We did it together translate Turkish
174 parallel translation
And we did it together!
Ve birlikte yaptık!
We did it together, Ben.
El ele verelim.
We did it together!
Birlikte başardık!
It's finished, and we did it together.
O bitirildi ve bunu birlikte yaptık.
We did it together, carnalito.
Birlikte yaptık, carnalito.
We did it together.
Birlikte yaptık.
We did it together.
Bunu birlikte yaptık.
We did it together.
Her şeyi birlikte yaptık.
- It's great! - For us because we did it together. Together!
İkimiz için de harika çünkü bunu birlikte başardık.
We did it together, didn't we?
Bunu beraber yaptık, değil mi?
We... we did it together as a band.
Biz... biz kaset yapar gibi birlikte bıraktık.
Well, we did it together. Horatio?
- Bu işi birlikte yaptık.
I wasn't... look, one of the coolest things about this was that we did it together.
Benzetmedim. Bunun en güzel yanlarından biri, ikimizin yapmış olması.
You know, Gilda, we did a marvelous job on that third act... and I have a feeling that if we got together and collaborated on a note to leave behind... and really worked on it... it would not only be a very fine piece of literature... but it might save me a black eye.
Gilda, oyunun üçüncü perdesinde harika bir iş başardık ve içimden bir ses, arkamızda bırakacağımız bir not yazıp bunun üzerinde etraflıca düşünürsek sadece iyi bir edebi eser bırakmış olmakla kalmayıp beni de morarmış bir gözden kurtarmış oluruz diye düşünüyorum.
We did it so we could be together, but instead of that it's pulling us apart. - Isn't it, Walter? - What're you talking about?
Bunu beraber olmak için yaptık, ama aksine bu bizi ayırıyor.Öyle değil mi Walter?
It's something we did together.
Ne yaptıysak beraber yaptık.
- Bringing it off the way we did. I mean, we worked well together, considering it was our first job.
Yani, ilk işimiz olmasına rağmen, beraber iyi iş çıkardık.
The few times we did sleep together it felt like being in the court house.
Birkaç defa birlikte yattık kendimi sanki mahkemede gibi hissediyordum.
- Yes? If we had such a great life together... why did you want it changed?
Madem birlikte o kadar güzel bir hayatımız vardı, neden değişmesini istedin?
Whatever I did, I did it so that we could all leave here together.
Her ne yaptımsa, buradan birlikte gidebilmek için yaptım.
It's been some time since we did business together.
Birlikte bir iş yapmayalı epey oldu.
But perhaps we can get out of that by suggesting that language had an early apprenticeship in the form of a kind of sign language, or drawing in the sand, or perhaps language arose before actual speech arose, as a sort of way of talking to yourself to get your thoughts into a logical order, to plan your actions in a logical order, and only later perhaps, did it become externalized in the form of speech using the tongue, lips, and voice so that brains became, as it were, networked together.
Fakat belki bu fikri, dilin işaret biçiminde ya da kuma çizilerek ifade edildiği bir emekleme evresi olduğunu önererek ya da belki de düşüncelerimizi mantık sırasına koymak, eylemlerimizi mantık sırasına göre planlamak için kendimizle konuşmanın bir biçimi olarak ortaya çıktığını öne sürerek ya da belki daha sonra dilin dudak ve sesi kullanarak konuşma biçiminde dışsal hâle geldiğini ve böylece beyinlerimizin şu andaki gibi birbirleriyle bağlantılı hâle geldiklerini öne sürerek çıkarabiliriz.
I mean, he was more than a brother. I mean, we did everything together, just kickin'it every day.
Yani, her şeyi beraber yapardık her gün coşkuluyduk.
I think it's wise for us to unite together, just like we did 16 years ago.
Bence 16 sene önce ki gibi yapmalıyız! Güçlerimizi birleştirip, voltranı oluşturalım!
It's a long time since we did nothing together.
Beraberce hiç bir şey yapmayalı çok olmuş.
It's about time we did something together as a family for once.
Bu ilk defa ailecek yaptığımız birşey olur.
You said we did a bad job of putting it together?
Sence neresi yanlış olmuş?
And if we did this every day, got together and whined about it... nothing would get done.
Ve Eğer bunu hergün yaparsak, oturup sızalanırsak
[Together] We did it!
Sana bazı gizli şeyler yapacağız.
Was it just me or... did we have an amazing time together on our trip?
Bana mı öyle geldi yoksa yolculuğumuzda muhteşem vakit geçirmedik mi?
We had some zabaglione that, of course, we did make it together but everybody was raving about it!
"Zabaglione" yedik. Beraber pişirdik tabii. Herkesin dilindeydi!
So we got a task force together, and went down there thousands of miles away, freezing cold, outnumbered I think, six to one I think it was, did the business.
Özel kuvvetlerlerimiz vardı, ve burdan binlerce kilometre uzağa gittik, dondurucu soğukta, sayıca üstündük bana göre, altıya birdi bence, ticaretini yap.
We never did our laundry together, and that was it.
Biz asla birlikte çamaşır yıkamamıştık, ve işte böyle bitti.
At one point I thought that if what we did together was all that you wanted, it was because you knew more than me.
O ilk dakikada beni benden daha iyi tanıdığını düşündüm.
It was put together skillfully and we did great.
Tek gereken bunları harmanlamaktı, biz de bunu mükemmel yaptık.
This child, it's the one good thing we ever did together.
Bu çocuk birlikte yaptığımız tek güzel şey.
Angel, it's the one good thing we ever did together.
Angel, bu birlikte yaptığımız tek iyi şey.
The last thing we did together, what was it?
Beraber en son yaptığımız şey neydi?
Well, it being that, you know, me and him, we did a lot of business together, right?
Beni bilirsin. Onunla uzun zamandır iş yapıyorduk.
We did it together.
Birlikte başardık.
We did sleep together, but never actually did it.
Beraber uyuduk ama, aslında gerçekte o işi yapmadık.
We did sleep together, but we never did it.
Beraber uyuduk, ama o işi yapmadık.
This child, it's the one good thing we ever did together.
Birlikte yaptığımız tek iyi şey, bu bebek.
- We saw it together. - We did?
- Birlikte seyrettik.
We did it... together.
Başardık... Birlikte.
We all did it together.
Elbirliğiyle yapmıştık.
We did so many interrogations together... he could've watched me type it in.
Birlikte bir sürü sorguya girmiştik, ben yazarken izlemiş olmalı.
I don't care how you did it in the past. But in this house, we're gonna work together.
Eskiden nasıl çalıştığınız önemsiz çünkü burada beraber çalışacağız.
It was one job we did together.
Birlikte yaptığımız bir işti.
"Let's try overlaying the dialogue here." We just did it together.
"Diyaloğu buraya koyalım" dedi. Bunu birlikte yaptık.
Come to think of it, the night we were together he did spend a freakish amount of time on my boobies.
Düşünsene, tek bir gece beraber olduk ve başını dakikalarca memelerimin üzerinden kaldırmadı.
we did it 1467
we did our best 26
we didn't have sex 26
we did 1664
we did that 55
we didn't 551
we didn't talk 19
we didn't see anything 18
we did good 47
we didn't get it 23
we did our best 26
we didn't have sex 26
we did 1664
we did that 55
we didn't 551
we didn't talk 19
we didn't see anything 18
we did good 47
we didn't get it 23