Put him through translate Turkish

You know my kid brother George. - l'm gonna put him through college.

Küçük kardeşimi biliyorsun.

My friend, Don, I really put him through it that last day.

Arkadaşım, Don'u, o son gün bu işle görevlendirdim.

Put him through.

Telefonu bağla.

All right, put him through.

Tamam, bağla.

Why put him through all this misery?

Neden bu acıları çektiriyorlar ona?

Boss, this man had failed the trial we put him through.

Patron, bu adam sınavlardan geçemedi.

Put him through.

Salla gitsin.

Put him through.

Hemen bağla.

Put him through.

Bağlayın.

She put him through four years of medical school... two years of residency, and a year of internship... and now he won't even take her calls.

Kadın onun dört yıl tıp okuluna... iki yıl uzmanlık, bir yılda stajyerlik işini hallediyor... ve şimdi herif telefonlarına bile çıkmıyor.

Shall I put him through?

Bağlayayım mı?

Yes, please, put him through.

Bağlayın.

There's a call for you from the King. Put him through. Yes, Sir.

- Güzel, bağlayın.

Put him through.

Onu telefona ver.

Shall I put him through?

- Bağlayayım mı?

Yeah, yeah, yeah. Put him through.

- Evet, bağla.

Yeah, put him through.

Bağlayın.

There's no rule that gives me the right to put him through all of this.

Ona bunları, yaşatma hakkı verebilecek hiçbir kural yok.

Put him through the machine.

Bilgisayardan bir bakın.

Yes. Put him through.

Evet, gönder onu.

You wanna put him through the whole dance.

O, acı çekmeli değil mi?

Yeah, put him through.

Tabii. Evet, bağlayın.

Yes, of course, put him through.

Tabi, bağlayabilirsiniz.

- Should I put him through?

- Bağlayayım mı?

- Yes, Lucy, put him through.

- Evet, Lucy, bağla.

All right, put him through.

Pekala, onu bağla.

We can't put him through any further risk.

Onu daha fazla tehlikeye atamayız.

Good. Put him through.

- Tamam, bağlayın.

I oughta know. I put him through med school. Please call the authorities.

Onu tanırım, tıp eğitimi boyunca birlikteydik.

I must say, after all the Hatter put him through that fellow showed remarkable restraint.

Hatter onu alıkoyduktan sonra o adam kayda değer bir dirayet gösterdi.

I married a doctor, worked my ass off to put him through medical school and when he became rich and famous, he traded me in for a younger model.

Bir doktorla evlendim, tıp okusun diye çok çalıştım zengin ve ünlü olunca genç biriyle aldattı beni.

He've been trying a week. All right, put him through.

Bir hafta sonra arar.

Cyrus, and you didn't put him through?

- Cyrus mı? Ve onu bağlamadın?

Put him through.

Bağla.

Also, most important. Put no calls through to him, inward or outward, until further notice.

Daha önemlisi, ikinci bir emre kadar telefonla görüşmeyecek.

Maybe you could have him put a gun on the guard... and just barrel through the door?

Güvenliğe silah doğrultması için ona bir silah ver... Böylece namlunun gücüyle kapıdan geçer?

- I'll put a bullet through him.

- Onu kurşun yağmuruna tutacağım.

We just put daylight through him. We spray im with our guns.

# İçinden gün ışığını geçirtiriz Sıkarız mermileri üzerine #

they put the thug in a vat filled with shit, and drove him through town.

Hırsızı içi bok dolu büyük bir küpe sokarlar şehir meydanında gezdirirlerdi.

I want to be put through to him right away.

Hemen ona bağlamanızı istiyorum.

I'll tell him everything you've put me through.

Bana çektirdiğiniz her şeyi ona anlatacağım.

We must put Kassim in the cage and pass him through the column of light.

Kasım'ı kafese koyup ışık huzmesinden geçirmeliyiz.

The hotel didn't want to put them through but whoever it was convinced him it was an emergency.

Otel bağlamak istememiş ama arayan acil demiş.

I put the call through myself... to his Berlin apartment, they just picked him up.

Berlin'deki dairesine bizzat ben telefon ettim, az önce de getirdiler.

Put him right through when he does.

Arayınca bağlayın.

Now, the widow, Mrs. Fitzwaring... she makes a special pet charity case out of Nick. She put him through college. I never heard this.

- Bunu hiç bilmiyordum.

I put Peale through RI, checked him up, down, sideways... I don't like him, but he's clean.

Peale Rl'den geçirdim, üstten, alttan, yandan bile kontrol ettim... ondan hoşlanmasam bile temiz o.

And you can only put him down is through a sacrifice.

Ve onu durdurabilmenizin tek yolu bir kurban vermekten geçiyor.

I mean, if I had known that he was gonna have to go through this type of pain... and myself-the anguish of it... and then to put him out in the middle of a school year -

Yani, eğer bütün bu acıları çekeceğini... ve kendimin de hırpalanacağını... ve sonunda onu öğrenim yılının ortasında kapı dışarı edeceklerini bilseydim...

Put him through here.

Buraya bağla.

Put him through.

Bağla lütfen.