Ten minutes ago translate Turkish
585 parallel translation
I only had it ten minutes ago.
On dakika önce aklıma geldi.
It left ten minutes ago.
Araba on dakika önce ayrıldı.
I finished talking about hospitals ten minutes ago!
Hastaneyle ilgili konuşmamı on dakika önce bitirdim!
Ten minutes ago she wasn't born... and tomorrow we'll be used to her.
On dakika önce doğmamıştı... oysa yarın O'na alışmış olacağız.
Ernest proposed to me exactly ten minutes ago.
Ernest bana on dakika önce evlenme teklif etti.
Ten minutes ago, it was all brown and pink.
On dakika önce kahverengi ile pembeydi.
Did you not tell me ten minutes ago that you wanted to hand in your notice?
Daha on dakika önce bana istifa etmek istediğini söylemedin mi?
- Ten minutes ago.
- 10 dakika önceydi.
- We just got here ten minutes ago, Ma.
- On dakika önce geldik anne.
Five-ton truck with brown canvas cover. Left the Mardi Gras Club ten minutes ago.
Kahverengi brandalı 5 tonluk kamyon Mardi Gras Club'ten on dakika önce ayrıldı.
The Baron of Roses picked up his load at the Mardi Gras Club ten minutes ago.
Gül Baron on dakika önce Mardi Gras Club'ten yükünü almış.
I was dead beat ten minutes ago.
Ben 10 dakika önce yorulmaya başlamıştım.
That order came from the general's office not ten minutes ago.
Bu emir on dakika önce Generalin bürosundan geldi.
I saw that shoe box ten minutes ago.
Ben bu kutuyu on dakika önce gördüm!
Ten minutes ago, if Your Majesty pleases. Come in.
On dakika önce geldi, Majesteleri.
Ten minutes ago... he looked at his watch and left.
10 dakika önce, saatine baktı ve gitti.
Ten minutes ago?
10 dakika önce mi?
- I heard something ten minutes ago.
- 10 dakika önce bir ses duydum.
Dave Grafton was here ten minutes ago.
Dave Grafton on dakika önce buradaydı.
He left about ten minutes ago.
On dakika önce çıktı.
Yeah! About ten minutes ago.
Evet. 10 dakika filan oldu.
About ten minutes ago.
On dakika önce.
If you'd come ten minutes ago, you'd have seen him.
Eğer 10 dakika önce gelmiş olsaydınız onu görmüş olurdunuz.
Ten minutes ago I had a job.
10 dakika önce bir işim vardı.
I just saw one on my way home not ten minutes ago.
Daha on dakika önce eve gelirken yolumun üstünde bir tane gördüm.
Ten minutes ago, I saw only death.
On dakika önce ölümden bahsediyordum.
Ten minutes ago we were stranded in the cold miles away from anywhere.
On dakika önce ormanda soğukta kalakalmıştık.
- Ten minutes ago.
- 10 dakika önce.
Ten minutes ago.
- 10 dakika önce.
We now repeat our earlier bulletin of the devastating earthquake which struck San Francisco just ten minutes ago.
10 dakika önce San Fransisco'yu vuran yıkıcı depremle ilgili önceki haberlerimizi tekrarlıyoruz.
Well, he should've been there ten minutes ago, sir.
- Orada olmalıydı. - Kirk tamam.
Ten minutes ago, on our Führer's orders, our troops began their historic mission.
Bir kaç dakika önce, Führer'in emirleri gereği, ordumuz tarihi görevine başladı.
- You asked me that ten minutes ago.
- Bunu on dakika önce de sormuştun.
I saw them in class myself scarcely ten minutes ago.
Daha on dakika önce onları sınıflarında gördüm.
Tell the man I want these lights ten minutes ago.
Hemen istiyorum.
- Ten minutes ago.
- On dakika önce.
Only ten minutes ago he was trying to save my soul.
On dakika önce Günah çıkartıyordu.
Left Frankfurt ten minutes ago.
10 Dakika önce Frankfurt'tan ayrıldı.
Ten minutes ago, but you haven't missed anything
On dakika önce. Ama henüz hiçbir şey kaçırmadın.
Ten minutes ago. He said I deserved a vacation and I'd like it in Virginia.
10 dakika önce arayıp, Virginia'da bir tatili hak ettiğimi söyledi.
I have this telegram, delivered ten minutes ago.
Elime bir telgraf geçti, on dakika önce çekilmiş.
Yeah, they arrived about ten minutes ago.
Evet, 10 dakika önce geldiler.
Yes, ten minutes ago.
Evet, on dakika önce.
There was a transmission ten minutes ago.
10 dakika önce bir ileti geldi.
Ten minutes ago, I was in Vermont at a wishing well.
On dakika önce, Vermont'ta hayal kuruyordum.
But you know what? About ten minutes ago our friendship ended.
Ama biliyor musun, 10 dakika önce arkadaşlığımız sona erdi.
Supposed to be in here ten minutes ago... instead of wherever you were.
On dakika önce dönmüş olman gerekiyordu, artık nereden geliyorsan.
Ten minutes ago, it was my chair.
On dakika önce benim koltuğumdu.
Less than ten minutes ago those bills were stolen from a coat in the cloakroom.
On dakikadan az bir süre önce, bu banknotlar vestiyerdeki bir ceketten çalındı.
- Ten or twenty minutes ago.
- 10 ya da 20 dk önce.
Well, about ten minutes ago,
Yaklaşık on dakika önce Bayan Mallow'un yatak odasının önünden geçiyordum.
ten minutes 492
ten minutes later 29
minutes ago 1231
agony 24
agos 130
agostino 34
agol 18
ten months 30
ten miles 19
ten million 32
ten minutes later 29
minutes ago 1231
agony 24
agos 130
agostino 34
agol 18
ten months 30
ten miles 19
ten million 32