To bed translate Turkish
21,744 parallel translation
Really? 8 : 00? I get to go to bed?
Gerçekten 8'de yatıyor muyum?
We must get her to bed. Come.
Seni yatağa yatıralım, hadi.
You got to go back to bed, sweetie.
Yatağına dön hayatım.
So, let's put this shit to bed.
O yüzden şu sorunu kaldıralım ortadan.
It must be just about the time to tuck little Morgan into bed?
Tam da küçük Morgan'ı yatağa sokma vaktidir, değil mi?
- I don't wanna wake you or upset you, but you need to go back to bed, okay?
Senin uyanmanı veya altüst olmanı istemiyorum. Bunun için tekrar yatağa dönmen gerekiyor. Tamam mı?
Do you need to go to bed?
Yatağa gitmek ister misin?
The last thing I remember is going to bed.
Hatırladığım en son şey, yatağa gitmekti.
And then we went to bed.
Sonra yatmaya gittik.
And just before I went to bed, I looked out my window and I heard him crying.
Tam yatağa girecekken penceremden baktım ve ağladığını duydum.
Why don't you go on up to bed?
Git uyu hadi sen.
I should go to bed.
Uyumam gerekiyor.
Because we went to bed together?
Çünkü birlikte yattığımız için mi?
Then I sit, I sew, I'm fed again, I'm dressed and put back to bed.
Oturup dikiş diktim ve yine doyurdular, yine giydirdiler ve yatağa soktular.
Now this time really go to bed.
Şimdi gerçekten uyuyun bakalım.
Are you... coming to bed?
Yatağa gelecek misin?
Now come to bed.
Şimdi yatağa gel.
Would you help me to bed?
Beni yatağa yatırır mısın?
Hey, I went to bed at home and I woke up out in the woods.
Evdeki yatağıma gittim. Bir mil kadar ötede ormanın içinde uyandım.
We just went to bed like any other normal night.
Her gece olduğu gibi uyumaya gidiyorduk.
Well, maybe we should have went to bed earlier.
Belki de daha erken yatmalıydık.
- To bed.
- Yatağa.
You went to bed with him while you were engaged.
Nişanlıyken onunla sevişmiştin.
I just wanted to get him before he went to bed.
Yatmadan arayayım dedim.
The nanny put Joey to bed at 9 : 00.
Dadı Joey'i 9'da yatağa koyuyor.
Azgeda cut off Costia's head and delivered it to my bed, and still I let them into my alliance.
Buz Halkı Costia'nın kellesini alıp yatağıma gönderdi yine de onları ittifakımdan ayırmadım.
Help me get her to the bed.
Yatağa götürmeme yardım et.
I give you, Kristin Sverresdatter, to Earl Gisle, to honor as his wife, in shared bed and home.
Babanız Kral Sverre'in yokluğunda, Earl Gisle'ye, şerefli eşi olarak ve yatağıyla, evini paylaşmak üzere veriyorum.
Can we just... Can we move to the bed?
Yatağa geçebilir miyiz?
- Uh, sure. Let's go to the bed.
- Tabii yatağa geçelim.
You think tying me to a bed's not gonna freak me out?
Sence yatağa bağlanmak paniğe neden olmaz mı?
Well, you don't have to worry about me, because I stayed in the same bed with my ex-wife for... four years and I don't think we touched toes once.
Benden çekinmene gerek yok çünkü eski eşimle aynı yatakta dört sene yattım ve ayaklarımız bile birbirine değmedi.
After all, you cannot force me to share your bed.
Nihayetinde, beni yatağını paylaşmaya zorlayamazsın.
Tie her to the bed.
Yatağa bağlayın.
So that's when I tied her to the bed.
O zaman onu yatağa bağladım.
Tied to the bed?
Yatağa bağlı halde?
You know, all those people like your wife, just left and tied to the bed.
Karın gibi olan bütün insanlar, terk edilmiş ve yatağa bağlanmış.
I mean, to be honest, I really prefer the really boring, sweet, burnt pancakes in bed, you know what I mean?
Dürüst olmak gerekirse, yataktaki sıkıcı, tatlı, o yanık pankekleri tercih ederim.
I can go in my bed, with posterity gathered solemn round. Or I can go standing toe-to-toe with you.
Ya aile üyelerim yanımdayken yatağa rahat giderim ya da seninle çarpışırım.
I always found it easier to make a bed with two.
İki kişi yatak yapmak bana hep daha kolay gelmiştir.
They just wanna make sure there's someone to help me get me settled in the bed after.
Sadece sonrasında birinin beni yatağıma yatırmasını istiyorlar.
Stewie kind of took over our bed, so I'm looking for a place to sleep.
Stewie yatağımızı kaptı sayılır, ben de uyuyacak bir yer arıyorum.
I'm supposed to be in bed.
Yatakta olmam gerekiyor.
He used to drive the bed for Michael Jackson's monkey.
Eskiden Michael Jackson'ın maymunun yatağını sürüyormuş.
I was just trying to get you in bed.
- Seni yatağa atmaya çalışıyordum.
Yeah, why weren't there no footsteps from the tub to the bed?
Neden küvetten yatağa hiç ayak izi yok?
You have to stay in bed.
- Yatakta kalmalısınız.
I had to handcuff Monica to the bed when she was pregnant with Carl.
Monica'yı Carl'a hamileyken yatağa kelepçelemek zorunda kalmıştım.
It doesn't change who I love or who I take to my bed.
Sevdiğim, yatağıma aldığım kişiyi değiştirmeyecek.
A body to warm my bed with.
Yatağımı ısıtan bir bedensin sadece.
I could tell she didn't want to ask, but if Mal's on bed rest, she's gonna need me.
İsteyip istemediğini sormadım ama Mal yatak istirahatinde olduğuna göre bana ihtiyacı olacaktır.
bedroom 160
beds 45
bedtime 108
bedford 17
bedroom apartment 38
bedbugs 21
bedrooms 25
bedroom's clear 17
to be continued 170
to be on the safe side 18
beds 45
bedtime 108
bedford 17
bedroom apartment 38
bedbugs 21
bedrooms 25
bedroom's clear 17
to be continued 170
to be on the safe side 18
to be honest 1950
to better days 18
to be loved 19
to be more precise 22
to be blunt 18
to be or not to be 51
to be quite honest 33
to be happy 39
to be with you 30
to be honest with you 224
to better days 18
to be loved 19
to be more precise 22
to be blunt 18
to be or not to be 51
to be quite honest 33
to be happy 39
to be with you 30
to be honest with you 224
to be fair 354
to begin with 126
to be free 36
to be completely honest 27
to begin 33
to be frank 90
to be perfectly honest 76
to be clear 133
to be specific 31
to be 126
to begin with 126
to be free 36
to be completely honest 27
to begin 33
to be frank 90
to be perfectly honest 76
to be clear 133
to be specific 31
to be 126
to be precise 156
to be sure 151
to be alone 26
to be safe 60
to be married 16
to be exact 289
to be truthful 21
to be sure 151
to be alone 26
to be safe 60
to be married 16
to be exact 289
to be truthful 21