Such a shame translate Turkish
491 parallel translation
My dear, it's such a shame about Linda.
Linda'ya çok üzüldüm canım.
It is such a shame you can't go into the square.
Parka girememeniz utanç verici.
Such a shame.
Çok yazık.
I don't want to build your hopes up, Helen but it seems such a shame to give up so easily.
Seni umutlandırmak istemiyorum Helen ama bu kadar kolay pes etmek yazık olur.
Such a shame, isn't it?
Ne yazık, değil mi?
It's such a shame to always have to leave each other.
Hep ayrılmak zorunda kalmamız yazık.
Such a shame!
Yazık oldu!
It seems such a shame.
Çok yazık olmuş görünüyor.
It's such a shame to leave that gold.
Geride bıraktığımız altınlara ne yazık!
such a shame!
Ne ayıp ya!
Giulio, it's such a shame to see everything's crumbling here.
Burayı böyle yıkık dökük görmek yüreğimi sızlatıyor.
It's such a shame Captain Polk was a damn Yankee.
yüzbaşı Polk'un kahrolası bir yanki olması çok yazık.
Such a shame, so beautiful outside and yet so horrible inside.
Yazık, böyle bir güzellik dışarıda ve böyle bir acuze içeride.
It's such a shame.
Bu çok utanç verici.
But you know, Ichi, it's really such a shame about Master Hikonoichi.
Fakat biliyorsun İchi..... Usta Hikonoichi'ye olanlar çok utanç verici.
It's such a shame.
Bu utanç verici.
Such a shame, Mrs. Liskova.
Ne kadar ayıp, bayan Liskova.
Such a shame to render spirited horseflesh into soap.
At etinin sabuna dönüşmesi çok üzücü.
But it does seem such a shame to hear poor Rudy this way.
Zavallı Rudy'i bu şekilde duymak ne acı...
It's such a shame -
Ne yazık ki...
Such a shame.
Ne kadar utanç verici.
It's such a shame.
Büyük bir acı.
- It's such a shame.
- Ne utanç verici!
Such a shame about those grapes.
Üzümlere çok yazık olmuş!
It's such a shame we didn't meet back when, Anton.
Böyle bir utanca karşılık veremedik, Anton!
It was such a shame.
Ne kadar yazık.
It's such a shame you're out here in the middle of nowhere.
Burada olman çok utanç verici.
Such a shame.
- Çok yazık.
- I said it's such a shame!
- Çok yazık, dedim!
Such a shame!
Yazıklar olsun!
That's what I thought... such a pretty girl with great personality it would be a shame not to keep
Ben de düşünüyordum... Ne güzel bir kız dedim, hem de kişilik sahibi. Daha buralarda bir şey göremeden göndermek yazık olur.
Yes, shame on you for saying such a thing.
Evet böyle bir şey söylediğin için kendinden utanmalısın.
It seems a shame... to waste such a beautiful sister upon a brother that doesn't appreciate her.
Böyle güzel bir kız kardeşi abisinin ellerinde harcamak büyük bir kayıp.
It seems a shame to go indoors on such a beautiful day.
Böyle güzel bir günde evde kalmak utanç verici.
Shame! Such a nice hat.
Böyle güzel bir şapkaya yazık olur.
It seems a shame to keep such a beautiful work of art hidden away... where no one can appreciate it.
Böyle muazzam bir sanat eserini kimsenin takdir edemeyeceği şekilde saklayarak çok yazık ediyorsun.
But it's a shame to go in on such a night.
Ama böyle bir gecede içeri girmek çok yazık.
It's a shame to spoil such a nice talk with business.
Böylesine güzelbir iş görüşmesini berbat etmek utanılacak bir şey.
In France such a man would be the shame of the nation.
Fransa'da olsa böyle bir adam ülkenin yüz karası olurdu.
Father, it's a shame to turn down such kindness.
Baba, böyle bir cömertliği geri çevirmen ayıp olur.
It's a shame to be cooped up all day on such a nice day.
Böyle güzel bir günde tüm gün bir yere tıkılıp kalmak çok kötü.
It's a shame to stick your nose into such business.
İnsanın böyle bir işe burnunu sokması utanç verici.
- Such a shame.
Ne utanç.
Though it's such a crying shame
# Sorun benim göbek adım çok utandırıcı olsa da
Shame to end so glorious a career in such a manner.
Bu kadar parlak bir kariyerin bu şekilde son bulması yazık doğrusu.
A shame with such a nice man. - I'm going to make dinner.
- Yemek hazırlayacağım.
- But it would be a shame to lose such a beautiful flower.
Böyle güzel bir çiçeği kaybetmek utanç verici olur.
Shame you should think him such a man when he thinks so highly of you!
O senin hakkında iyi şeyler düşünürken, onu böyle biri sanman çok ayıp!
It's a shame he's such an idle brute.
Onun öyle aylak bir serseri olması utanç verici.
It is truly a shame that such a great man had to be the disciple of such a lowly rural warlord.
Bağlı olduğu yörenin savaş efendisi olan öylesine muhteşem bir adam için, gerçek bir utanç kaynağıdır.
It'd be a shame to spoil such a promising young film-maker
Bu kadar genç bir yapımcıyı bozmak istemem ama..
such a gentleman 23
such a waste 37
such a pleasure 18
such a pity 30
such as it is 39
such a good boy 21
such as 496
such a 33
such as what 21
such as yourself 24
such a waste 37
such a pleasure 18
such a pity 30
such as it is 39
such a good boy 21
such as 496
such a 33
such as what 21
such as yourself 24
such a tragedy 30
a shame 59
shame 645
shameless 44
shame on me 50
shame on you 607
shameful 48
such is life 30
a shame 59
shame 645
shameless 44
shame on me 50
shame on you 607
shameful 48
such is life 30