Really is translate Turkish
43,271 parallel translation
He really is lying.
- Gerçekten yalan söylüyor.
It... It really is me.
Gerçekten benim.
Um, I just... You know, if this really is Danny, then what we're doing to him... it's pretty shitty.
Sadece bu gerçekten Danny'yse ona yaptıklarımız hiç de hoş değil.
All I did was lead him to the truth of who he really is.
Bütün yaptığım onu gerçekte kim olduğuna yönlendirmekti.
I don't really need to check that the angle is consistent
Bu açının kendine zarar verirken yapılan açıyla tutarlı olduğunu...
Is there really no-one there that can help you?
Orada sana yardım edebilecek gerçekten kimse yok mu?
How is it really her?
- Doktor, o ne durumda?
I really do not know who he is.
Gardner yemin ederim onu hiç tanımıyorum.
This is not really, but we can be real.
Bu gerçek değil ama biz gerçek olabiliriz.
This is where they're really taking Okja.
Okja'yı aslında buraya götürüyorlar.
This is nothing, really.
Önemli bir şey değil.
You really think the truth, honesty, is the best policy?
Dürüst gerçekliğin en iyi politika olduğunu mu düşünüyorsun?
There is something really wrong.
Cidden sıkıntılı bir şeyler var.
Is this really happening?
Bu gerçek mi?
This is really uncomfortable.
Bu gerçekten çok rahatsız.
Or do you really think the timing is coincidental?
Yoksa zamanlama tamamen tesadüf mü diyorsun?
See, what's really interesting is I think this might actually be Danny Rand.
İşin ilginç tarafı, bu gerçekten Danny Rand olabilir.
Well, if it is him, he's going about proving it in a really strange way.
Eğer oysa bunu ispatlamak için seçtiği yol tuhaf.
You know what this is really about, right?
Asıl mesele ne, biliyorsun, değil mi?
Is that really so different than what you're doing on the top floor?
Üst katta yaptıklarınızdan farklı mı?
Is it really that hard to believe that I'm okay with this?
Şirketten ayrılmaya itirazım olmadığına inanmak bu kadar zor mu?
Is that what you really think?
Cidden böyle mi düşünüyorsun?
Uh, this is great, really.
Bu harika, gerçekten.
I know. - This is really unreal.
- Hiç gerçekçi gelmiyor.
I mean, is it really a good idea for anyone else to know you're alive?
Yani başka birinin daha hayatta olduğunu bilmesi iyi bir fikir mi?
You must really be quite the bitter pill, Harold, because your son is giving me access to Rand in exchange for killing you.
Amma baş belasıymışsın. Oğlun, seni öldürmem karşılığında Rand'e girmemi sağlıyor.
- Is this really who you want to be?
- Gerçekten olmak istediğin şey bu mu?
Let's not pretend that you care about Ward when we know what this is really about for you.
Sanki Ward senin çok umurundaydı. Senin için anlamını iyi biliyoruz.
I'm not really a good businessman.
Pek iyi bir iş adamı değilim.
This garden is really big.
Bahçe çok büyükmüş.
This is what really has value today!
Günümüzde buna değer biçilemez!
Writing is really...
... yazımı gerçekten...
That money is really gonna help your parents.
O paranın ailene yardımı dokunacak.
Hey, okay this is a stupid question again but, was there really a woman that killed her husband in this house?
Biliyorum yine aptalca bir soru olacak ama gerçekten bir kadın bu evde eşini öldürdü mü?
No, this is really important, please.
Hayır, bu gerçekten çok önemli, lütfen.
Mae is a brave person, because even amid her grieving, she knows that she has a responsibility to her followers, to the whole world, really.
Mae cesur bir insan, çünkü çektiği acının ortasında bile takipçilerine karşı, aslında, tüm dünyaya karşı bir sorumluluğu olduğunu biliyor.
She's really going at it.
Gerçekten iş üstünde.
This is really scary.
Galiba öyle. Korkutucu bu.
This is really hard to say.
Bunu söylemek gerçekten zor ve zamanlamam için beni affet.
I'm gonna go take some shots, this is what people really need to see.
Birkaç fotoğraf çekeceğim. İnsanların asıl bunu görmeleri gerek.
This is really good.
Bu olay çok iyi ya.
It's clear as day, but what's really interesting is what seems to be happening right here in the live feed.
Gün gibi ortada ama esas ilginç olan şu an canlı yayında gerçekleşen şey.
Uh, my head is really stuck.
Kafam gerçekten sıkıştı.
All right, but then what's gonna happen is, you start drinking the Fight Milk Classic, right, and-and that's gonna make you really sick,'cause that's just the crow eggs and some of the crow's fecal matter.
Ondan sonra da Dövüş Sütü Klasik içeceksiniz. O da sizi fena hasta edecek. Çünkü o karga yumurtalarından ve dışkılarından ibaret sadece.
- I'm just really grateful that our kid is gonna be healthy.
- Sadece minnettarım Oğlumuzun sağlıklı olacağı.
You really think this is gonna work?
Gerçekten işe yarayacağını mı düşünüyorsun?
And I think he's really got something.
Bence cidden bunda iş var.
This boat is really beautiful.
Bu tekne sahiden güzel.
And something like that reminds us of what really matters and how important it is to seize the day.
Bu tür şeyler bize aslında neyin gerçekten değerli olduğunu ve anı yaşamanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatır.
This is all really useful stuff, Trish.
Bunlar önemli bilgiler Trish.
My best friend other than Frank and Fred is Roberta... who lives a couple houses away. Really?
Frank ve Fred'den sonra diğer kankam Roberta, bizden birkaç kapı ileride yaşıyor.
is it 9219
israel 117
is something wrong 1059
islam 16
is here 159
isis 48
island 46
isabel 421
isaac 589
issue 86
israel 117
is something wrong 1059
islam 16
is here 159
isis 48
island 46
isabel 421
isaac 589
issue 86
issues 74
istanbul 39
isobel 100
isabella 232
isn't it 16586
isles 199
isabelle 287
isaiah 54
isak 44
issued 23
istanbul 39
isobel 100
isabella 232
isn't it 16586
isles 199
isabelle 287
isaiah 54
isak 44
issued 23
isaacs 61
isn't it lovely 28
isn't 159
isn't she lovely 35
isn't it romantic 18
is she beautiful 26
is it really you 103
isn't she beautiful 90
isn't it cute 23
isn't he 2024
isn't it lovely 28
isn't 159
isn't she lovely 35
isn't it romantic 18
is she beautiful 26
is it really you 103
isn't she beautiful 90
isn't it cute 23
isn't he 2024