That is not fair translate Turkish
323 parallel translation
But that is not fair.
Haksızlık bu.
- That is not fair.
- Hiç de bile.
That is not fair.
Bu haksızlık.
- Arnie, that is not fair.
- Arnie, bu haksızlık.
- That is not fair!
- Bu haksızlık!
That is not fair.
Bu hiç adil değil.
That is not fair, Nora.
Bu hiç adil değil Nora.
Oh, look, that is not fair, because you're on the potion. You can't talk.
Bak bu adil degil çünkü sen iksirlisin, konusamiyorsun.
That is not fair, is not.
Yanlışsa yanlıştır.
Oh. That is not fair.
Oh, bu hiçte doğru değil.
- That is not fair.
- Haksizlik ediyorsun.
That is not fair. In spite of all you say, Mem is not accepting passing of husband.
Söylediklerine rağmen, hanım kocasının gidişini kabullenemiyor.
And that is not fair.
Ve bu haksızlık.
That is not fair.
Bu haksızlık!
That is not fair!
Haksızlık bu!
First of all... that is not fair to Ruby, and secondly... then what are you saying?
Birincisi Ruby'ye haksızlık olur ve ikincisi ne demek istiyorsun?
THAT IS NOT FAIR, DANIEL.
Bu adil değil, Daniel.
Objection, Your Honor! That is not fair!
Burada.
- As of this moment we don't. - That is not fair!
Şu andan itibaren dost değiliz.
Dammit Chiana, that is not fair!
Lanet Chiana, bu adil değil!
That is not fair.
Bu adil değil.
That is not fair. Bill is...
Söylediğiniz hiç adil değil.
It is fair that you have fun since you do not lose your head.
Bayan elbette zevk aldığı şeyleri yapacak.
That can't be, it's not fair.
Olur mu öyle şey, bu nasıl iş!
I suggest that 8 million dollars is a fair price to pay - - To keep the desert from our streets, and not on top of them.
Bence 8.5 milyon dolar çölü sehrimizden uzak tutmak için uygun bir fiyatdr.
Now, that's not really fair, is it?
Hayır, bu hiç de adil değil, değil mi?
Maria, is it not fair to say that dirt is feminine?
Maria, çamurun feminin olduğunu söylemek haksızlık mı?
If that be fair whereon my false eyes dote... what means the world to say it is not so?
Gözlerin doğru gördüğüne yanlış anlam verip duruyor? Şu yalancı gözlerimin taptığı kişi güzelse eğer, Durmadan, "Hayır, değil," diyen alemin sözlerine ne demeli?
It is not fair that everybody knows that his son will be murdered and it is the last to know.
O? lunu öldüreceklerini herkesin bilmesi, bir tek onun haberinin olmamasy haksyzlyk. "
- That's not exactly fair, is it?
- Bu pek adil sayılmaz değil mi?
That is not exactly fair.
Pek adil değil.
Doesn't seem fair us not knowing who he is now that he knows who we are.
biz onu bilmeden o bizim kim oldugumuzu biliyor şimdi
- It is not fair to say that, sweetheart.
- Çok yanlış düşünüyorsun hayatım.
Tell Abdullah that it is not principally fair that we work hard and he makes money.
Abdullah'a bunun adil olmadığını, bizim çalışıp onun para kazandığını söyle dedi.
It's not really fair that I should win all the time, is it?
Her seferinde benim kazanmam hiç adil değil, değil mi?
That is really not fair.
Hiç adil değil.
Well, that's not very fair, is it?
Bu pek de adil değil, öyle değil mi?
And I know that sometimes what is right and fair is not clear-cut.
Bazı durumlarda adalet ile tarafsızlık kesin çizgilerle ayrılamayabilir.
It's not fair, but that's the way it is.
Haksızlık, ama durum bu.
And that's not fair to you. What is it?
Sana haksızlık oluyor.
Is that fair? I guess I'm just not comfortable with the whole idea of "investing."
- Bu yatırım fikri hakkında iyi hissetmiyorum sanırım.
That will salute the President. This is not a fair demand.
Başkanlığı selamlayacağı için bu çok önemli.
Dad is ill, Altan, he's not well You never call him, is that fair?
Babam kötü Altan, babam iyi değil. Ne arayıp ne soruyorsun, ne biçim adamsın ya?
No, what's not fair is that I never got to go to camp with you guys.
Hayır, asıl haksızlık olan benim sizlerle hiç kamp yapamamış olmam.
THAT IS SO NOT FAIR.
Bu hiç adil değil.
And this poor fellow is half blind! It's not fair that he should pay full price.
Zavallı dostumuz da yarı kör sayılır.
I've already had five of them, but the Devil says I've had six, but I'm not counting the Big Mac and Coke and she is and I don't think that's fair.
Beş tanesini kullandım, fakat Şeytan altı diyor, fakat ben Big Mac ve kolayı saymıyorum ve o sayıyor ve ben bunun adil olduğunu sanmıyorum.
It is not fair of you to speak like that.
Böyle konuşman senin için hiç de hoş değil.
Is that not a fair trade off?
Bu adil bir pazarlık değil mi?
That is really not fair that you have to fire him ¡ ¦
Onu kovman hiç adil değil.
That's not really fair, is it?
Ama bu hiç de adil değil.
that is 2872
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is so sweet 227
that is weird 91
that is all 319
that is not true 434
that is good 189
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is so sweet 227
that is weird 91
that is all 319
that is not true 434
that is good 189