English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / That is so cool

That is so cool translate Turkish

384 parallel translation
That is so cool.
Bu harika.
That is so cool about you and Jane.
Jane ile aranızın iyi olması çok iyi.
It was like, he speaks French! That is so cool.
Evet, o fransızca konuşuyor gibiydi.
That is so cool!
Bu çok hoş.
That is so cool.
- Bu gerçekten çok hoş.
- That is so cool!
- Aman Tanrım. Bu harika.
That is so cool.
Bu acaip havalı bir şey.
That is so cool.
Tek kelimeyle süper.
That is so cool.
Harika olurdu.
That is so cool!
Muhteşem!
That is so cool.
Bu çok süper.
Oh! That is so cool!
Bu çok manyak!
That is so cool!
Bu harika!
- That is so cool!
- Bu çok harika!
That is so cool.
Bu çok güzel.
That is so cool.
Bu çok havalı.
That is so cool, man.
Bu çok iyi oğlum.
That is so cool.
Çok havalı
That is so cool!
Bu çok şahane!
That is so cool.
Bu süper.
- That is so cool how you can just unleash all that onto someone you barely even know.
İçinde olanları daha yeni tanımaya başladığın birine anlatabilmek ne harika.
That is so cool.
Bu harika. Tamam.
That is so cool.
Bu çok hoş.
- Man, that is so cool.
- Adamım, bu harika.
That is so cool.
İşte bu çok güzel.
That is so cool. [CHUCKLING] - Hi, guys.
Aman ne havalı.
That is so cool!
Bu çok süper!
- That is so cool!
- Bu çok havalı!
Dude, that is so cool!
Ahbap, bu çok güzel!
That is so cool!
Çok hoş.
That is so cool.
Bu harika bir haber.
Oh, that is so cool.
Bu çok harika bir şeymiş.
That is so cool.
Bu çok matrak.
At the last stage, the sword is prepared by being covered with clay to different thicknesses, so that when it's heated and plunged into the water, it will cool at different rates.
Son aşamada kille kaplanarak farklı kalınlıklara getirilir,... böylece ısıtılıp suya batırıldığında farklı derecelerde soğur.
That guy is so cool!
- Emindim zaten. - Çok sevimliler.
It is, like, so cool to be part of a parade that promotes world peace. BULK : Ahhh!
Dünya barışını teşvik için geçidin parçası olması gerçekten çok hoş.
And what's so cool is that this whole evening... all our time together, shouldn't officially be happening.
Ve asıl harika olan bütün bu gecenin.. .. beraber geçirdiğimiz zamanın resmi olarak olmadığı.
That water is so cool.
Su da pek soğukmuş.
Take that. - This is so cool.
- Kahve makinasını da alın!
So I realized that being with my family is more important... than being cool.
Böylece ben de ailemin havalı biri olmamdan daha önemli olduğunu anladım.
That is, like, so cool. That's like Popeye.
Çok hoş, Temel Reis'inki gibi.
- Is that the Byrds? - They're so cool.
Sorumlu benim, ve ben de çıkıyorum.
Oh, this is so much more cool than hanging out in that lab.
Beyin, bak.
- Heather, that is so not cool, man.
Heather, bu pek iyi değil dostum.
- That is so not cool.
- Hiç de iyi değil!
I'm totally cool. I'm so ready. The main thing that you must remember is always smile!
- Asıl hatırlaman gereken her zaman gülümsemek!
Okay, so the valet guy said that this cool ride is mine, can you believe it?
Vale bana bu süper arabanın benim olduğunu söyledi, inanabiliyor musun?
That is so totally cool.
Bu gerçekten ama gerçekten çok süper.
Oh, that is so cool.
Harika.
See Dopex? So crappy that it is cool again. That is true style.
o kadar kötü ki yine cool oluyor.
That would be so cool! My name is Reese.
Bu harika olurdu.Benim adım Reese.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]