They are translate Turkish
101,354 parallel translation
We have reason to suspect foul play in both instances and we have reason to believe that they are connected.
Her iki davanın birbiriyle bağlantılı cinayet olduğundan şüpheleniyoruz.
Whatever were the provisions of the will, they are suspended.
Söylediğiniz vasiyet,.... şuandan itibaren geçersizdir.
They are learning to use their powers for good... and to embrace their identities without fear.
Güçlerini iyilik için kullanmayı ve kimliklerini korkusuzca kabullenmeyi öğreniyorlar.
In the Kalahari Desert, the unsuspecting meerkat clan is unaware they are prey to the desert's most savage predators.
Kalahari Çölü'nde her şeyden habersiz mirket sürüsü, çölün en vahşi yırtıcılarına av olacaklarının farkında değil.
They're meerkats and they are so cute!
Onlar mirket, çok da şirinler!
- Do you know who they are?
- Kim o çocuklar?
Ugh, they are not known for their bravery, man.
Cesaretleriyle bilinmiyorlar tabii.
It's the current that moves through an audience when some truth about who you are, about who they are, is revealed.
Seyirciler arasında gezinen senin veonların hakkındaki bazı gerçeklerin bir akımıdır.
How are they? They're driving me crazy is how they are.
- Beni deli edip duruyorlar işte.
They're expecting the new garden of Eden, what they are not expecting is to be the fertiliser.
Bunlar, Eden Yeni bir bahçe bekliyorsanız ne bekliyoruz değil gübre olmaktır.
They're not in the wall, they are the wall... they're all the walls.
Bunlar duvarda, onlar bütün duvarlar kaldı... duvar vardır değiliz.
They are self-aware. They're...
Bunlar kendiliğinden farkındadırlar.
They are, as of now, the indigenous life form.
Bunlar, bugün itibariyle Yerli yaşam biçimidir.
There they are!
Oradalar işte!
Whatever they are, they're clever.
Her neyseler, gayet akıllılar.
If you are referring to the National Socialist Party, they are not in power.
Nasyonel Sosyalist Parti'den bahsediyorsanız onlar iktidarda değil.
Those people are just... you know, they're envious of me.
Bu insanlar sadece... .. ... bilirsin, beni kıskanıyorlar.
Where are they?
- Neredeler?
The big question here, are the feds doing all they can do?
En önemli soru şu, federaller ellerinden geleni yapıyor mu?
When are they gonna release my husband's things?
Kocamın varlığı ne zaman, serbest kalacak?
Are they the lawyers come to read the will?
Bunlar kararları okumaya gelen avukatlar mı?
Just tell us who "they" are.
Bize sadece onların kim olduğunu söyle.
Whatever those thieving acolytes are up to, they function independently of the Hollow.
Bu hırsız yardımcıları neyin peşindeyse Hollow'dan bağımsız çalışıyorlar.
But these are uncommon times, are they not?
Ama sıradışı zamanlardayız, değil mi?
- Oh. - Meerkats are social by nature... burrowing deep into large underground networks, where they create colonies with up to 30 meerkats in a colony.
Mirketler doğaları gereği sosyal hayvanlardır, derinlerde büyük yer altı tünelleri kazarak her birinde mirket sayısı 30'a kadar çıkan koloniler oluştururlar.
How are we supposed to get our demands met, and justice for P, if they think we a bunch of animals?
Hayvan olduğumuzu düşünürlerse taleplerimizi ve P için adaleti nasıl sağlarız?
Are they, T?
Değil mi T?
They're gonna come asking you for a little bit of yours and what are you gonna tell that person? Hmm?
Sizin payınıza düşen paradan istediğinde ona ne diyeceksiniz?
I look for people that are passionate about what they do, and for some reason, they haven't found success.
Yaptıkları işe dört elle sarılan ama nedendir bilinmez, yine de başarılı olamamış insanlara.
Comedians are coming home from Canada,'cause they're pussies, right?
Komedyenler Kanada'dan dönüyorlar demek, çünkü onlar korkaktır, değil mi?
Running away from your problems, because they're never really out there, are they?
Sorunlarından kaçıyor olman. Çünkü aslında hiç dışarıda değillerdi değil mi?
They don't know their lives are over, that they're already dead.
Bu insanlar hayatlarının bittiğini bilmiyorlar. Çoktan öldüklerini bilmiyorlar.
Are they savage as reported?
Dedikleri kadar vahşiler mi?
- What are they?
- Neymiş onlar?
What are they?
Onlar neler?
Or are we going to leave before they arrive?
Ya da önce geldikleri bırakacaksın?
Question : we've been here for ages, why are they attacking us now?
Soru : Biz yaş için burada oldum, neden şimdi bize saldırıyorsun?
Are they coming after us?
peşimizden geliyorlar?
All traps are beautiful, that's how they work.
Tüm tuzaklar olduğunu nasıl çalıştıklarını var, güzel.
Those are the shepherds, aren't they?
Bu çobanlar bunlar, değil mi?
But the Vardy are smart, they learn, they try to be good servants, so they expand the definition of happiness until...
Ama Vardy, akıllı öğrenirler, onlar iyi görevlileri olmaya çalışıyorum, bu yüzden kadar mutluluk tanımını genişletmek...
The Vardy are identifying as under attack, which means they identify as a species.
Vardy onlar tanımlamak anlamına gelir saldırı altında olduğu tespit ediyorlar Bir tür olarak.
They no longer have the faintest idea who you are and, in fact, they're wondering what you're doing in their very nice city.
Artık sen en ufak bir fikrim yok ve aslında, onlar merak ediyorsanız ne onların çok güzel bir şehirde yapıyoruz.
There are kids living rough near here, they may well be next on the menu.
Bu civardaki sokak çocukları belki de sırada onlar vardır.
- What are they dredging for?
- Ne yapıyorlar ki burada?
- Are they ever followed?
- Takip edilmiş olabilirler mi?
What are they?
Ne bunlar?
What are they doing?
Ne yapıyor bunlar?
What are they made of?
Neyden yapılmışlar?
Yeah, so what opportunities are they scared to pursue?
Ayaklarına gelen hangi fırsatları değerlendirmeye korkup tepiyorlar?
And when are they gonna do it?
Peki bunu ne zaman yapacaklar?