People like that translate Turkish
5,466 parallel translation
YOU SHOULDN'T SNEAK UP ON PEOPLE LIKE THAT.
Oh! İnsanları bu şekilde yaklaşmamalısınız.
I've been helping people like that all night.
Bütün gece insanlara yardım edip durdum.
I think people like that would kill us just because we're with them.
Böyle kişilerin sırf onlarlayız diye bizi öldüreceğini.
People like that never do.
Böyle insanlar beceremez.
I hate people like that.
Öyle insanlardan nefret ederim.
Statistically, most of the people who actually fall in the Grand Canyon do it because they do that thing where they're pretending to fall in the Grand Canyon, like, right before it happens.
İstatistiklere göre Büyük Kanyon'da düşenlerin çoğunun düşme sebebi, tam düşmeden önce düşüyormuş gibi yapanlardır.
In spite of doing everything right.. .. when people would question our victory.. .. would you like that?
Her şeyi doğru yapmamıza rağmen insanlara, zaferimizi beğenip beğenmediklerini sorsak...
So after that, people started asking questions about my dad, and so they're like, "So what's the story with your dad?"
Sonraları insanlar babamla ilgili sorular sormaya başladılar. "Babanın hikâyesi nedir?" gibi.
Well, you really do know how to read people,'cause that sure as hell sounds like me.
İnsanları okumayı biliyorsun çünkü bu bahsettiğin tam bana benziyor.
Yeah, but I like it'cause that's actually like real people eat, and then they get naked, so maybe if you can see like an outline people might be like, "I can relate to that person" 'cause theyre eating instead of like supermodels or whatever they do.
Evet ama hoşuma gidiyor çünkü gerçek insanlar da yemek yiyip soyunuyor, o yüzden örneğin, birisi midende bir tavuk göğsünün dış hatlarını görürse o insan "Bunlar da aynı bizim gibi" diyebilir çünkü süper modellerin aksine yemek yiyorlar ya da onların yaptıklarını yapmıyorlar diye düşünebilir.
I know, but I think that some people just think, I'm just like, I'm like'nice Anne', like "go and see Anne, you know, and have her get your coffee"
Biliyorum ama bazı insanlar sadece beni tatlı Anne olarak görüyorlar, hani "Git ve Anne'e söyle kahveni getirsin," gibisinden.
How can I tell people about things like that?
Nasıl bahsederim?
I like that you get to see the same people every day.
Her gün aynı insanları görmeyi seviyorum.
An anonymous complaint, which you file because you're afraid if people find out it was you, they'd treat you like crap instead of understanding or even trying to understand that it wasn't some frivolous thing you did
İsmini oraya kasıtlı olarak yazmadın... Çünkü insanların öğrenirlerse bu yaptığının manasız birşey... olduğunu anlamaya çalışmak yerine sana kötü davranacaklarından korktun.
I like cutting people with knives, and all the other jobs where you get to do that are illegal.
insanlari kesmeyi seviyorum ve bunu yapabildigim diger tüm isler yasadisiydi.
I mean, people hear that name, they react like it's a war zone.
Nedense insanlar o ismi duyunca sanki savaş bölgesiymiş gibi tepki veriyor.
People who put up the money, they like to take the credit, but the credit belongs to them that built it.
Bu işe para yatıranlar tüm övgüyü kendilerinin almasını istiyorlar ama övgüyü asıl hak edenler onu yapanlar.
The girl that looked like Cameron threw the sledgehammer through the screen and freed the weird slave people.
Cameron'a benzeyen bir kız, balyozu ekrana fırlatıp... -... garip köle insanları serbest bırakıyor.
Charlene and I were talking, and I just explained to her that sometimes people send texts and just, like you said, this is not... he's not gonna act on it, and it's...
Charlene'le ben konuşuyorduk da ben ona bazen insanların birbirleriyle sadece mesajlaştığını anlatıyordum senin dediğin gibi, harekete geçmeden hani.
- Yes. Actually I make films that some people like to call propaganda, so, uh...
Bazılarının propaganda olarak gördüğü filmler yapıyorum, bu yüzden...
That's right, and we need passionate people like you on our national parks.
Doğru, ve milli parklarımız için sizin gibi tutkulu insanlara ihtiyacımız var.
That's what kibbutz people are like, right?
Kibbutz ahalisi hep böyle der zaten.
They throw out people just like that.
Diğer insanları bir kenara fırlatıveriyorlar.
The Japanese have been making robots that look like people for years.
Japonlar yıllardır insana benzeyen robotlar yapıyor.
People are like, "Who's that?"
İnsanlar "O da kim?" der.
The reality of it is, is that Castle is friends with famous people, like James Patterson and Stephen King.
- İşin aslı, Castle ünlü kişilerle arkadaş, James Patterson, Stephen King gibi.
I'm like that, too, so I guess that means I'm also a giant wuss because I like to be close to the people I care about.
