English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Transforming

Transforming translate Turkish

302 parallel translation
And if the red giant does not have enough mass to fuse carbon, an inert mass of carbon and oxygen builds up in the center, transforming into a dense white dwarf.
Ve kırmızı devin karbonu eritecek kadar kütlesi yoksa karbonun etkisiz kütlesi ve oksijen ortada yoğun beyaz ışıklı cüce yıldıza dönüşür.
MANNING : Rutherford realised that radioactivity was slowly transforming the Earth's crust.
Rutherford, radyoaktivitenin Dünya'nın kabuğunu yavaşça değiştirdiğini farketti.
One of them opens his umbrella to compare its size with the mushroom, but the umbrella suddenly takes root and transforming itself into a mushroom starts growing attaining gigantic proportions.
İçlerinden birisi, şemsiyesiyle mantarın boyutunu karşılaştırır. Fakat şemsiye birden kök salar, yavaş yavaş devasa boyutlu bir mantara dönüşür.
She is transforming herself into Katia by draining her life's blood.
Katia'nın kanını akıtarak kendini ona dönüştürüyor.
As for this idiotic spectacle of the filtered and fragmented past, full of sound and fury, it is not a question now of transforming... or "adapting" it into... another neatly ordered spectacle... that would play the game of neatly ordered comprehension... and participation.
Geçmişin, süzülmüş ve parçalanmış, ses ve öfke dolu... aptalca gösterisine gelince ; onu, özenle düzenlenmiş başka bir gösteriye, özenle düzenlenmiş bir anlayış ve katılım oyununu... oynayacak bir gösteriye dönüştürmek veya "uyarlamak"... değildir mesele.
Yesterday's casualties, and others before them, are victims of the shameful private speculation transforming the face of our city more and more as it finds allies among the very men sitting in this room!
Dün ölenler ve ondan öncekiler, .. şehrimizin çehresini değiştiren bir özel spekülasyonun kurbanlarıdır. Öyle bir spekülasyon ki, bu odada oturmakta olan insanlar arasında
Transforming him into that filthy beast.
Onu vahşi bir canavara çeviriyor.
I need the body of a woman who recently died violently. If I succeed in transforming her into a living-dead woman... who or what could stand in my way?
Eğer kadını yaşayan ölüye çevirmeyi başarırsam kim ya da ne yoluma çıkabilir?
Only my imagination is expanding, transforming.
Yalnızca hayal gücüm genişliyor, şekil değiştiriyor.
I spent all night transforming a worm into a nobleman.
Bütün gece kafamda tilkiler dolaştı seni Asilzade yapmak için.
The first snows soon they had melted, transforming the roads in authentic quagmires.
Karların erimesiyle birlikte yollar bataklığa dönmüştü.
The great fact of O'Connor it was to use captured vehicles e water and fuel also captured. Thus it obtained to draw out this battle of four days, transforming it into an offensive one of some weeks. It obtained to arrive until Bengasi e until El Agheila.
O'Connor'un en büyük başarısı ele geçirdiği araç-gereç, su ve yakıtla bu dört günlük savaşı sürdürmesinin yanında saldırı pozisyonuna geçerek ilerlemesi böylelikle Bingazi'yi ve daha sonra El Ageyla'yı ele geçirmesidir.
That fire has always been regarded, not as the destroying element, but as the transforming element.
Bu ateş yıkıcı bir element olarak değil,... dönüştürme gücü olan yapıcı bir element olarak görülmüştür.
We withdraw of a building for another one, transforming them into ortalezas.
"Binaları tek tek işgal ederek, onları birer kalelere dönüştürerek geri çekildik."
Przybyszewski tells Munch that he believes sex to be life's basic substance and the inner essence of individuality the ever-creating, the transforming and the destructive,
Przybyszewski, Munch'a cinselliğin, yaşamın temel özü ve kişiliğin içsel cevheri daimi yaratıcı, dönüştürücü ve yıkıcı olduğuna inandığını söylüyor.
Transforming this antique nightclub into a Spa of the ancient Rome?
Bu antik gece kulübünü bir eski Roma kaplıcasına çevirmeye mi çalışıyorsun?
They knew the secret of transforming matter.
Maddeyi dönüştürmenin sırrını biliyorlarmış.
He felt that he could in some way become a guinea pig, that he could help in discovering what was causing the horrors that were destroying our island, transforming it into a wasteland of terror.
Birşekilde kobay olarak kullanılabileceğini düşünüp, böylece adamızda bu korkuya neyin neden çevirmeye çalıştığını bulmayı düşündü.
The aliens have unleashed laser barrages... which are rapidly turning cities into smoldering heaps of concrete... and glass turning communities into furnaces... transforming streets into flowing rivers.
Uzaylılar şehirleri... dumanı tüten beton ve cam yığınlarına, mahalleleri fırına... caddeleri akan lav nehirlerine çeviren lazerler kullandılar.
It's like I'm transforming inside.
Sanki içten içe dönüşüyormuşum gibi.
A monster planet that devours everything in its path... and it's heading for the smal planet Cybertron where a unique race of transforming robots continue fighting a civil war... a war between good and evil that has raged for millions of years.
