English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Screaming in pain

Screaming in pain translate Turkish

54 parallel translation
Buster say the first day you could hear Willie screaming in pain all over the camp.
İlk gün Willie'nin çığlıkları bütün kampı çınlatmış. bütün kampı...
He was screaming in pain under your foot.
Ayağının altında çığlık atıyordu.
After a week, I had to walk with my leg spread to avoid screaming in pain.
Bir hafta sonra ağrılar yüzünden sızlanmamak için bacaklarımı açarak yürürdüm.
Next minute, I'm on the floor screaming in pain.
Bir dakika içinde, acı içinde bağırarak yere yığılıp kaldım.
Enough that he knew- - because his biggest thing at the time- - was the scream- - I remember the screaming in pain.
Bilmesi bile yeter- - Çünkü onun tek çaresi çığlık atmaktı... Acı içinde çığlık attığını hatırlıyorum.
Like someone screaming in pain?
Acı içinde bağıran biri gibi?
How come he's not screaming in pain?
Neden acıdan çığlık atmıyor peki?
My muscles are screaming in pain.
Kaslarım acı içinde çığlık atıyor.
I wonder if she is screaming in pain or pleasure
Acıdan mı zevkten mi çığırıyor merak ediyorum.
( CRYING IN PAIN ) I pissed in my pants and then I don't remember... ( SCREAMING IN PAIN )
Pantolonuma işedim ve sonrasını hatırlamıyorum.
Because if she wakes up screaming in pain -
Eğer acı içinde bağırarak uyanırsa -
I was doing my rounds... and the old man was screaming in pain.
Turumu atıyordum ve yaşlı adam acı içinde bağırıyordu.
I hate that I can listen to a kid screaming in pain and not even take a moment to question whether I'm doing the right thing.
Bir çocuğu acılar içindeyken dinleyebilmekten ve doğru şeyi yapıp yapmadığımı sorgulamak için bir an bile durmamaktan nefret ediyorum.
He has a compound fracture of his femur and he's not screaming in pain.
Uyluk kemiğinde açık bir kırık olmasına rağmen acı içinde kıvranmıyor çünkü.
His soft skin slowly sizzling, with tiny bubbles of pus bursting, screaming in pain...
Yumuşak derisi cayır cayır yanacak, minicik irin taneleri çıkacak acı içinde kıvranacak.
[screaming in pain ] any--any interested students should fill out an applicant survey- - [ slap] aah!
İlgilenen öğrenci varsa başvuru formlarını doldurup...
She was screaming in pain, and her brain was eaten away by the cancer.
Acılar içinde kıvranıyordu, kanser beynini için için yiyordu.
- By the way, how come I'm not screaming in pain?
Lafı gelmişken, nasıl olur da acı içinde bağırmam?
Otherwise, you'd be screaming in pain, so it's not that.
Öyle olmasa, acıdan kıvranıyor olurdun, bu yüzden o değil.
He's putting everything he has into it. And Koba is screaming in pain.
Bütün gücüyle kendini sıkıyor, elinden geleni yapıyor ve Koba acı içinde bağırıyor!
You don't want them by your side when your bleeding won't stop or when your child is screaming in pain.
Kanamanızın durmadığı ya da çocuğunuzun acıdan kıvrandığı zamanlarda başınızda onların olmasını istemezsiniz.
Its body blasted into dust by the madness of its own inhabitants while its head was cursed to rove aimlessly through time and space, screaming in pain and sorrow...
Kendi sakinlerinin çılgınlığı yüzünden toza dönüştü. Hedefsizce uzayda ve zamanda gezinmek, acı ve keder içinde bağırmak üzere lanetlendi.
She was that injured, screaming in pain.
Yaralanmış ve acı içinde bağırıyordu.
It had a red awning and this broken neon sign, and he was screaming in pain.
Kırmızı bir tentesi ve kırık, neon tabelası vardı. ve o acı içinde haykırıyordu.
