English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wander around

Wander around translate Turkish

303 parallel translation
Wandered around? Wander around where?
Başıboş dolaşmak mı?
He said if I wanted to come back, he'd give me the whole Bronx to wander around in.
Dönmek istersem bütün Bronx ayaklarımın altındaymış.
So now I just wander around and sleep wherever I am.
Artık etrafta dolaşıp önüme gelen yerde yatıyorum.
I wasn't born to wander around like you.
Ben senin gibi boş boş dolaşmak için doğmadım.
We wander around aimlessly...
Amaçsız bir şekilde gezinip durduk.
If you wander around like that, the Matsudairas will be disgraced.
Senin iğrenç ve soysuz davranışın bu Klan için bir utançtır.
I like to wander around when I dictate.
Dikte ederken odayı dolaşmayı severim.
Do they let you wander around now without a keeper?
Artık bakıcın olmadan dolaşmana izin veriyorlar mı?
I guess I'll just wander around.
Her halde etrafta dolaşırım.
I've told you a hundred times not to let convicts wander around the store.
mahkûmları mağazaya yaklaştırma diye defalarca söyledim.
I'd like to wander around a bit.
Biraz daha dolaşmak istiyorum.
I have nothing to do, so I just wander around.
Yapacak başka bir şeyim yok, o yüzden de dolaşırım.
She'd wander around here every night.
Kızı annendi.
Those damn training planes wander around like bats.
Kahrolası eğitim uçakları yarasa gibi dolaşıp duruyor.
Well, we were just going to wander around Mikawa.
Biz Mikawa'da biraz dolaşacaktık.
I wander around, I don't like being shut in
Etrafıma bakarım, önümdekilerle uğraşırım.
Sometimes... I go into the forest... and shut my eyes... and just wander around touching trees and grass and boulders.
Bazen ormana gider, gözlerimi kapatır ağaçlara, çimlere ve kayalara dokunarak dolaşırım.
She'll only wander around looking for me.
O sadece beni etrafında istiyor.
Wander around, if you like, or stay here.
İstersen etraf ı dolaş, ya da burada otur.
I don't have any plans, just wander around a bit and take a look.
Hiç bir planım yok, sadece etrafı dolaşıp bakınacağım.
In my despair, I decided to wander around
Aşkımı bu şekilde kaybedince, bende kendimi yollara vurdum!
And smoke an awful lot ofdope I will wander around barefoot
Çok ama çok uyuşturucu içeceğim Ayakkabısız gezeceğim
It's only a actor, who wander around the town.
Sadece kasabayı dolaşan bir aktör.
How could I ask you to wander around with me?
Seni benimki gibi bir hayata nasıl sürüklerim?
Why don't you wander around?
Etrafa bir bak. Belki rastlarsın.
Let's wander around.
Hadi etrafta dolaşalım.
We're gonna wander around.
Biraz dolanacağız.
At this hour I still love to wander around and beat somebody.
Bu saatte dolaşmayı ve birilerini pataklamaya bayılırım.
Or Sheila, for being a tough broad... who liked to wander around Bel Air at 2 : 00 in the morning?
Ve ya Sheila'nın mı.. Sabahın 2'sinde Bel Air etrafında kim takılır?
You wander around.
Dolaşıyorsun.
The receptionist told me you were tied up, so I decided to wander around.
Resepsiyon görevlisi sizin meşgul olduğunuzu söyledi, ben de dolaşmağa karar verdim.
I'll just wander around.
Sadece etrafta gezineceğim.
I'll just wander around.
Etrafta dolaşaçağım.
Really, Mrs Eberhart, this isn't the best place for you to wander around.
Cidden, Bayan Eberhart, burası etrafta gezinmek için pek uygun bir yer değil.
Your folks let you wander around town by yourself?
Seninkiler kasabada böyle dolaşmana izin veriyor mu?
Since when do they let them wander around?
Ne zamandan beri etrafta gezmelerine izin veriyorlar?
I'll just wander around by myself.
Tek başıma dolaşacağım biraz.
If you don't wish to die, don't wander around.
Ölmek istemiyorsan ortalıkda fazla dolaşma.
Why shouldn't I just let him wander around the city?
Ona neden şehirde elini kolunu sallaya sallaya gezme şansı vermeyeyim?
Girls who wander around are quite rare To be all alone like that...
Buralarda onun gibi... tek başına dolaşan kızlar çok nadirdir.
It means to, uh, wander around and discover new places.
Ortalıkta dolaşıp yeni yerler keşfetmek demektir.
Huh? Wander around, take a look at America.
Şöyle dolaşıp, Amerika'ya bir göz atacağım.
- Want to wander around?
- Çevreyi dolaşmak ister misin?
Wander around.
Şöyle bir etrafına bak.
I just want to wander around
Sadece gezmek dolaşmak için.
As what you have said, to wander around
Dediğin gibi, gezip dolaşmak
Okay, I'm just gonna wander around and see what's biting.
Tamam. Bende gezip bakayım oltaya ne vuracak.
Feel free to wander around.
Kendinizi evinizdeymiş gibi hissedin.
Jordy, those Hoots are letting diseased sheep wander loose around the water.
Jordy, şu Yobazlar hasta koyunlarını suyun etrafında başıboş bırakıyorlar.
You have to tell them to do that because if you don't, they'll just wander around the tub.
Yoksa banyoda gezinir dururlar.
If you don't want to wander like Maria you can do it the other way around.
Eğer Maria gibi dolaşmak istemiyorsan başka bir şey de yapabilirsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]