Surprise translate Turkish
24,112 parallel translation
♪ Unless we get one more surprise renewal ♪
# Alırsak yeni bir sezon onayı daha #
Peyton, what a pleasant surprise!
Peyton, ne güzel bir sürpriz!
Surprise, Tess, I'm a huge screwup.
Sürpriz Tess. Koca bir hayal kırıklığıyım işte.
Whatever you what, my caramel mocha surprise.
Nasıl istersen karamelli mocha sürprizim.
And to my surprise, a video was on YouTube.
- KENDİNİ TANITMA YouTube'a yüklenen videoyu görünce şaşırdım.
Okay, this is trial by surprise bullshit, Your Honor.
Duruşmayı etkilemeye dönük anlamsız bir hamle Sayın Yargıç.
Your Honor, this is unfair surprise.
- Sayın Yargıç, bu çok nahoş bir sürpriz.
We got worried there was going to be a surprise inspection.
Ani bir soruşturma olabileceğine dair endişelenmeye başlamıştık.
Maybe with surprise on our side, we can get a shot at him.
Belki Hades'i gafil avlarsak bir şansımız olabilir.
But since Belle did the deed... what a-a fun surprise that was... no deal.
Ama eylemi Belle yaptığına göre ki çok eğlenceli bir sürprizdi, anlaşma yok.
Surprise, surprise.
Sürpriz, sürpriz.
We got something better than guns... surprise.
Silahtan daha iyi bir şeyimiz var. Süpriz saldırı.
Surprise me.
Şaşırt beni.
I've seen the prison and surprise, it doesn't have any wells.
Hapishaneyi gördüm ve sürpriz hiçbir kuyu yok.
We have the element of surprise.
Süpriz kozu bizde.
We've lost the element of surprise.
Süpriz unsurunu kaybettik.
Surprise, surprise.
Hiç bilmiyorduk sanki.
Surprise him?
Yoksa şaşırır mı?
Now, I've got a nice surprise for you.
Senin için hoş bir sürprizim var.
Oh, what a pleasant surprise.
Ne hoş bir sürpriz.
What a pleasant surprise.
Sürpriz oldu.
All I'm saying is the injuries could be from something else. Did the victim report being abused? No, but that doesn't surprise me, given cultural biases, like your own, men are often too ashamed to admit it.
demek istediğim bu yaralar başka bir şeyden de olabilir kurban istismar bildirimi yapmış mı hayır fakat bazı kültürlerde mesela senin ki gibi erkek bundan utanır ve itiraf etmez o yüzden rapor etmemesi süpriz değil
We were taken by surprise.
Sürpriz saldırı oldu.
Quelle surprise.
Çok şaşırdım.
That should come as no surprise.
Bu bir sürpriz sayılmamalıdır.
No surprise there.
Gerçi pek sürpriz olmadı.
This is a surprise.
Bu sürpriz oldu.
Imagine my surprise... when I found this in the corner of a double homicide crime scene.
Bunu bir çifte cinayet suç mahallinde bulduğumda yaşadığım sürprizi düşünebiliyor musun?
But surprise, surprise...
- Ama sürpriz.
I was going to call, but I thought the surprise would be better.
Arayacaktım ama sürpriz yapsam daha iyi olur diye düşündüm.
And what surprise is that?
Ne sürpriziymiş o?
Well, he'll realize not only did he get the woman of his dreams, but surprise! As an added bonus, she's loaded.
Evet, o zaman sadece hayallerindeki kadını bulmakla kalmadığını... ayrıca sürpriz, zengin olduğunu da öğrenmiş olacak.
Jack! Uh, what a surprise.
Patronunla başını derde sokmadım, değil mi?
Where we're going, Elliot, is a surprise.
Gittiğimiz yer sürpriz Elliot.
There's a surprise.
Çok şaşırdım.
But you got played,'cause I wanted to be able to give you a real, genuine Valentine's Day surprise, baby!
Kandırıldın çünkü sana öz, hakiki bir Sevgililer Günü sürprizi yapmak istedim bebeğim.
What a surprise.
Ne tesadüf.
He said he's got a surprise.
Sürprizi varmış.
If it's a shitty surprise, I'm up for some fun later.
Sürprizi beğenmezsen eğlenmek için ben hazırım.
I've got a lovely little surprise for you, Ms. Paige.
Size güzel mi güzel bir sürprizim var Bayan Paige.
Does that surprise you?
Bu seni şaşırtmadı mı?
That doesn't surprise you?
Seni şaşırtmamış gibi.
The big surprise for the fans, it's gonna be how interconnected all these movies are.
Filmlerin birbirine nasıl bağlı oldukları hayranlar için büyük bir sürpriz olacak.
We needed help. And no surprise, first entry on howtostayawake.net...
nasiluyanikkkalinir.net'teki ilk yazının da şu olmasına şaşmamalı :
This is a nice surprise, pumpkin.
Ne güzel bir sürpriz böyle canımın içi.
I know we didn't get to finish our talk earlier, because of Alex's surprise pop-in.
Alex'in sürpriz gelişi yüzünden sabahki konuşmamızı bitiremedik.
Um, Daddy bought a plane ticket to surprise us on the 4th of July.
Baban 4 Temmuz'da bize sürpriz yapmak için bilet almış.
I call it "Whiskey Business," but surprise!
Buna "Viski İşi" diyorum, ama sürpriz!
These guys were taken by surprise.
Gafil avlanmışlar.
Take'em by surprise?
- Gafil mi avlayacağız?
- Surprise!
- Sürpriz!