Now i see translate Turkish
9,424 parallel translation
Now I see it more clearly.
Şimdi çok daha net görüyorum.
Now I see!
Şimdi anlıyorum!
Now I see it.
Şimdi anlıyorum.
Now I see.
Şimdi görüyorum.
But I've been commanded to preach his message to the ends of the earth, and now I see that you may also find the salvation that Jesus offers.
Ama onun mesajını dünyanın öbür ucuna kadar yaymam emredildi ve şimdi görüyorum ki sen de İsa'nın sunduğu kurtuluşu bulabilirsin.
Now I see.
Şimdi anlıyorum.
DANI : I did it, Felix. At first I thought you were crazy for being so picky, but now I see how all those details make a difference.
Başta çok titiz davrandığını düşünüyordum ama şimdi görüyorum ki o küçük detaylar çok büyük fark yaratıyor.
And now that i see you're ok, I never want to see you again.
Artık iyi olduğunu gördüğüme göre seni bir daha asla görmek istemiyorum.
Now you see why I needed your company.
Neden şirketinize ihtiyacım olduğunu artık anlıyorsunuzudr.
I'm gonna have to see him all the time now.
Şimdi sürekli onu görmek zorunda kalacağım.
But if I let her go now, I don't know when I have a chance to see her again.
Ama şimdi gitmesine izin verirsem, onu bir daha ne zaman görebilirim bilmiyorum.
There you can see that I now own my father's company shares which makes me a member of the board.
Orada görebileceğiniz üzere, artık babamın şirketteki hisselerinin sahibi olduğumdan yönetim kurulunun bir üyesi haline geldim.
I'm headed back there now to see what can be done.
Şimdi neler yapılacağını görmek için oraya gidiyorum.
I need to see you right now.
- Seni hemen görmem gerek.
I spent the better part of a millennia trying not to draw my father's attention, and now he's dead, and all those who stood against me have been vanquished. I see no reason the fruits of my labor should go unappreciated.
Artik öldügüne ve bana karsi duranlar ortadan kalktigina göre çalismalarimin verdigi meyveler niçin göze hitap etmesin ki dedim.
- Uh... - I actually see the guy that I can ask about it right now.
Şu anda soru sorabileceğim adamın yanına geldim.
Now can I see her, please?
Şimdi lütfen onu görebilir miyim?
Oh, now see, I thought I told you to leave her alone.
Bak, onu rahat bırakmanı söylediğimi sanıyordum.
See, now, I would not be standing out here alone if I was you.
Bak, yerinde olsam burada tek başıma dikilmezdim.
~ Well, now, you see, last time, as you know, I used a speedboat to go across London, but at the end, it couldn't go on land, so I had to run, which cost me the race.
Peki sen? Bildiğiniz gibi geçen sefer, Londra'yı geçmek için hız teknesi kullandım, ama karaya çıkamadığı için koşmak zorunda kaldım ki bana yarışa mal oldu.
I need to see Brian Humphries now.
- Brian Humphries'le görüşmem gerekiyor.
And now the nipples are all I see.
Artık burada tek gördüğüm şey, meme ucu oldu.
And now all I can see is them wearing pasties.
Ve şimdi de tek gördüğüm, göğüs uçlarında bant olan kediler.
Like Mike- - now, he may never see his mama again'cause he's serving life, but he ain't got to worry about her mortgage,'cause I took care of that.
Mike gibi- - müebbet yediğinden annesini bir daha hiç göremeyebilir,... ama ev kredisi için dertlenmesine gerek yok, çünkü ben hallettim.
But I see now that maybe that's not enough.
Ama şimdi görüyorum ki yeterli olmayabilir.
Now I think he's finally starting to see the truth.
Sanırım şimdi gerçeği görmeye başladı.
Now, having said that, I don't see why I can't take a night off, and I...
Şimdi bunu demişken, neden gece izni kullanmadığımı anlamıyorum.
Because I was rooting for you and Amy, but now I can see you're super serious about this anonymous gym seductress.
Çünkü Amy ve seni birbirinize tuttumak istiyordum ama anlaşılan sen bu bilinmez sporcu ayartıcı kadınla bayağı ciddi bir ilişkiye girmişsin.
