Nor translate Turkish
10,874 parallel translation
Nor whose bones were buried in her backyard.
Kadının arka bahçesindeki kemiklerin kimin olduğuna da.
Nor do I. Can you tell us where you're headed here, Mr. Monahan?
Ben de anlamadım. Nereye varacağınızı söyler misiniz Bay Monahan?
Nor am I, but based on my analysis, this plant grew in an environment with significantly higher amounts of greenhouse gases.
Ben de değilim lakin sonuçlara göre bu bitki son derece yüksek miktarda sera gazının olduğu bir ortamda yetişmiş.
No, nor do I.
Hayır, ben de düşünmüyorum.
You were neither briefed nor given orders?
Ne bilgi ne de emir almadın mı?
Nor have they turned over the locations for the bombs or the lab.
- Bombaların veya laboratuvarın yerlerini de söylemediler.
Nor do I, but here you are.
Ben de bilmiyorum, ama buradasın işte.
Statistics are neither stupid nor smart.
İstatistikler aptal ya da zeki değildir.
My aunt Sarah did not go to Berkeley College, nor did she go to any college at all.
Sarah Halam Berkeley Üniversitesi'ne ya da herhangi bir üniversiteye gitmedi.
Now, you tell us that you can make it out there, but your behavior don't reflect it, nor do your behavior reflect it here.
Şimdi sen bize olayı abarttığımızı söylersin,... ama ne geçmişteki davranışların,... ne de buradaki davranışların öyle diyor.
But the cold truth is that it is not I nor my family that turned your son from you.
Ancak acı gerçek şu ki oğlunuzu size karşı döndüren ne ben ne de ailemdir.
Neither Melanie Vilkas nor any of our three suspected matches were held for more than a month.
Ne Melanie Vilkas, ne de şüphelendiğimiz üç kurban bir aydan fazla tutulmamış.
Neither proof of his innocence nor proof of his guilt.
Suçlu veya masum olduğunu kanıtlamaz.
because of the switch in our syllabus, neither glycolysis nor enzyme kinetics will be covered on tomorrow's midterm.
Ders planındaki değişiklikten dolayı ne glikolizis ne de enzim kinetiği yarınki sınava dahil.
He neither spoke in your defense nor spoke against you.
Ne sizi savundu ne de sizin hakkınızda konuştu.
Courtney, when I say I ove you I am not ashamed, nor will anyone ever come close to intimidetis me into think otherwise.
HAYATIMDA KİMSE GİRİP BENİ BU DÜŞÜNCEDEN VAZGEÇİRMEYECEK.
Neither Fox Studios nor Miss Monroe's representatives could be reached for comment.
Fox stüdyoları ve Monroe'nun temsilcileri şimdiye kadar herhangi bir yorumda bulunmadılar.
Submit your premiere that until I see concrete steps to this situation, there will be neither negotiations nor give output.
Başbakanına söyle bu meselede somut bir adım görene dek ne anlaşma ne de çekilme tarihi olacak.
Yet to this day, no record exists to explain where he came from nor how he was created.
Ta ki günümüze kadar nereden geldiği veya nasıl yaratıldığı hakkında bir kayıt yoktu.
I do not surrender, nor consent to be your prisoner, so just kill me.
Teslim olmuyorum, senin esirin olmayı da kabul etmiyorum. Öldür beni. Ne?
Big nor'easter.
Büyük Kuzey fırtınası.
But kindnesses will not clad my men's feet, nor put food on their table.
Ama merhamet adamlarının ayağını sıcak, midesini tok tutmaz.
I'm not a railroad worker, nor do I intend to be.
Demir yolu işçisi değilim. Olmaya da niyetim yok.
No shape, nor a purpose. Neither.
Ne manası ne de amacı var.
Ain't got the time, nor the supplies.
Ne vakit var, ne de gerekli malzeme.
Nor railroad terminus.
Ne de demiryolunun son durağına.
Don't believe anything that I've said.
Nor...
Norma--Nor-
Norma!
Tell me you didn't say anything about Nor... You said that I could tell you anything and it would be safe.
Sana söylediğim her şeyin güvende olacağını söylemiştin.
My family was shattered on that day, and neither my husband nor I have been able to work consistently.
Ailem o gün paramparça oldu, ne kocam ne de ben, düzenli şekilde çalışamıyoruz.
- You'll not tell Mother nor father.
Annene de babana da söylemeyeceksin!
If thou went back to sleep and kept silent of this, I promise thee, you'll need not leave to serve the Tildens nor any family else.
