Not good at all translate Turkish
378 parallel translation
Not good at all.
Hiç de iyi değil.
That's not good at all.
Bu hiç iyi değil.
Not good at all.
Nasıl gidiyor? Pek iyi değil.
No. It's not good at all.
Hayır, hiç de iyi değil.
Not good at all.
Çok kötü olur.
NOT GOOD, MR. PRESIDENT. NOT GOOD AT ALL. FRANKLY, I WAS NOT OVERLY IMPRESSED
Açıkçası bilim ekibinin vermiş olduğu güvenden pek memnun değilim.
This is not good at all, we're risking a lot here!
Ben öyle düşünmüyorum, çok tehlikeli bir iş yapıyoruz!
- Not good at all.
- Hiç te iyi değil..
It's not good at all.
Hiç iyi değil.
Not good at all... I know...
Biliyorum, hiç uyuyamadın değil mi?
This is not good, Mike. Not good at all.
Bu hiç iyiye işaret değil, Mike.
It is not good at all.
Hem de hiç iyi değil.
Luckily, you are not good at all
Neyse ki, Kung Fu'n berbat
No, my good man, not at all.
Hayır, sevgili dostum, hiç de değil.
- Not at all. Good night.
- Birşey değil.İyi geceler.
Not at all, it's very good.
Hiç de değil, o çok güzeldir.
- Not at all, Good Bye
Bugün işlediğin kabahat yetmedi mi?
Not at all, your French is very good!
Hiç önemli değil, Fransızcanız gayet iyi!
- Not at all, Miss Tracy. - Good afternoon, John.
Hiç yok Bayan Tracy.
It's not at all good for the cuffs.
Gömlek manşetleri için hiç de iyi değil.
But I'm not now, so it's no good at all to be with you.
Ama değilim ve şu anda seninle olmam doğru değil.
I'm not at all good at mixing with people, I'm afraid.
Korkarım, ben insanlarla bir araya gelmekte hiç de iyi değilim.
Not only bad, it's no good at all.
Yalnızca kötü değil, Hiç mi hiç iyi değil.
The Lord looked around at all his handiwork, bowed down before him, and he said " it is not good.
Tanrı etrafına baktı ve önünde eğilen tüm yarattığı şeyleri gördü ve dedi ki :...
It's not a good name at all.
Bir kere bahtsız bir isim.
- and not good for anything at all.
- Hiçbir işe yaramam.
The permit's not ready. They're all good-for-nothings here. At the ministry they scratch their asses.
İzin hazır değil.
She was the smallest of us all and not good at games but she was bright and brave and good, and I liked her very much.
Aramızdaki en küçük olandı ve oyunlarda pek iyi değildi ama ama çok zeki ve cesur ve iyi biriydi ve ondan çok hoşlanıyordum.
My dear chap. Good Lord. Not at all.
Hem de hiç.
- Not at all good, sir.
- Hiç de iyi değil, efendim.
She's a good sheila, bruce And not at all stuck-up. Ah!
O hoş biri Bruce, burnu havada değil.
In the debate, a spokesman accused the goverment of being silly and doing not at all good things.
PARLAMENTODA BUGÜN Tartışmada bir sözcü, hükümeti aptal olmak ve nahoş şeyler yapmakla suçladı.
Not bad at all. That was very good.
Hiç fena değildi...
It's not good enough at all.
Bu hiç de yeterli değil.
For pity's sake! This house is not good enough for me at all. It has to be furnished throughout.
çarın küçük kızının, kralın tiyatro projelerini ve o esnada gerçek rengini gösteren ve bir çıkarcı olduğu ortaya çıkan Wagner'i unutmasına yardımcı olduğunu ummalarına neden oldu.
You came here for a very short time I made a mistake to teach you all these skills As such, you're not good at any one of them
sen ise görece kısa süredir buradasın... tüm bu saydığım stilleri sana öğrettmekte hata etmişim... çünkü hiçbirinde ustalaşamadın!
Not a good sort at all.
Hiç de iyi bir tip değil.
But I must not drop the negotiation for I have the other side, and there, at all events, I am sure of a good reward.
Başka bir yolum daha var, sonunda mutlaka iyi bir ödül alacağım.
Not good at all.
Biliyorum.
Good Lord, sir, not at all.
Yüce Tanrım, hiç yok efendim.
All you do is yell at him and make him feel he's not good enough.
Tek yaptığın ona bağırıp çağırmak, yetersiz olduğunu başına kakmak.
This is not good for my image at all.
Ýmajým açýsýndan hiç iyi deðil.
I was so happy when I met him and I and he was this like kinda Matt Damon esque kinda short... yeah... not good looking at all jus-just a kind of a little bit of a re invention of the character
- Evet. - Ayrıca o kadar yakışıklı değilim. - Hiç yakışıklı değilsin.
That's not very good at all.
Bu hiç iyi bir şey değil.
No, it is no good for snake bites at all, but we will not be getting many of them this time of year, will we?
Hayır, yılan ısırıklarına hiçbir faydası yok ama bu mevsimde pek başımıza gelmiyor, değil mi?
Does not look good at all.
Hiç iyi görünmüyor.
But if the cause be not good the king, himself, have a heavy reckoning to make when all those legs and arms and heads chopped off in a battle shall join together at the latter day and cry all
Ama davası haklı değilse, Kral'ın ödeyecek çok büyük hesabı var demektir, bir savaşta kopan tüm o bacaklar ve kollar ve kafalar, sonraki günde yeniden birleşecek... ve ağlayacaktır, "Nasıl bir yerde öldük biz" diye.
- He's not good at all.
Çok tehlikeli.
I rather prefer to think that it's the same birds, just as clever at all stages of evolution, had just as good eyesight, but the seeing conditions were not always as good.
Daha ziyade şöyle düşünmeyi tercih ediyorum : Bunların, evrimin her aşamasında aynı zekaya ve aynı görme yeteneğine sahip kuşlar olduklarını, ama "görme koşullarının" her zaman o kadar iyi olmadığını düşünüyorum.
A Klingon may not be good at accepting defeat, but he knows all about taking risks.
Bir Klingon mağlubiyeti kabullenmekte iyi olmayabilir, ama risk almak hakkında her şeyi bilir.
I know the cover's not much at all, but but it's got some really good things in it...
Kapakta pek bir şey yazmaz ama içinde gerçekten çok güzel şeyler var.
not good enough 209
not good 875
at all 631
at all costs 35
at all times 43
not gonna lie 27
not gonna happen 331
not going anywhere 29
not guilty 381
not gay 29
not good 875
at all 631
at all costs 35
at all times 43
not gonna lie 27
not gonna happen 331
not going anywhere 29
not guilty 381
not gay 29