So much has happened translate Turkish
115 parallel translation
So much has happened in such a short time.
Bu kadar kısa zamanda öyle çok şey oldu ki.
It's such a little while ago, and so much has happened.
Aradan biraz vakit geçti ama çok şey oldu.
So much has happened to me.
Bana çok şey oldu.
So much has happened in these weeks, I can't press it all into myself.
Şu son haftalarda o kadar çok şey oldu ki hepsini içime atamıyorum.
So much has happened.
Çok şey oldu.
And yet so much has happened since then, that it seems more like an eternity.
Ancak o günden bu güne o kadar fazla şey oldu ki çok uzun zaman geçmiş gibi.
So much has happened so quickly.
Kısa sürede çok şey oldu.
So much has happened during the last week.
Geçen hafta süresince o kadar çok şey oldu ki.
So much has happened recently.
Son zamanlarda çok şey oldu.
So much has happened to me since I saw you last.
En son görüşmemizden bu yana çok şey yaşadım.
So much has happened since then.
Bugünlere dek çok sey geldi geçti.
So much has happened since I met you.
Seninle tanistigimdan beri basima neler geldi.
So much has happened, and you're so far away.
O kadar zaman geçti ve sen hala çok uzaktasın.
So much has happened since.
O zamanda beri çok fazla şey değişti.
I'm sorry I didn't call you before, but so much has happened.
Daha önce arayamadığım için üzgünüm, ama o kadar çok şey oldu ki.
So much has happened in Europe.
Avrupa'da çok şey oldu.
Please excuse George and me for not writing sooner but so much has happened here since Mama's death, we simply haven't had the time.
Bizi affedin, Georg ve ben ancak şimdi yazabiliyoruz. Annemin ölümünden beri, çok şeyler değişti. Daha önce yazacak zamanımız gerçekten olmadı.
So much has happened.
Çok şeyler oldu.
So much has happened today. I'll think about it.
Öyle çok şey oldu ki, biraz düşünmem lazım.
So much has happened that I think it would be a good thing for both of us if we slowed down a little.
Çok şey oldu. Biraz yavaşlarsak ikimiz için de daha iyi olacak.
It'sjust that so much has happened.
Sadece çok fazla şey oldu.
So much has happened.
Öyle çok şey oldu ki.
So much has happened, you know?
Çok şey oldu, biliyorsun.
It's been so long and so much has happened.
O kadar uzun zaman geçti ki ve o kadar çok şey oldu.
SO MUCH HAS HAPPENED SINCE YOU'VE BEEN AWAY. BUT WE CAN SHARE ALL THAT LATER.
Gittiğinden beri çok şey oldu ama bunları daha sonra konuşuruz.
So much has happened.
Ne çok şey yaşandı.
So much has happened, and I don't know who to talk to.
Yani, o kadar çok şey oldu ki, kiminle konuşacağımı bilemedim.
So much has happened since I came here.
Buraya geldiğinden beri çok şey oldu.
So much has happened in the last few weeks on this ship, I'm going to be up all night.
Son birkaç haftada gemide çok şeyler oldu, tüm gece uyumayacağım.
So much has happened since... Oh!
O zamandan beri öyle çok şey oldu ki...
So much has happened. The boy I knew has now become a man.
Benim bildiğim çocuk bir erkek olmuş.
So much has happened.
Ne çok şey olmuş.
So much has happened.
Çok şey oldu
So much has happened, so many surprises.
Çok fazla şey oldu, çok fazla şaşırtıcı şey.
So much has happened.
Pek çok şey oldu. Tanrım.
So much has happened in my life... that I can't seem to remember.
Hayatımda olan bir çok şeyi hatırlayamıyorum.
So much has happened since we last saw each other.
Son görüşmemizden beri çok şey oldu.
So much has happened these last five years.
Son 5 yıl içinde pek çok şey oldu.
So much has happened. And there's so much to worry about.
- Çok şey oldu.
- Oui. So much has happened I'd quite forgotten.
- Çok şey oldu, onu unutmuşum.
So much has happened. We've lost the diggologist.
Siz Karıştrolog'umuzu kaybettiğimizi bilmiyorsunuz değil mi?
So much has happened since I met Maestro Daniloff.
Maestro Danilof'la tanışmamdan bu yana çok şey oldu.
So much has happened.
Başımızdan çok şey geçti.
So much has happened to me on this journey that I haven't had time to miss her, so I haven't felt this way for a long time.
Yolculuğa çıktığımızdan beri, her türlü şeyle karşılaşmıştım bu yüzden hiç yalnız kalabildiğim vakit olmamıştı, bu yüzden..... bunu hissetmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
- So much has happened since then.
Her şey çok değişti.
It's something that has never happened to me before... something I never expected would happen... but suddenly it is as if nothing else existed... even my music, which used to mean so much to me. Yes.
Evet.
So much has happened since then, you know.
Zaman geçtikçe çok şey değişiyor.
Paul... so much has happened.
Paul, çok sey oldu.
So much has happened here.
Burada çok şey oldu.
So much has happened so fast, hasn't it Pooja?
Her şey çok hızlı oldu öyle değil mi Pooja?
So much has happened.
Çok fazla şey oldu.