Uyumana dönüp bunu kimseye anlatmayacaksan sana söz veriyorum, Tildenlar'a ya da başka bir aileye hizmet etmene gerek kalmayacak.
None ever shall destroy my faith, nor do I mind what Satan saith.
Ne kimse inancımı yıkabilir ne de Şeytan bana lafını dinletebilir.
I'd never hurt Caleb, nor Sam, nor thee.
Ne Caleb'ı ne Sam'i ne de seni incitirim.
- Nor I. I cannot.
Yapamıyorum.
- You're my son. The only good thing I have in this wretched world, and I will not just watch you make the same mistakes I did. - For the last time, mom, my fiancé is not, nor has she ever, cheated on me.
sen benim oğlumsun bu bozuk dünyada sahip olduğum tek iyi şeysin ve benim yaptığım hataları yapmanı öylece durup seyretmeyeceğim son kez söylüyorum anne nişanlım beni asla ama asla aldatmaz
"No longer will violence be heard in your lands", nor ruin and destruction within your borders.
Ülkenden şiddet, sınır boylarından soygun ve yıkım haberleri duyulmayacak artık.
No longer will the sun light your days nor the moon bright your night.
Gündüz ışığın güneş olmayacak artık. Geceleri ay da aydınlatmayacak seni.
Neither you nor I can change that.
Ne sen ne de ben bunu değiştiremeyiz.
Well, this is neither the time nor the place to discuss it, but you talk to David there, and I will get you in first thing in the morning.
Bunu tartışmanın ne yeri ne de zamanı. Ama David şurada. Onunla konuşun.
Neither that city, nor that house.
Ne o şehre ne de o eve dönemem.
Nor call him.
Anjana! Anjana, lütfen onu bana ver.
Nor the moments togetheror the nuptial rounds.
Ne geçirdiğimiz anlar, ne de düğün turları.
Not as Eva Smith. Nor as Daisy Renton.
Kendini ne Eva Smith ne de Daisy Renton olarak tanıttı.
Nor- - normal is for everybody else.
Normal diğer herkes içindir.
"Mr. Johnson consents to Mrs. Johnson retaining primary custody of any child that results from the marriage and agrees not to challenge nor seek to amend such an arrangement."
"Bay Johnson evlilikten doğan herhangi bir çocuğun öncelikli velayetini Bayan Johnson'a istinad etmekte rıza gösterecek ve kararında herhangi bir değişiklik yapıp yeniden düzenlemeye gitmeyecektir."
- Neither fornicators nor idolaters, nor adulterers, nor feminists, nor homosexuals, nor thieves- - "
Ne fuhuş yapanlar ne puta tapanlar ne zina yapannlar, ne feministler, ne homoseksüeller, ne soyguncular... "
Nor, clearly, for the ambience.
Ya da barizdir ki, ortamın şenliği için de.
You will address your Pharaoh properly, General Horemheb, and your thousand troops moving to the village of El Hiba will not move or engage without my permission, nor the remainder of your 5,000 men who wait outside Memphis.
Firavununa hakkıyla hitap edeceksin, General Horemheb. Ne El Hiba köyüne giden binlerce grubun, ne de Memphis dışında bekleyen 5 bin adamın benim iznim olmaksızın hareket etmeyecek veya çatışmaya girmeyecek.
No army can travel it, nor any man unless they know where to find the water.
Hiç bir ordu mensubu orayı gezemez ve hiç bir adamda suyu nerede bulacaklarını bilmedikçe oraya giremez.
Nor how my life ended so soon.
Hayatımın ne kadar çabuk sona erdiğini de hatırlamıyorum.
normal 592
nora 980
norma 481
north 417
norman 1375
northman 49
northwest 51
northeast 38
northwestern 16
normandy 20
nora 980
norma 481
north 417
norman 1375
northman 49
northwest 51
northeast 38
northwestern 16
normandy 20
norris 79
norm 140
normally 819
norah 71
norton 92
norbit 128
noriko 54
norfolk 30
north carolina 83
nordberg 20
norm 140
normally 819
norah 71
norton 92
norbit 128
noriko 54
norfolk 30
north carolina 83
nordberg 20
north america 24
north korea 68
norbert 19
norrie 114
north dakota 52
northern light 22
norman bates 23
north africa 17
normal people 26
northeast corner 21
north korea 68
norbert 19
norrie 114
north dakota 52
northern light 22
norman bates 23
north africa 17
normal people 26
northeast corner 21