Say something else translate Turkish
441 parallel translation
Well, I thought you were going to say something else.
Başka bir şey söyleyeceğini sanmıştım.
- Say something else in that ear.
- Bu kulağıma bir şey söyle.
May I say something else?
Birşey daha söyleyeblir miyim?
- Say something else.
- Başka bir şey söyle.
Say something else.
- Başka bir şey söyle.
I was going to say something else, but I didn't dare.
Ben başka bir şeyi diyecektim! . Ama cesaret edemedim.
Say something else, huh?
- Başka bir şeyler söylesene.
- I thought you'd say something else.
- Başka bir şey söylersin sanıyordum.
Have him say something else.
Başka bir şey söylemesini sağla.
Say something else, fuck.
Bana başka bir yalan söyle, pislik.
I wanna say something else.
Bir şey daha diyeceğim.
Say something else, please?
Birşeyler söyle, lütfen?
Say something else.
Birşey daha söyle.
Would you like to say something else?
Başka söylemek istediğiniz var mı?
You think I should say something else? No.
- Sence başka bir şey mi demeliyim?
No, you don't think I should say something else, or no, you think I should say no?
Hayır, başka bir şey dememeli miyim yoksa hayır, hayır mı demeliyim?
Yes, I should say yes, or yes, I should say something else?
Evet, evet mi demeliyim yoksa evet, başka bir şey mi demeliyim? Diane, tebrikler.
You say something else in French.
Fransızca başka bir şey söyle.
Some people say one thing, some people say something else.
Bazıları bir şey söyler, bazıları da başka bir şey.
No! I want to say something else!
- Bir şey daha söylemek istiyorum!
"Say something else, and they won't yell at me because they thought I was checking with you."
"Şimdi başka bir şey daha söyle ve böylece bana bağıramasınlar..." "... çünkü, senden izin aldığımı düşünecekler. "
Say something else.
Bir şey daha söyleyin.
Look. I've got to say something else too.
Sana bir şey daha söylemeliyim.
I have something else to say.
Söylemem gereken bir şey daha var.
I've got something else to say.
Başka bir şey daha söylemek zorundayım.
There's something else I want to say.
Bir şey daha söylemek istiyorum.
Say, I wonder if you'll let me try something else?
Acaba bir başka şey denememe izin verir misin?
Can't you think of something else to say?
Söyleyecek başka şey bulamıyor musun?
And now there's something else I can't say.
Ve artık söyleyebileceğim birşey yok.
Somebody else got something to say?
Bir şey söylemek isteyen var mı?
There's something else I'd like to say.
Söylemek istediğim bir şey daha var.
Can't you think of something else to say?
Başka laf bilmiyor musun?
Everything I say is made to mean something else.
Söylediğim her şeyi yanlış anlıyorsun.
You have something else to say?
Söyleyeceğin başka bir şey var mı?
Getting yourself arrested, that won't be too much trouble, but getting you off, that's something else.
Kendini tutuklatacak olman sorun sayılmayacak olsa da seni oradan çıkartmak başka şey.
George. I have something else to say about it.
Söylemek istediğim başka bir şey daha var.
No, you see, like anything else, uh, to afford something like this, as I say, it's not like buying a new car, you know?
Hayır, diğer her şey gibi böyle bir şeyi almak istediğinizde, bu yeni bir araba almak gibi değildir.
Well... some say That old Whateley and Wilbur aren't alone... That there's something else.
Bazıları yaşlı Whateley ve Wilbur'un yalnız olmadığını ve orada başka bir şeyin yaşadığını söylüyor.
I say, "How about a walk?" And it means something else.
"Biraz yürüyelim mi?" derim ama bunun anlamı farklıdır.
First you say one thing, then something else.
Hep fikir değiştiriyorsun.
Well, maybe it's not the code, you know? Maybe it's something else, something personal.
Belki de sayılarda değildir, daha farklı, kişisel bir şeydir belki?
Therefore, finding one which is alleged to be the exception maybe it's not the exception, but something else.
Sonuçta istisna sayılacak birini gördük belki de istisna sayılmaz.
Will you shut up for a minute and let somebody else say something?
Bir an susup, bizi dinleyebilir misin?
He wants to say something else.
Bir şey söylemek istiyor.
What you want to say is something else. No. lt's the same old story.
başka şeyler hakkında konuşmak istiyorum hayır. eski üzücü bir hikaye.
Or else trying to say something.
Ya da bir şey anlatmaya çalışıyor.
- Something else you want to say, Wetherby?
- Söylemek istediğin başka bir şey var mı Wetherby?
Every time something else goes wrong, you say it is good.
Ne zaman birşey ters gitse "Güzel" diyorsun.
Anybody else wants to say something?
Başka kimse var mı?
- You must want something else... eventually. - Anything you say.
- Aslında hiçbir şey, sen söyle.
And I'll tell you something else - When the fantasy is true, when we've been killed... then you say, "What a coincidence that at the same time we were being paranoid... someone was coincidentally trying to hurt us."
Size bir şey daha söyleyeyim, fantezi gerçekleşip bizden biri öldüğünde o zaman "Ne tesadüf!" dersiniz, aynı zamanda paranoyak olmakla suçlanırız. Çünkü biri bize hep tesadüfen zarar verir.
say something 1124
say something nice 28
say something to me 20
something else 372
something else is going on 19
else 102
elsewhere 63
say sorry 19
say so 55
say something nice 28
say something to me 20
something else 372
something else is going on 19
else 102
elsewhere 63
say sorry 19
say so 55