Su translate Turkish
436,331 parallel translation
Did you see the video of the woman who walked around New York, got harassed the whole time?
Şu New York'ta dolaşıp sürekli laf yiyen kadının videosunu izlediniz mi?
Ten minutes later, a water main fails, flooding Covent Garden.
10 dakika sonra, bir ana su borusu patladı, Covent bahçesini sel bastı.
Right now, they're the biggest white supremacist gang in the Prison System.
Şu an hapishane sistemindeki en büyük beyaz egemen çete bunlar.
Also, we're gonna need water, bullhorns, snacks, and if you get anything gluten-free, I will smother you in your sleep.
Ayrıca su, megafon ve atıştırmalıklara ihtiyacımız olacak ve glütensiz bir şey getirirsen seni uykunda boğarım.
And at the moment, it appears to virtually everyone who gives a damn that I killed Smoll. And your failure to retaliate is proof of your weakness.
Ve şu an, umursayan herkese göre Smoll'u ben öldürdüm gibi görünüyor, ve senin intikam konusundaki başarısızlığın da zayıflık olarak görünüyor.
- Which begs the question, why bother with a phone call?
Sorum şu ki neden telefonda zaman kaybediyorsun?
The spinal tap didn't yield the results that I was expecting.
Omurgandan su alma işlemi beklediğim sonuçları vermedi.
I'm so sorry, but we're doing this scavenger hunt for my sorority, - and I need to kiss two guys with a gun.
Kusura bakmayın, arkadaşlarla şu av * oyununu oynuyorduk ve silahlı iki adamı öpmem lazım.
How can you be laughing right now?
Şu anda buna nasıl gülebiliyorsun?
Is he on his way now?
Şu anda yolda mı?
Here's the thing : "You're not allowed to like women for the reason you like them."
Sorun şu ki kadınlardan, onlardan hoşlandığınız sebepten ötürü hoşlanmanız yasak.
"Butt cheeks on swole."
Şu göte bak. " diyormuş gibi.
What's also scary :
Ama şu da korkunç :
"Fuckin'build that shit, bro."
Yap şu hatunu. " der.
"Get in that luggage!"
" Gir şu valize!
Stop with that money talk. "
Bırak şu para muhabbetini. " demiştim.
"Enter", then "bar", then an "equals" sign, then the words "binary arbitrary reason".
"Enter", ardından "bar", sonra bir "=" işareti, sonra da şu kelimeler "binary arbitrary reason".
It's in my apartment.
Şu an dairemde.
Now's not a good time.
Şu an sırası değil.
It's meant to transmit data, which it's doing now.
Bu, şu an gönderdiği verileri iletmek içindir.
They're in custody now.
Şu an gözaltındalar.
Hey, who's that kid?
Şu çocuk kim?
And those rims is 800 bucks apiece.
Ve şu jantların tanesi 800 dolar.
This... ice cream cake boy?
Şu... dondurma çocuk?
- Hey! - Nos vamos a comer ese mono mañana.
- Yarın şu maymunu yiyeceğiz.
He sounds really mad right now.
Şu an çıldırmış gibi çıkıyor sesi.
Neither does that "sick" bullshit you been disrespecting us both with.
İkimizi de rahatsız eden şu "şerefsiz" saçmalık da.
I need to get on these ribs.
Şu kaburgaları halletmem lazım.
You know, not to take anything away from... how I'm currently spending the holiday.
Bilirsin, şu an tatili nasıl geçirmemden bir şey eksik olmaması için.
- Yeah, get that door for me.
- Evet, şu kapıyı aç.
So here's what you're gonna do...
İşte yapacağın şey şu...
You know, them cats been at your heels since you could walk.
Şu çocuklar sen yürümeye başladığından beri seninleler.
Hey, I got some M80s that I'm-a fire off, too, but Cissy say ain't no fireworks for me right now.
Ateşleyeceğim M80'lerim de var ama şu an Cissy fişeklere izin vermiyor.
- You need to check these nuts!
- Şu taşaklarımı bir denemelisiniz!
Your client means is I've never heard of this Apothecary.
Müvekkilinizin dediği şey şu "Apothecary" i hiç duymadım.
Truth is, I liked her.
Gerçek şu ki, onu severdim.
The money has basically just disappeared into the ether by now.
Yani para buharlaşmış durumda şu an.
I want to caution you against unwarranted optimism, but he's stable for the moment.
Asılsız iyimserliğe karşı sizi uyarmak istiyorum, fakat şu an için dengede.
Hey, remember what you were saying earlier before about if you were me...
Benim yerimde olmanla ilgili söylediğin şu şey aklıma geldi de...
You're, like, one of those...
Sanki şu...
Yeah,'cause then people will be like, "Oh, check out them Gam."
Evet çünkü insanlar "Şu Gam'e bakın lan." der.
Why are you even here right now?
Şu an neden buradasın ki?
Well, for the moment, Agent Ressler, that remains a mystery.
Şu an için, Ajan Ressler, bu bir gizem.
The local coroner wrote it off as natural causes, but the weird thing is, his pawnshop was robbed the day he died.
Adli tabibin raporuna göre doğal sebepler diyor. Ama garip olan şu ki, tefeci dükkanı öldüğü gün soyulmuş.
- earning her the name...
Bu da ona şu ismi...
Uh, okay, now both vehicles are off the roadway.
Şu an iki araçta yolun dışında.
But the point is, it made me feel a little sorry for myself, that I didn't have someone like that.
Ama mesele şu ki, öyle birine sahip olmadığım için kendim adına biraz üzüldüm.
Truth is, I still don't know.
Gerçek şu ki, hala bilmiyorum.
But what I do know is that this family's the most important thing in my life.
Ama bildiğim şey şu ki, bu ailenin hayatımdaki en önemli şey olduğu.
For the life of me, I don't think I could get up right now.
Şu an gerçekten kalkacak takatim olduğunu zannetmiyorum.
But things are in a better place now?
Peki şu anda işler yolunda mı?