English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Say sorry

Say sorry translate Turkish

6,281 parallel translation
Say sorry?
Özür dileyim mi?
- I want to say sorry too.
- Ben de üzgün olduğumu söylemek isterim.
Collector, say sorry.
Tahsildar özür dile.
- You say sorry a lot.
Çok fazla özür diliyorsun.
I want to say sorry
Özür dilemek istiyorum.
Madam Speaker, I'd like to say something. I am sorry.
- Bayan Sözcü, konuşmak istiyorum.
Sorry, did you say something?
Pardon, bir şey mi dedin?
I'm sorry to say it, but he's right.
Bunu söylediğim için üzgünüm, ama o haklı.
All right, before you say anything else. I really want to say I'm sorry.
Pekala, daha fazla bir şey söylemeden önce gerçekten üzgün olduğumu söylemek istiyorum.
Sorry, I just don't understand what you mean when you say "claim your Title."
Üzgünüm, "Unvanına sahip çık" demekle ne kastettiğini anlamadım.
I'm here just to say I'm sorry... and that my life has been unbelievable... since longer than he can imagine.
Sadece üzgün olduğumu söylemek için geldim. Ve tahmin edebileceğinden de uzun zamandır inanılmaz bir hayat sürdürdüğümü.
Why don't you just say you're sorry for being another typical L.A. douchebag.
Neden tipik bir L.A. serserisi olduğun için özür dilemiyorsun?
Sorry about that, Mr. President.
Özür dilerim, Sayın Başkan.
Sorry, can you say that again?
- Pardon, tekrar söyleyebilir misin?
Billy, I just want to say I'm really sorry. About everything.
Billy, her şey için üzgün olduğumu söylemek istiyorum.
- I'm sorry, Your Honor.
- Özür dilerim, Sayın Yargıç.
I'm sorry. I meant to say that a little smoother but I'm very, very drunk, plus stoned. Let's go.
Özür dilerim biraz daha yumuşatarak söylemek istedim ama çok içtim, üstelik kafam dumanlı, hadi bakalım.
I don't know what else to say, I'm sorry.
Başka ne söyleyebilirim bilmiyorum. Üzgünüm.
I'm sorry. That's a weird thing to say, isn't it?
Affedersin, böyle söylemem garip oldu değil mi?
Brenner, I want to say I'm sorry for cheating back when we were kids and for cheating again more recently.
Brenner, cocukken hile yaptıgım icin ve son zamanlarda bunu tekrarladıgım icin özur dilemek istiyorum.
You say something like, " My God, what I'm sorry.
Şöyle bir şey dedi, Tanrım özür dilerim ben ne yaptım, Simone
Please say you're not doing this because you feel sorry for me.
Lütfen bana acıdığın için bunu yapmadığını söyle.
Whatever you do or say, I'm gonna get out of it, and I'm almost sorry about that, brother, but that's the way it is.
Ne yaparsan yap ya da söyle, ben nasıl olsa kurtulacağım. Neredeyse bunun için üzüleceğim kardeşim ama olan bu.
Look, I just want to say, man, I'm sorry.
Söylemek istediğim tek şey, üzgün olduğumdu.
Wadda ya say? I'm sorry, sir.
Üzgünüm efendim.
Can you not say your whole name today, sorry, um... when we meet the Benjaminson Group?
Kusura bakma ama bugün Benjaminson Grup'la tanışırken... tam adını söylemesen olur mu?
Boys, what can I say... I'm sorry.
çocuklar, ne söyleyeceğim... üzgünüm.
I'm sorry, what did you say?
Pardon. Ne dedin?
He'll say "I'm sorry, the patient is no more".
Diyecek ki, üzgünüm, hastanız artık yok.
I'm sorry, I didn't mean to say that.
Üzgünüm, öyle demek istemedim.
- I thought you'd have something more to say than sorry, but I guess not.
"Üzgünüm" den daha fazla söyleyecek şeyin olduğunu düşünmüştüm ama galiba yokmuş.
I can't even say I'm sorry!
Ben özür bile dileyemiyorum.
And I can't even say I'm sorry.
Üzgün olduğumu bile söyleyemiyorum.
Well, this is rather dismal, I'm sorry to say.
Oda biraz loş gibi geldi bana.
I'm sorry, your Honor.
Kusura bakmayın, Sayın Hakim.
And while I'm sympathetic to your cause, I'm sorry to say I won't be taking your case.
Her ne kadar yaşadıklarına sempati duysam da üzülerek söylüyorum, davanı alamayacağım.
Sorry, I don't say "stoked." I don't say stuff like that.
Pardon, "kıyak" demem ben. Öyle şeyler söylemem.
I'm sorry, I don't speak "loser." What did you say?
Pardon, Ezikçe bilmiyorum. Ne dedin?
So I'm sorry to say it, but you guys will have to leave now.
Çok üzgünüm ama artık gitmeniz gerek.
- Yeah, yeah, yeah. Sorry, you... cut out. What'd you say?
Evet, evet, evet, üzgünüm ne diyordun?
I came here to say I'm sorry.
Özür dilemek için geldim.
Sorry, girls, I've always wanted to say that.
Üzgünüm kızlar, hep bunu söylemek istemiştim.
- Why don't you just say, "Hey, about that little thing " that happened 15 years ago that you never owned up to "or apologized for like you should have, you motherfucker" - - Sorry, Tyler.
Neden direk söylemiyorsun, "Selam, şu küçük şey hakkında hani 15 yıl önce yaşanan, asla kabullenmediğin ya da yapman gereken gibi af dilemediğin, seni göt herif..." Üzgünüm, Tyler.
"Before I annihilate you Night Crimson, I have to say I admire your heart." " Sorry to inform you,
"Seni yok etmeden önce kalbine hayran olduğumu söylemeliyim Night Crimson."
Okay, if you say so. I'm sorry.
- Peki, sen öyle diyorsan.
I'm sorry, did you say something?
Afedersin, bir şey mi dedin?
If they called me in, accused me, I'd just say, "Yup, did it. Sorry, didn't mean it."
Eğer beni çağırıp suçlasalardı, "evet yaptım, hayır onu kastetmedim" derdim.
Yes, buddy. I'm sorry to say it is.
Bunu söylediğim için üzgünüm.
Er... Your Honour... Sorry.
Sayın Yargıç.
I just wanted to say I'm so sorry about how all that worked out.
Sadece tüm olanlar için çok üzgün olduğumu söylemek istedim.
And now you say You're sorry For being so untrue
Şimdi vefasız olduğum için... ~... üzgünüm diyorsun ~

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]