Ben de öyleyim. Yani ben de ağlağın tekiyim o zaman! Çünkü değer verdiğim insanlara yakın olmayı seviyorum.
I don't like space. That's okay! This is not why people break up!
- İnsanlar böyle sebeplerle ayrılmaz.
But it's funny, you know... when you get older, you realize that your parents are also just people, like everyone else.
Ama ne gariptir ki, insan büyüdükçe anne-babasının da diğer herkes gibi birer insan olduğunu anlıyor.
It's just that I don't like people telling me what to do.
İnsanların ne yapmam gerektiğini söylemesinden hoşlanmıyorum.
You are aware that people like dogs?
Onların köpekleri sevdiğinin farkında mısın?
People say crap like that to each other all the time, and then they never see each other again.
İnsanlar sürekli böyle saçmalıklar söyler ve sonra da asla görüşmezler.
It's got to be so hard, living a double life like that. Getting close to people only to turn on them.
Çok zor bir şey olmalı, çifte hayat sürmek insanlarla yakınlaşıp, sonra onlara sırt çevirmek.
And from what he wrote, I got the impression that these monsters were somehow inside people, like they're possessed.
Yazdıklarından bu canavalar insanların içindeymiş gibi anladım.
HE SAID THAT PEOPLE LIKE ME WERE DANGEROUS, THAT - - THAT SOME LUNATIC MURDERED HIS LITTLE GIRL.
Benim gibi insanlar tehlikeliymiş, delinin biri onun küçük kızını ve diğer 3 çocuğu oyun alanında bıçaklayarak öldürmüş.
But I like to think... that it's full of hopeful people, hoping all day long.
Ama umut dolu insanları umut etmelerini düşünmeyi seviyorum.
And then of course all those people that are like, "Oh, no! This occultation, that's the sign of some apocalyptic thing."
Sonra tabii insanlar, "Olamaz bu doğa olayı kıyametin bir alameti" diyorlar.
It is a proven fact that people can have sex one time, like we did, and just be friends.
Kanıtlanmış bir gerçek. Bizim gibi bir defa sevişmiş insanlar arkadaş olabiliyor.
I'm serious. People like her made sure that people like me could get help.
Ciddiyim, onun gibiler, benim gibiler yardım alabilsin diye uğraşmış.
A lot of people give up after something like that.
Böyle bir şeyden sonra birçok insan pes eder.
Like the people in my dream. They're the voices of all the self-doubt that I've ever had about myself.
Onlar şimdiye kadar kendime yaptığım öz eleştirilerin sesleri.
I never thought in a hundred years that I'd be too afraid to perform, but it's, like, these people and all this stuff is just, like, in my head.
Ve bir yüzyıl daha icra etmekten bu kadar korkacağımı düşünmemiştim. Ama bu insanlar ve tüm bu şeyler sanki kafamın içindeler.
I don't know people who could move a piece like that.
Böyle bir parçayı rehin alabilecek kimseyi tanımıyorum.
Like when we said that Grandma set that fire so that she could go live with those other nice old people.
Aynı diğer iyi, yaşlılarla yaşayabilmesi için o yangını büyük anne çıkardı dediğimiz gibi.
You have to give credit to the people like Patton that experienced World War I, that had been thinking about how to employ new things.
Patton gibi Birinci Dünya Savaşı tecrübesi olan ve yeni şeyler kullanmayı akıl edebilen adamlara hakkını vermek gerek.
Some people believe that exposure to things like cellphones and Wi-Fi units can cause migraines, fatigue, sleeplessness, dizziness, memory problems.
Bazı insanlar cep telefonları, Wi-Fi üniteleri gibi şeylere maruz kalmanın migrene, yorgunluğa, uykusuzluğa, baş dönmesine, hafıza problemlerine yol açtığına inanır.
'Well, first I'd like to assure people that we remain confident'that they will be caught, and that it's simply a matter of time.
Öncelikle, bu adamların yakalanacağından hiçbir şüphemiz yok bu artık an meselesi. Bu konuda bize güvenin.
Well, it takes two people to make a mistake like that.
Böyle bir hata yapmak için iki insan gerekir.
'It turns out that people like Karmani often have mutations'that alter the effect of their Sonic Hedgehog gene.'
Anlaşıldı ki, Kamani gibi kişilerde sonic hedgehog genlerinin etkisini değiştiren mutasyonlar gerçekleşir.
What is that, like, 20 people?
20 kişi mi?
Gotta do some damage control, you know,'cause people aren't gonna want to see me look like that.
Hasar kontrolü yapmam lazım. İnsanlar beni böyle görmek istemez.
people like me 81
people like you 105
people like us 46
people like you and me 22
like that 1389
like that one 32
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
people like you 105
people like us 46
people like you and me 22
like that 1389
like that one 32
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that's my best friend 28
that'll be it 25
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that's my baby 48
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that's my best friend 28
that'll be it 25
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that's my baby 48
that doesn't seem fair 27
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that'll be me 20
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that'll be me 20