English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Translating

Translating translate Turkish

355 parallel translation
I've just finished translating an interesting old tablet.
Az önce çok eski bir yazıtı çevirmeyi bitirdim.
If there's translating to be done they can do it themselves.
Çeviri yapılması gerekirse kendi kendilerine yapsınlar.
We are speaking to you through the translating device above your head.
Sizinle başınızın üstündeki çeviri cihazı aracılığıyla konuşuyoruz.
These helmets have a language-translating device in them.
Miğferin içinde bir çeviri cihazı var.
By translating their communications into our words, we decoded them.
Konuşmalarını çevirerek kodlarını çözdük.
It's the problem of translating light into the language of paint.
Sorun, ışığı, boyama diline çevirebilmek.
- Yes, sir. would you mind translating that into Spanish?
Bunu İspanyolcaya çevirir misin?
Right now, I'm translating an Austrian play.
Şu sırada Viyana'da oynanan bir oyunu çeviriyorum. Burada da sahneye konacak.
I'm translating some Spanish.
İspanyolcadan çeviri yapıyorum.
- You're all of you under arrest. - ( Translating )
Hepiniz tutuklusunuz.
You come in here scaring people half to death... ( Translating )... and steal cars and motorboats.
Buraya gelip insanları ölümle korkuttunuz ve arabalarla, motorlu tekneleri çaldınız.
And you caused damage to private property... ( Translating ) ... and you threatened a whole community with... with grievous bodily harm and maybe murder.
Özel mülkiyette hasara neden oldunuz bütün bir toplumu şeyle... bedensel zarar ve belki de ölümle tehdit ettiniz.
Pass to you for translating into decoy information.
Bilgileri kodlama makinesine geçmek için yazın.
You will be provided with a recording translating device in hopes that a chronicle of this contest will serve to dissuade others of your kind from entering our system, but you will not be permitted to communicate with your ship.
Size ayrıca çeviri yapabilen bir Kayıt cihazı da vereceğiz. böylece bu yarışma sayesinde başkaları da sistemimize girmekten vazgeçerler. ancak geminle iletişim kuramazsın.
Here, take three rubles and start translating.
İşte, 3 rubleni al ve çevirmeye başla.
You always seem to be translating from the Hindi.
Fransızcan, Hintçeden çevrilmiş gibi.
Irving's book about Elmyr... is the story of a man of talent taking the mickey out of those who had rejected him... translating disappointments into a gigantic joke.
Irving'in Elmyr'ı anlattığı kitabı... resimleri, onu reddedenlerin ellerinden alıp hayal kırıklığını koca bir şakaya çevirme yeteneğine sahip... bir adamın hikayesini anlatıyordu.
Translating, it means : "But it is a white Jew".
Yani, "Ama sen beyaz bir Yahudisin."
Are you still translating?
Hala tercüme ediyor musun?
Like a worker, making himself represented by a union... and this organization translating this fact by keywords which are in turn given back to the worker.
Örneğin bir işçi, kendini sendika ile temsil ediyor... ve bu organizasyon bu olguyu işçiye verilen bazı anahtar kelimelerle mümkün kılar.
He's translating some Russian poetry.
Bir Rus şiirini çeviriyor.
Well, he's translating right now.
Şu anda tercüme yapıyor.
Translating.
Çeviri yapıyordu.
So Holland became the leading publisher and bookseller in Europe translating works written in other languages and printing books that had been censored elsewhere.
Böylece Hollanda Avrupa'nın lider kitap yayımcısı olarak diğer dillerden tercümeler de yaparak başka ülkerdeki sansürlenen eserleri dahi yayımladılar.
Since you have objected to my translating, the Lady Toda will explain your responses.
Tercümanlığıma itiraz ettiğin için, cevaplarını Leydi Toda açıklayacak.
It's translating for you.
Senin için çeviriyor.
I used to find enormous comfort translating Russian poetry. - l know.
Rus şiirlerini çevirmek beni hep rahatlatmıştır.
I'm not teasing you, I'm translating
Sataşmıyorum, sadece çeviriyorum.
So I don't believe in reproductions of painting, I don't believe in translating poems.
Bu yüzden resimde reprodüksiyona inanmıyorum, şiir çevirilerine de inanmıyorum.
What it's doing is translating temperature fluctuations into a colour coded visual pattern.
Algıladığı ısı değişikliklerini renksel kodlarla görüntü haline getiriyor
Some Red Cross instruction sheets want translating.
Bir takım Kızıl Haç belgelerinin tercümesi gerekiyor.
He's probably just translating in his head.
Kafasında tercüme yapıyordur.
we're going to aim and control a missile by translating human speech into electronic code so I can talk it through the center of town here without busting up anything or anybody, if we're lucky.
Bu füzeyi insan sesinin elektronik sinyale dönüştüren bir cihazla kontrol ediyoruz kasabanın merkezinde konuşarak ateşleyecek hiçbir şeyi havaya uçurmayacağım. Yada kimseyi Eğer şanslıysak.
The damn translating.
Lanet olası tercüme.
He's translating a call from a deaf man. For God's sake... it's over. It's Orin.
Orin adında sağır bir adamın anlatacaklarını tercüme edecek.
Excuse me, you're not translating?
Afedersin, çeviri yapmıyor musun?
It's translating it, rethinking it rather than reproducing it.
Onu çeviriyor, baştan düşünüyor. Aynını tekrar oluşturmuyor.
I got tired of translating everything to her.
Ona her şeyi tercüme etmekten bıktım.
Do you mind translating for me?
Bana tercüme yapar mısın?
Translating her databanks into recognizable applications may improve with additional transfers.
Veri bankalarını tanımlanabilir uygulamalara çevirmek... ilave nakillerle gelişebilir.
His visor seems to be translating them into visual impulses.
Bir şekilde vizörü bunları görsel tepkilere çeviriyor.
He has told the story apparently, But I wasn't listening obviously, so I wasn't translating.
kendisi hikâyeyi olduğu gibi anlatmış, ama açıkçası ben dinlemiyordum, dolayısıyla tercüme edemedim.
Why does my daughter think she's translating English for me?
Kızım neden çeviri yapması gerektiğini düşünüyor?
- What seems to be the trouble commander? The computer's having a hard time translating their language
Bilgisayar, henüz dillerini çeviremedi.
But if you really wish to show me politeness, you will do so now by translating verses less appalling than the ones I corrected this morning.
Ama bana kibarlık etmek istiyorsan sabah düzelttiklerim kadar feci olmayan dizeler çevirebilirsin.
He's translating. He'll be here.
Tercüme yapıyor.
- Lan McKay and his blokes. - [Translating Into Japanese] - They got his uncle out from China.
Ian McKay ve adamları, amcasını Çin'den aldılar.
They're building a resort at Wallum Beach, - [Translating] - And they might want a Chinese restaurant in it.
Wallum Beach'de bir tatil yeri yapıyorlar ve içinde Çin lokantası isteyebilirler, bu yüzden yemeğimizi geciktirme.
- [Translating] - Joanie, stand up.
Joanie, ayağa kalk.
- I can do more for this place at grass roots level. - [Translating]
Halka, bu yer için daha fazlasını yapabilirim
We may be scared... ( Rozanov translating )
Korkmuş olabiliriz...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]