Yoluna çıkan her şeyi yok eden canavar bir gezegen. Şimdi de, şekil değiştiren özel bir robot ırkının savaş halinde olduğu küçük bir gezegen olan Cybertron'a doğru ilerliyor. İyiyle kötü arasındaki bu savaş, milyonlarca yıldır sürmektedir.
... projection, inversion, compression and elaboration are devices for transforming
... yansıtma, ters çevirme, bastırma ve detaylandırma espriyi dönüştürürken
When we need water, we invoke the god of the skies and the god of earth. Their forces swirl up to the sky, transforming into gathering clouds.
Suya ihtiyacımız olduğunda gök tanrısı ile yer tanrısına sesleniyoruz.
Don't worry, Marty. Assuming we succeed in our mission, this alternate 1985 will be changed back into the real 1985, instantaneously transforming around Jennifer and Einie.
Görevimizde başarılı olursak bu farklı 1985 gerçek 1985'e dönüşecek ve Jennifer ile Einie'yi de olması gereken hale getirecek.
Transforming.
Dönüşen.
Besides, it wouldn't do any good. His entire cell structure is transforming.
Hücre yapısı değişiyor.
Where in the blueprints does it mention a transforming bed?
Plânların neresinde, dönüşüm geçiren bir yataktan bahsediliyor! ?
If I am transforming, then that thing's still inside me.
Eğer dönüşüyorsam, o şey hala içimde demektir.
How could it have, if I'm still transforming?
Hala dönüşüyorsam, nasıl işe yaramış olabilir?
"transforming them from sorrowing sullen brutes... into straining, eager, ambitious creatures."
"Dönüşüm onlarındı kederli somurtkan hayvanların." "İsteklerini zorlayarak içinde iddalı yaratıklara dönüşüyorlardı."
Wow, that really took my mind off those awful, transforming space mutants.
Wow, şu korkunç, şekil değiştiren..... uzay yaratıkları aklımı başımdan aldı.
To instruct the troops, they decided to invite the "Transforming Tanuki" of Shikoku and Sado where the old craft was still in practice.
Askerleri eğitmek için, eski hünerin hâlâ kullanılmakta olduğu, Shikoku ve Sado'dan "Dönüşebilen Rakunlar" ı davet etmeye karar verdiler.
Male tanuki had some problems transforming into females and children.
Erkek rakunların, kadınlara ve çocuklara dönüşümlerinde biraz sorun vardı.
Even veteran transforming tanuki have to carry "energy boosters" to replenish their strength in an emergency.
Dönüşümde uzman rakunlar, acil durumlarda güçlerini yenilemek için "enerji artırıcıları" her zaman yanında bulundurmalıdır.
At that point, it seemed the transforming tanuki had lost their direction.
Artık dönüşümcü rakunlar, amaçlarını kaybetmiş gibi hissetmeye başladılar.
The transforming tanuki were forced to actively seek out human food.
Dönüşmüş rakunlar, insan yiyeceği aramak zorunda kaldılar.
First, have the transforming tanuki gather food.
İlk olarak, dönüşebilen rakunların yiyecek toplaması.
Yes, I am a transforming fox from Tamahori no Uchi.
Evet, Tamahori No Uchi'li dönüşmüş bir tilkiyim.
And the few transforming foxes survived by transforming into humans like this.
Birkaç tilki, insanlara dönüşerek hayatta kaldılar... tıpkı benim gibi.
The Eldest tanuki, apparently senile, gathered the non-transforming tanuki, and became the dancing, chanting founder of a new religion.
En yaşlı rakun, anlaşılan bunamış ki, dönüşemeyen rakunları topladı ve yeni bir dinin dans edip, şarkı söyleyen kurucusu oldu.
Always relaying, always transforming. And never ending.
Sürekli kullanılır ve değişir, ve asla kaybolmaz.
One day, a strange black cat, Luna, appeared and gave me a peculiar transforming brooch and made me a sailor warrior.
tuhaf bir kedi belirdi ve beni gezegen savaşçısına dönüştüren sıradışı bir dönüşüm broşu verdi.
We've been talking about how to effect positive change in one's life and how changing the physical can be a symbolic first step in transforming the inner self.
Birinin hayatındaki olumlu değişimlerin ve fiziği değiştirmenin iç benliğimize dönüşümüzün sembolü olabileceği hakkında konuştuk.
New Tokyo-3 transforming to battle formation.
Tokyo 3 savaş düzenine geçiyor.
- Transforming himself into a thinking, contributing...
Liggett böyle biri değil.
It'd be a Iot simpler than transforming into -
Bu, dönüştürmekten daha kolay olurdu...
They're transforming the deflector dish into an interplexing beacon.
Dümen çanağını bir interplex bir vericiye dönüştürüyorlar.
But, but not before transforming into me.
Ama benim yerime geçmeden önce.
Yes, I didn't think it could be done either, but... It involves transforming fire into Living Flame and immolating the glove.
Ben de bunun yapılabileceğini sanmıyordum ama ateş "canlı alev" dedikleri bir şeye dönüştürüp eldiveni ona kurban etmek gerekiyor.
We know the Ascension refers to a human transforming into a demon, into the living embodiment of an immortal.
Yükselen bir insanın iblise dönüştüğünü, bedene bürünmüş bir ölümsüz olduğunu öğrendik.
It's now a matter of transforming it.
Simdi mesele bunu degistirmekte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]