- Now, I see that as a positive story.
Bunu olumlu bir hikâye gibi görüyorum.
I half expected to see you sitting in her lap by now.
Şu ana kadar kısmen olarak onun kucağında oturmanı bekliyordum.
Now I will never see those pictures.
Asla göremeyeceğim o fotoğrafları.
Now taking a closer look, I see that's not the case.
Şimdi yakından bakınca meselenin ne olduğunu anladım.
See, you can't get the Sarkissians if we arrest Ari now, but if we don't, well, I'm the one that ends up eating the sins when it goes to trial, right?
Eğer Ari'yi şimdi tutuklarsak Sarkissianları indiremiyorsun. Ama eğer yapmazsak duruşmaya kaldığı zaman günahların bedelini ödeyen ben olacağım.
Now, with no obligation, but for curiosity alone, might I see a show of hands of people who are sure that they'd like to go.
Şimdi, hiç bir zorunluluk olmadan, fakat sadece meraktan, gitmek istediğinden emin olan insanların ellerini görebilir miyim?
So many mistakes, I see them all So clearly now.
Çok fazla hata yapmışım şimdi anlıyorum.
Ah, I see you know my name now.
Ah, bakıyorum artık adımı da biliyorsunuz.
I need to see Peter now.
Benim hemen Peter'ı görmem lazım.
And now I'll never see him again.
Ve şimdi onu tekrar göremeyeceğim.
Oh, no, I see that now.
Şimdi anladım.
Oh I see... But... now the lie turned out to be true. - Huh?
Anlıyorum ama şimdi o yalan gerçek oldu.
No, it's probably the, uh, text I got from you that said, "Guess why I can't see my penis right now."
Hayır, muhtemelen, "Tahmin et neden penisimi göremiyorum." dediğin mesajdan.
I see, I'm to tell my private business to the whole world now.
Artık özel hayatımı dünyaya anlatmalıyım, demek?
No, I will see her now!
Onu şimdi görmem lazım!
I didn't see it before, but I feel it now.
Daha önce görmemiştim ama şimdi hissediyorum.
I need to see you both... now.
İkinizle de görüşmeliyiz, hemen.
So you can give it to me now, or I'll see you in an hour in your hospital with a dozen police officers.
O yüzden ya ismi şimdi söylersin ya da bir saat sonra hastanedeki 1 düzine polisle. Karar senin.
I can see her singing alone in our room, and now...
Eskiden sadece odamızda söylerdi, ama şimdi...
- I'm moving on, and you should, too, and it's kind of not your business who I see now, or kiss, okay?
Kiminle görüştüğüm ya da öpüştüğüm seni ilgilendirmez, tamam mı?
This morning I thought I was going away with him for two weeks. Now I don't know if I'm ever gonna see him again.
Bu sabah onunla iki haftalıgına sehir dısına... cıkacagımı sanıyordum.simdi onu bir daha gorecegimden bile emin degilim.
Now, if I were you, I'd head back to chapter eight and maybe consider my dwindling water reserves and see where in the game I could've replenished my supply.
Senin yerinde olsam sekizinci bölüme geri gider... Su kutularını yavaşça boşaltıp Daha sonra tekrar dolduğunu görürdüm.
See, now I got Siefert and Bella up my ass, man.
Gördün mü, şimdi de Siefert ve Bella benim götümde geziyorlar.
now i see it 30
now it's your turn 200
now i'm 51
now is the time 102
now it's my turn 140
now if you'll excuse me 220
now i am 50
now is not the time 119
now it's mine 27
now i 66
now it's your turn 200
now i'm 51
now is the time 102
now it's my turn 140
now if you'll excuse me 220
now i am 50
now is not the time 119
now it's mine 27
now i 66
now i get it 126
now i'm confused 26
now it's up to you 24
now i'm done 23
now i know 169
now it's over 52
now i'm here 52
now i don't know 25
now it makes sense 32
now it's a party 23
now i'm confused 26
now it's up to you 24
now i'm done 23
now i know 169
now it's over 52
now i'm here 52
now i don't know 25
now it makes sense 32
now it's a party 23