begin... this formless message, so there is none for concluding it.
Bu biçimsiz mesaja başlamak için... derin bir sebep olmadığı gibi... bir sonuca varmak için de bir sebep yoktur.
Even if the messenger had been captured, no one would have guessed that there was a message hidden under the wax.
Eğer mesajı getiren yakalansa bile kimse mumun altına bir mesaj saklanmış olduğunu fark edemezdi.
No, i, uh, was given instructions to deliver this message privately.
Bana bu mesajı özel olarak iletmem söylendi.
- No, the message...
- Hayır, mesaj...
Admiral Barnswell was the only one who sent in a "no bet" message.
Sadece Amiral Barnswell "bahse yokum" mesajı gönderdi.
There's no way he could have asked for that message to be sent?
O mesajı göndermek için bir yere talimat vermesi imkansız.
- No other message.
- Başka mesaj yok.
No one else could have known the combination, or the message.
Mesajı veya şifreyi kimse bilmiyordu.
I get no message from it.
Yanıt yok.
No message?
- Mesaj yok mu?
Mr. Spock, if you don't receive a message from me within the hour, leave the vicinity at once, no turning back.
Bir saat içinde benden mesaj almazsanız hemen ayrılın.
My dog is no good. Dogmatix will deliver the message, and I'll deliver Dogmatix.
Ben Dogmatix'i, Dogmatix'te mesajı ulaştıracak.
No, no, my dog has brought a message for you.
Hayır, hayır, köpeğim size bir mesaj getirdi. Oh, ne tatlı değil mi?
Mr. Brownlow! - No. I just want to leave a message.
- Sadece bir mesaj bırakacağım.
- Message to starbase, sir? No point in giving ourselves away.
- Yıldız Üssü'ne mesaj, efendim?
Three out of our five people will have no idea who's receiving that message.
OlasıIık sağlam. Adamlarımızın beşte üçünün bu mesajı kimin aldığından haberi olmayacak.
no messages 32
message 85
messages 113
message deleted 39
message received 96
message one 19
no mercy 132
no meat 33
no means no 60
no men 23
message 85
messages 113
message deleted 39
message received 96
message one 19
no mercy 132
no meat 33
no means no 60
no men 23