We did translate Turkish
40,112 parallel translation
- We did.
- Biz başlattık.
We made you a party to that secret when you told us of the Hilltop's own travails, but we did not expect you to share...
Bizlere Hilltop'ın da çektiği eziyetleri anlatınca seninle bu sırrımızı paylaştık ama kalkıp başkalarına anlatmanı...
What we did back there, what we're doing now, making a future for Judith and for Glenn and Maggie's baby, fighting the fight, that's living.
Orada yaptıklarımız şu an yaptığımız şey Judith'e ve Glenn'le Maggie'nin bebeğine bir gelecek yaratmak bu savaşa karşı savaş vermek, yaşamak budur işte.
We did not agree to that.
Böyle bir anlaşma yapmadık.
We could put it right back and pretend we never saw it, like we did with Dad's mannequin leg.
Yerine geri koyup, hiç görmemisiz gibi davranabiliriz. Babamin manken bacagini buldugumuz zamanki gibi.
We did one, it was the big even of that summer, let it die.
Bir kere yaptık, o yazın büyük olayıydı, bırak öyle kalsın.
We did in Cabo on a beach.
Cabo'da bir sahilde yaptık.
I believe they are suffering a disaster, like we did.
Bizim yaşadığımız gibi bir felaket yaşadıklarına inanıyorum.
The truth of the matter is, we did you a favor. Believe me, you're gonna get over it.
İnan bana, atlatırsın.
We did have a case involving Mr. Stussy but...
Bay Stussy'i ilgilendiren bir davamız vardı ama...
We did not choose this, but this is our fight now.
Bunu seçmememize rağmen artık bu bizim savaşımız oldu.
- Even if we did, this is the kind of thing that kills careers.
- Erişimimiz olsa bile insanın kariyerini bitirecek bir şey bu.
We did.
Evet.
Yes, we did, and for good reason.
Evet, kullandık ama iyi bir amaçla. Evet.
We did some good work together.
Birlikte iyi iş çıkardık.
It's what we did in Nicaragua, Chile, Congo, a dozen other places, all the way back to Iran in the'50s.
Nikaragua'ya, Kondo'da Şili'ye, bir düzine farklı yere yaptık bunu. Ta 1950'lerde İran'a kadar gidiyor.
Well, there are things that we did not know about each other that we are... processing.
Yani, birbirimiz hakkinda bilmediğimiz şeyler vardi onlari sindiriyoruz.
Well, there are things that we did not know about each other that we are... processing.
Yani, birbirimiz hakkında bilmediğimiz şeyler vardı onları sindiriyoruz.
We did spend all of our money on this house.
Tüm paramızı harcadık Bu evde.
I think we did good work.
Bence iyi iş çıkardık.
You know, we both did.
Annesi de ben de seviyoruz.
How did he survive all that time and we never saw him, heard him?
Bu kadar süre nasıl hayatta kalabildi, ondan haber alamadan?
We want to know why you did it.
Neden yaptığını öğrenmek istiyoruz.
We had your word, for all the good it did us.
Zaten sözünü almıştık şimdi ki halimize bak.
Did we win?
Kazandık mı?
We had hours. Who did the interview?
Görüşmeyi kim yaptı?
Even if he was, when did we start arresting people for crimes they might commit?
Öyle olsa bile ne zaman insanları işleyebilecekleri suçlara göre tutuklamaya başladık?
Don't you think we should've had this conversation before you did the deal with Conlin?
Bu konuşmayı sen Conlin ile anlaşmadan önce yapsaydık, daha iyi olmaz mıydı?
- Yeah, we did.
- Evet, öyle.
We started something, Majid. Three years ago, you and I did.
Üç yıl önce sen ve ben bir şey başlattık Majid, birlikte.
How they both did their best to serve our country and... face down fear, just as we must face it down here at home.
Ülkelerine hizmet etmek için ikisi de ellerinden geleni yaptı ve korkuyla yüzleştiler. Tıpkı bizim de burada yapmamız gerektiği gibi.
How did we get on to this anyway?
Bu işe nereden bulaştık?
... on the ground, so we're talking... Did you know Javadi's in town?
Javadi'nin şehirde olduğunu biliyor muydun?
We just shot it... me and Peter did.
Peter'la birlikte çektik.
We have. All those that did not flee.
Kaçamayan kim varsa hepsini.
We need to compel him to confess to what he did.
Yaptığı şeyi itiraf etmesi için onu mecbur hissettirmeliyiz.
It's the best thing we ever did.
Yaptığımız en iyi şeydi onlar.
I think we're all properly angry about what he did on the Underhill estate.
Hepimiz Underhill Malikanesi'nde yaşananlardan ötürü ona kızgınız.
I think we're all properly angry about what he did on the Underhill estate, but Billy has influence that is best not ignored.
Underhill Malikanesi'nde yaptıklarından ötürü hepimizi sinirlendirdi. Lakin Billy'nin etkisini hafife almak olmaz.
When and why did we decide to do that?
Ne ara ve hangi nedenle yaptık öyle bir şeyi?
But since when did we expect this would be anything else?
Fakat kim bunun kolayca hallolacağını iddia etti ki?
We know what you did to Asim Naseri's daughter.
Asım Naseri'nin kıza ne yaptığını biliyoruz.
Did you do it because you thought we killed your daughter?
Kızınızı öldürdüğümüzü düşündüğünüz için mi yaptınız?
She believed in what we were doing as much as I did.
Yaptığımız şeye benim kadar inandı.
We know what you did for him.
Onun için yaptıklarını biliyoruz.
So did we.
Biz de öyle.
Did we make a mistake doing the concert?
Sence konseri vermemiz hata mıydı?
Why did we stop?
Neden biraktik?
Why did we stop?
Neden bıraktık?
Yeah, we saw what he did.
Evet, ne yaptığını gördük.
If they did, sir, we'll have'em.
Sizce bunu Edison'a biri mi yaptı?
we did it 1467
we did our best 26
we didn't have sex 26
we did that 55
we didn't 551
we didn't talk 19
we didn't see anything 18
we didn't get it 23
we did good 47
we did everything together 23
we did our best 26
we didn't have sex 26
we did that 55
we didn't 551
we didn't talk 19
we didn't see anything 18
we didn't get it 23
we did good 47
we did everything together 23