So much the better translate Turkish
436 parallel translation
Well, so much the better.
Daha iyi ya.
If you can pretend you find me almost unbearably attractive, so much the better.
Beni biraz daha dayanılmaz derecede bulabilirsen, böylesi daha iyi.
So much the better if they know it too.
Eğer onlarda biliyorsa o kadar iyi.
It is the duty of a slave to please her master, and if he be young and handsome, so much the better.
Eğer sahibi genç ve yakışıklı olursa çok daha iyi.
So much the better for you, isn't it?
Sizin için daha iyi, değil mi?
Good, so much the better.
Güzel, böylesi daha iyi.
If he has a ledger, that'll be so much the better.
Eğer not defteri de yanındaysa süper olur.
- So much the better.
- Canına minnet zaten.
And should you find a new string to your heart hereabouts so much the better.
Kendini buralara ait hissettirecek daha kuvvetli bağlar bulacağını umuyorum.
- So much the better.
- Daha iyi ya.
So much the better.
Benim için hava hoş.
If you were afraid, so much the better.
Korktuysan, çok daha iyi.
So much the better, my dear.
Daha iyi ya, sevgilim.
If you got some ham to put under them, so much the better.
İçine biraz da jambon koysan tadından yenmez.
So much the better.
İyi o zaman.
So much the better.
İsabet olmuş.
Well, so much the better.
Şey, çok daha iyi o zaman.
"So much the better to gobble you up with!"
"Seni daha iyi yemek için!"
If they know we're coming, so much the better.
Geldiğimizi bilmeleri daha iyi.
So much the better.
Bu, çok iyi.
So much the better. "
Fazlası daha iyidir. "
- So much the better.
- Çok iyi.
and if found a who likes most, so much the better.
Ve kimi bulsan ondan daha iyi olur.
So Much the Better.
Saygılarımızla.
If it happens quickly, so much the better ; better than slowly.
Çabuk olursa, daha iyi olur. Yavaş olmasında çabuk olması iyi.
So much the better.
Daha iyi oldu.
You know, if we can have a few laughs, so much the better.
Biraz gülsen çok daha iyi olur.
So much the better.
Çok da iyi olur.
Derek knows much more than Scott how bad things can get. So the idea of eliminating a threat quickly, even if it means, you know, someone getting hurt, I think his mentality is that that's better than letting something spiral out of control to where you can't contain it anymore.
Derek, ne kadar kötü şeyler olabileceğini Scott'tan daha iyi biliyor bu yüzden birine zarar vereceğini bilse bile tehlikeyi hızlıca yok etme düşüncesi, daha büyük, artık kontrol edemeyeceği bir şeye dönüşmesine izin vermekten daha iyidir.
The world is full of so much better material.
Dünyada çok daha iyi herifler var.
I hope you will forgive all the confusion... but my wife suddenly felt much better, and we were so anxious to come.
Karışıklığı affedeceğinizi umarım... ama karım birdenbire iyileşti ve gelmek için çok sabırsızlandık.
Alex, you're so much better than the rest of us.
Alex, siz hepimizden daha iyisiniz.
So much the better.
Daha ne olsun!
Oh, she woke up this morning with the sniffles... and she told me her colds always get much worse before they get better... so I just let her -
- Nezle olmuş. Bana çok zor iyileştiğini söyledi.
It'll cover the sofa so much better than that little one in there.
- Ne gerek var ki? Buradaki çarşaf koltuğu daha iyi kaplar.
It's so much better to end the program on a pleasant note.
Programı hoş notlarla bitirmek daha iyi oldu.
I don't mean to criticise because... his story was so much better than mine... but don't you think the first part is too long getting to the point?
Benden daha iyi bir öykü... yazdığı için eleştiriyor değilim. Ama ilk bölümde konuya girmekte geç kalınmış, siz ne dersiniz?
The young recruits are very near to their homes. So much better.
Genç acemilerin evlerine çok yakın bir yer burası.
Oh, you look so much better than you did the last time.
Son gördüğümden çok daha iyi görünüyorsun.
So the sooner, the better. Do you want it done now? How much would it cost?
12 : 50 Tokyo treni 3 dakika gecikmeli gelecektir.
Now the next election's two years away, and my love life ain't gettin'much better, so how'bout some of that good one hundred percent?
Önümüzdeki seçimlere iki yıl var ve aşk hayatım da iyiye gitmiyor o yüzden, şu hakiki viskiden biraz almama ne dersiniz?
The day I find a letter from you... always goes so much better.
Senden mektup aldığım her zaman... günler daha iyi geçiyor.
So we want to rob that treasure as a relief to the villagers which is much better than spending it all ourselves
Yani... hazineyi onlardan alıp köylülere vereceğiz Yani kendimiz için yapıyorsak namerdiz!
So much the better.
Daha iyi.
Shocks are so much better absorbed with the knees bent.
Dizler kırıldığında şokları hazmetmek daha kolaydır.
Harry, the thing is the kid seemed so much better when she came back.
Harry, Delly geri döndükten sonra çok iyi görünüyordu.
If we weren't so far below sea level, the radio reception here'd be much better.
Deniz seviyesinin böyle altında olmasak, radyo alıcısı daha iyi olurdu.
- No, that's against the law. It's much better to put them on trial so people can learn.
Bu kanunlara aykırı, onları mahkemeye çıkarmak çok daha iyi, böylece insanlar öğreniyor.
Damn, buck... i've had this thing in hock so much, The pawnbroker plays it better than i do.
Lanet olsun, Buck bugün o kadar çok çalıştım ki sığır alıcısı bile benden daha iyi çalar.
So much the better.
Ne güzel!
So much the better.
Aman iyi, beni zahmetten kurtarmış olursun.