English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / She's my mom

She's my mom translate Turkish

1,055 parallel translation
My mom's makin'... she's cookin'dinner.
Annem sana... yemek pişirir.
Sometimes I think my mom would like me to stay home in a wheelchair with a tube down my throat. She's always worrying. I feel sorry for her.
Bazen, tekerlekli sandalyede boğazıma bir tüp bağlanmış ağlarken, annemin evde kalmamı istediğini düşünüyorum.
No one in my family likes you, except my mom,'cause she's crazy and Nina,'cause she's blind.
Ailemdeki kimse senden hoşlanmıyor, annem hariç. Çünkü o deli ve Nina. Çünkü o bir kör.
My mom said something weird when she dropped me at Billy's party.
Annem beni Billy'nin partisine bıraktığında tuhaf bir şey söyledi.
- Look, my mom's a functioning - alcoholic. She accounts for...
- bak, annem zararsız bir - alkolik. izah eder- -
Mrs. Best, the D.A.'s wife, she's in my mom's cult.
Mrs. Best. Savcının karısı. Annemin tarikatinden.
Anyhow... I don't know whatyou're doing this weekend... but my mom's leaving town... and she's letting me borrow the car, so, you know...
Her neyse... Bu hafta sonu ne yaptığını bilmiyorum ama annem şehir dışına çıkıyor ve arabasını almama izin veriyor...
She comes into my mom's shop to try on a few things, all right?
Bir şeyler denemek için annemin mağazasına gelirdi.
I was counting on my mom to give me a ride, but she's not here.
Beni bugün annem alacaktı, ama gelmedi.
She's my mom.
O benim annem.
She's my mom's friend. Not mine.
Annemin arkadaşı, benim değil.
She's like my mom.
Annem gibi.
He's building a wheelchair ramp for my mom when she comes home.
Annem için bir tekerlekli sandalye rampası hazırlıyor.
When my mom's mad, she stands at the sink and does dishes.
Annem bana kızınca lavabonun önünde durup bulaşık yıkar.
My mom's in the hospital, so she hasn't been able to take care of her. I have this friend Janice who also has a daughter and she lives a couple blocks from here, so she's been helping me out a couple days a week watching Deedee.
Biliyorsun, annem hastanede, yani ona bakma şansı olmayacak ve bir arkadaşım var, Janice, buradan bir iki sokak ötede oturuyor.
If, if she's my dad, then who's my mom?
Eğer, eğer o babamsa, annem kim peki?
Do your sisters ever call you like my mom does when she's on an away mission?
Aynen annemin dış görevdeyken yaptığı gibi, kız kardeşlerinde seni arıyorlar mı?
Shit, oh, I have to call my mom. She's going to be insane.
Kahretsin annemi aramam lazım.
My mom and I were sold to Gardulla the Hutt... but she lost us betting on the Podraces.
Annem ve ben Gardulla the Hutt'a satıldık ama o da bizi pod yarışında kaybetti.
Mom's a techie, she's been transferred to Chicago so I'm going to cohabitate with my dad.
Annem teknisyendir. Chicago'ya tayin oldu. - Bu yüzden babamla yaşayacağım.
She's my foster mom.
Üvey annem.
- My-my mom's all upset. She didn't know your parents were going to be in the picture.
Annenle babanın fotoğrafta yer alacağını bilmiyordu.
You know, Roz, your mom's about the same age as my dad, isn't she?
Roz, annen babamın yaşlarında değil mi?
Whenever Mr Dayton stayed with my mom, he'd come into my room late at night, when she'd fallen asleep, or when she passed out, whichever came first.
Bay Dayton ne zaman bizde kalsa gece benim odama gelirdi. Annem uyuduğunda ya da sızdığında. Önce hangisi olursa.
Mom. - She's not really my favorite.
Aslında en sevdiğim değil.
What are you- - what do you mean? My mom's making Thanksgiving, right? Isn't she?
Şükran Günü yemeğini annem yapmıyor mu?
Yeah, ha! Dude, when my mom finds out that my babysitters had thier boyfriends over, she mostly gets really mad! Mostly!
Ahbap, annem bebek bakıcısının eve erkek aldığını öğrendiği zaman genellikle çok sinirlenir.
- She's a mom. Not my mom.
- Benim annem değil ya!
Wasn't it enough to bust my balls all my life... taking Mom's place as soon as she died... and now you want to fuck me with this?
Hayatım boyunca benimle uğraşman... annem ölür ölmez evini alman yetmedi,... şimdi de bunu mu berbat etmek istiyorsun?
My mom shouts and she's poor and she's tired... and I want this other woman to be my mother.
Annem bağırır ve fakirdir ve usanmıştır... ve ben bu diğer kadının annem olmasını istiyorum.
That's what my Mom wrote when she met Dad
Babamla tanıştığında annem de böyle yapmış
- She's not my mom!
O benim annem değil!
She's not my mom!
O benim annem değil!
She's my mom.
- Benim annem.
But now my mom has given us so much money that she's bankrupt, and we're poor, like Kenny.
Fakat şimdi, annem o kadar para bırakmış ki artık iflas etmiş. Ve artık biz de Kenny gibi fakiriz.
I mean. Claire's one of my oldest friends. You said she should make a great mom.
Yani, Claire en eski arkadaşım, Sen de harika bir anne olacağını söyledin.
Because she's got bigger boobs than my mom.
Çünkü anneminkinden daha büyük göğüsleri var.
My mom had an accident, but she's all right.
Annem bir kaza geçirmiş, ama iyiymiş.
It's a big plus for my mom. When she was married to my dad, he was always running around trying to save the world.
Babam hep dünyayı kurtarmakla meşguldü.
And, you know, what, just because she's my mom...
Bilirsiniz, çünkü o benim annem...
- Where's your mom? She's upstairs with Brad. My dad knows about us.
Yukarıda Brad ile beraber, fakat babam bizi biliyor.
She's your mom but she's my girlfriend!
O senin annense benim de sevgilim.
She looked at my cards Your mom's trickier than she seems
Benim kartlarıma baktı. Annen göründüğünden daha hileciymiş.
This morning my mom was, like, "Don't forget your lunch", and I'm all "I'm a flag girl now, I won't forget my lunch", and she's all "Don't forget your halftime routine."
Evet. Bu sabah annem aynen şöyleydi, "Yemeğini unutma",... ve ben de dedim ki "Ben artık bayrakçı kızım, yemeğimi unutmayacağım",... o da şöyle dedi ; "Maç arası alışkanlığını yap."
- Roz is my mom's friend. - She was your prom date.
senin mezuniyet balosu flörtün.
She's doing it as a favor to my mom.
Bunu anneme iyilik olsun diye yapıyor.
My mom made fried chicken, and she saved me some.
Annem kızarmış tavuk yapmış ve bana da biraz ayırmış.
- l think she's my mom.
Annem olduğunu düşünüyorum.
MY MOM'S OUT OF CONTROL. NOW SHE'S FOLLOWING ME. THAT MUST BE AN INHERITED TRAIT.
Partnerin ya da arkadaşın değilim.
Mom, she's my friend.
Anne, o benim dostum.
My mom's moving to Metropolis full-time, but she doesn't wanna pull me out of school.
Annem temelli Metropolis'e taşınıyor ama beni okulumdan almak istemiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]