Tú translate Turkish
1,731 parallel translation
- Tú eres una maldición.
- Tú eres una maldición.
tu-tuesday?
Salı günü mü?
This is Mr. Peng, Mr. Du... Duan, Zhang.
O zamanlarda, kızlar arasında en çok lafı dönen konu sen ve Yu Hong'tu.
CSI Wolfe was the primary.
Asıl sorumlu Wolfe'tu.
Et tu, zud?
Sen de mi, Zud?
It was Janus.
Janus'tu.
Sally Reynolds was the intended target.
Gerçek hedef Sally Reynolds'tu.
That was Hotch.
Hotch'tu.
Tu me manques, Monique.
Bir sen eksiktin, Monique.
It was a Tuesday, 4 : 30.
Salı günü saat 4 : 30'tu.
My father was an Erasmus. His father before him.
Babam bir Erasmus'tu, onun babası da.
Pontius, right?
Pontius'tu değil mi?
Qu'est-ce que tu fais là?
Ne işin var burada?
I mean it like
Çocuğunun hayatında olmamı istemeyen Luke'tu.
It was Gallus.
Gallus'tu.
Senior class B, Miss Carrie Tu
Son sınıf B'den, Bayan Carrie Tu.
Carrie Tu, come up to the stage
Carrie Tu, sahneye gelin.
Please take a good look at Miss Tu and why she is different from you all
Bayan TU'ya lütfen dikkatlice bakın. Diğerlerinden neden bu kadar farklı?
Carrie Tu, return to class
Carrie Tu, sınıfına dönebilirsin.
Anyway, Kiritsugu couldn't possibly know anybody from abroad, so- - well, I guess I can't say that for certain.
Ayrıca, Kiritsugu'nun hiç yabancı bir tanıdığı yok.. tu.. şey, tamam belki olabilir.
The messenger was Roger of Stoke. Do you know him?
Haberci Kazancı Stoke'tu Onu tanıyor musun?
Tu seras infeliz para el resto de tu vida. - Did she just say I'm gonna be unhappy?
- Az önce mutsuz olacağımı mı söyledi?
Estoy aquí para hacer tu perra. "
Estoy aquí para hacer tu perra. "
Oh, I was just wondering, that school you mentioned in Upminster. St Sheldon's?
- Ben sadece merak ediyordum da Upminster'de yapılan okul, Aziz Sheldons'tu, değil mi?
Ivan gets all possessive and next thing I know Carlos is on the floor with a bloody nose.
Salsa mı? Ivan rahatsız oldu, hep kendini düşündü. Bundan sonra bildiğim tek şey,... dans salonunda, kanlı burnuyla yerlerde yatan Carlos'tu.
Tu sabes que tu eres el amor de mi vida!
Tu sabes que tu eres el amor de mi vida!
Ah, mi casa es su casa.
"Mi casa es tu casa"
Like tum, tu-tum, tum, tu-tum.
Tam, tamtam, tam, tamtam gibi.
It's tum, tu-tum!
Tam, tam tam!
Her name is Nok, remember?
İsmi Nok'tu, hatırladın mı?
- Jan Mannus, right?
- Adiniz Jan Mannus'tu degil mi?
He was Russian, very handsome.
Kendisi çok yakışıklı bir Rus'tu.
Guess who's an orc?
Tahmin et bakalım, kim Ork'tu?
Que-ce tu fais? Que-ce tu fais?
Ne yapıyorsun?
No, no, no, no Tu fais pa.
- Hayır, olmaz! Sakin ol.
tu quieres, el, ella quiere, nosotros queremos, vosotros quereis, ellos, ellas quieren
Tu quieres, el, ella quiere, nosotros queremos, vosotros quereis, ellos, ellas quieren
2Pac Shakur. Excuse me. Raise your hand.
Affedersiniz, "Tu-pock." Sevenler el kaldırsın.
She got this businessman, John Tu, To donate 35 computers so we could work.
İş adamı John Tu'nun 35 bilgisayar bağışlamasını sağladı.
la mia stella.
Tu sel una stella, la mla stella.
Uh, Thaddeus was my kidnapper.
Beni kaçıran Thaddeus tu.
That was a Glock...
O bir Glock'tu.
My dad was Russian.
Babam Rus'tu.
Tu es très jolie, Nora.
Tu es très jolie, ( çok güzelsin ) Nora.
Nyama ni nyama tu, in Swahili.
Shawili dilinde "Nyama ni nyama tu".
Mine terrorized Greenwich Village and smoked Newports.
Benimki şiddet dolu Greenwich Mahallesi ve duman kaplı Newports'tu.
Manouche, isn't it?
Manouche'tu, değil mi?
Et tu, Brute?
Ben Rick James, kaltak!
J'adore quand tu parle francais.
"Fransızca konuşmanı çok seviyorum."
Norcut was the money man.
Bu, para babası olan Norcut'tu.
Oh, et tu, mother?
Ah, sen de mi, anne!
Emil Brugsch was a top antiquary's official at the time. And another codebreaker.
O zamanlar Mısır'da eski eserlerin baş yetkilisi Emil Brugsch'tu, bir diğer şifre çözücü.