Then Ryan, he was screaming in pain.
Sonra Ryan'ı, acılar içinde çığlık atıyordu.
( Sobbing ) Well, half the blood was in my eye. - So I was screaming in pain there. - ( Laughs )
Kanın yarısı gözüme girmişti o yüzden acıdan bağırıyordum.
( SCREAMING IN PAIN ) Not gonna run away.
- Kaçmayacağım.
- It's time to meet your maker. - ( screaming in pain )
Yaratıcınla buluşma zamanı.
- screaming in pain.
- Acı içinde bağırıyordum.
He was screaming in pain and shouting, " Damn you!
Acı içinde çığlık atıp bağırıyordu. " Lanet olsun sana!
Good. I want him in such pain that he can't stop screaming.
Güzel. Acıdan çığlık çığlığa kalsın istiyorum.
- No pain. And you'll be screaming for mercy in the first five seconds.
Ve daha ilk 5 saniyesinde merhamet diye yalvarmaya başlayacaksın.
I heard you... Screaming out in pain.
Acı içinde bağrışlarını duydum.
Screaming out in pain!
Acı içerisinde bağırıyor!
so, what happens next time you start screaming out in pain?
Peki ya bir dahaki sefere acı içinde haykırmaya başladığında ne olacak?
Well, he would wake in the middle of the night screaming in terrible pain.
Gecenin bir köründe uyanıp muazzam bir acıyla çığlıklar atıyordu.
[Flash screaming in pain] Your pain reveals the truth.
Acın gerçeği ortaya çıkaracak.
The newborn was convulsing, screaming in obvious pain.
- Acı içinde çığlık atıp kıvranıyormuş.
I think he's down there now screaming up at us, and I think he's in severe pain.
Galiba şu anda aşağıdan bize çığlık atıyor ve galiba korkunç acılar içinde.
- He was in pain and screaming.
- Acı içinde bağırıyordu.
It's this screaming pain, in my blood and nerves, right under my skin.
Bu bağıran acıdır, kanımda, sinirlerimde, tam derimin altında.
You can bring a man to his knees. You can pull off his fingernails. You can leave him screaming in pain.
Onun dizlerine bir adam getirebilirsin, onun tırnaklarını sökebilirsin, onu acı içinde bağırırken bırakabilirsin, ve o yapacak, sana garanti ediyorum, konuşacak, ama sana doğruyu mu söyleyecek, yoksa duymak istediğini düşündüğünü mü?
Lynn, look, I know this can be disappointing - I've been in screaming pain for hours.
Saatlerdir acı içinde haykırıyorum.
The patient in three is screaming for pain meds.
Üçteki hasta ağrı kesici almak için çığırıyor.
[Screaming ] [ Yells in pain]
YASAK BÖLGE SADECE YETKİLİ ÇALIŞANLAR
When you're burnt, right, is what goes inside you screaming? On its way to being an angel? Or is it already angel, looking down and it's not in pain, all burnt, and go...
İnsan yakıldığı zaman içindeki hayalet, cennete bir melek olmaya gidecekken çığlık mı atar yoksa çoktan melek olmuş acı çekmeden cennetten aşağı mı bakıyordur?
[screaming in pain] It was all for you!
Hepsi senin içindi!
Every time the sinner screams in pain, the scream blows this windmill, which pumps even more piranhas into his aquarium underwear, causing more screaming.
Her zaman günahkarlar acı içinde kıvranmalı. Çığlıklar yer değirmenine üflemeli. ... daha çok çığlık.
( SCREAMING IN PAIN )
Çok üzgünüm!
Okay, she... she is writhing in pain and she is really feeling it, and she is screaming... you can all currently hear all that right now.
Tamam, o acı içinde kıvranıyor ve o gerçekten hissediyor ve bağırıyor... Şu anda her şeyi duyabilirsiniz.
Fuck... [screaming in protest ] [ groaning in pain] Grab her legs.
Bacaklarını tutun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]